Serbest bırakılması planlanan İsrailli tutsakların isimleri ve teslim mekanizmalarına ilişkin ayrıntılar nedeniyle esir değişim anlaşmasının yürürlüğe girmesi 90. dakikada bir gün ertelendi. İsrail hükümetinin onayladığı ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit partisinin bakanlarının karşı çıktığı anlaşma, anlaşmanın “zor seçenek” vasfını ortadan kaldırmadı. Zira hükümeti kerhen bu seçenekte ilerlemeye zorlayan birtakım faktörler ve düşünceler vardı.
Yedioth Ahronoth gazetesi köşe yazarı Ben-Dror Yemini'ye göre Perşembe akşamı, sinir bozucu olmamalıydı; ancak beklemenin korkunç acısının ortasında, rehinelerin serbest bırakılmasının ertelendiğini belirten kafa karıştırıcı bir açıklama yayınlandı. Bunlar, üç savaş liderinin, Başbakan Benyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Galant ve Savaş Konseyi Bakanı Beni Gantz'ın öncesinde Çarşamba gecesi ortaya çıkmasından sonra gerçekleşti. Anlaşmanın “tamamlanmış ve yürürlükte” olduğundan bahsettiler. Bu bağlamda Yemini şunu merak ediyor ve soruyor: “Neden hiçbiri tek kelime etmedi? Yaşananlardan sonra daha dikkatli olmamız gerekiyor. Tamamlanmış bir şey yoktu ki yürürlükte olsun… Savaş liderlerinin sessizliği kötü niyet değil, böyle günlerde yeri olmayan bir ihmaldir.” Yaşananlara rağmen, ilk serbest bırakılanlar geldiğinde bile “bu sevinmeye sebep olmayacak.” Yemini'ye göre bunun nedeni şuydu: “7 Ekim'deki korkunç katliamın ardından sevinilecek bir şey yok. Özellikle de kaçırılan kişilerin ailelerinin çoğu sıkıntı yükü altında çökmüş durumdayken ve Hamas hâlâ hayattayken… İsrail'in kendisine dört ile beş günlük bir ateşkes vermesine karşılık olarak bize kısmi bir anlaşma dayatıyor. Bunu bu lanetli savaşta kanımızdan daha büyük bir bedel elde etmek için kullanabilir… Sonuç olarak, İsrail'i acımasız savaşlarla dolu daha zor günler bekliyor. Zira Gazze tamamen işgal edilmedi ve yer altı tünellerinden oluşan şehir, içinde binlerce kana susamış teröristle birlikte hâlâ enkaz altında gizlenmiş durumda. Hareketin liderleri bu savaşı sürdürürken, üyeleri de İsrail şehirlerine roket atıyor.”
Yemini, askeri bir örgüt olarak Hamas'ın yenilgiye uğratılabileceğine inanırken, yolun uzun, hedefe ulaşılmaktan çok uzak olduğu ve eğer bu anlaşma yürürlüğe girse bile, kaçırılan 50 kişi ve diğerleri serbest bırakılsa bile kutlama için hiçbir neden olmadığı görüşünde. Yemini, düşüncesini “bir zayıflık anı, tarihi ve stratejik bir hata olarak değerlendirdiği Gilad Şalit (Özgürlere Sadakat) Anlaşması’yla delillendirdi. Anlaşmayla özgürlüğüne kavuşanlardan biri olan Mahmud Gavasime'nin, Haziran 2014'te Gush Etzion'da Gil-Ad Shaar, Eyal Yafarah ve Naftali Frankel adlı üç gencin kaçırılıp öldürülmesine ön ayak olan kişi olduğunu, yaşananların “Koruyucu Hat Operasyonu”na sebebiyet verdiğini ve söz konusu anlaşmanın aynı zamanda Hamas hareketinin başına seçilen ve İsrail'in maruz kaldığı en büyük katliama doğru örgütü komuta eden Yahya Sinvar'ın serbest bırakılmasını da içerdiğini ifade etti. “Yani hayır, kutlama için bir gerekçe yok; ama endişelenecek çok neden var.” diyen Yemini sözlerine şöyle devam etti: “Hiçbirimiz hükümet üyelerini, özellikle de Güvenlik ve Siyasi İşler Kabinesi üyelerini ve zaten zor kararı vermiş olan Savaş Kabinesi üyelerine kötülük düşünmemeliyiz… Geçtiğimiz on yılın deneyimlerinden bu anlaşmaların bedelinin çok yüksek olduğunu biliyorlar… Şalit anlaşması berbattı. Mevcut anlaşma dengeleri değiştirecek. Sonunda tamamlansa bile tadı acı olacak.”
Yemini’ye göre İsrail, baskı altında ateşkese çekilmemeliydi. İsrail, Kongre'nin dahi kendisinden derhal ateş kesmesini talep edecek kadar genişlemeye başlayan uluslararası talep yerine bunu kendi inisiyatifinde ve Hamas'ın teslim olması koşuluyla gerçekleştirmeliydi. O zaman Hamas ‘hayır’ derdi ve suçlanan Hamas olurdu. Yemini, sözlerine ek olarak stratejik açıdan da şunları söyledi: “İsrail daha önce bilinen bir yol izledi, bu yolu sağlamlaştırdı. 7 Ekim'de anlayışlar bir anda çöktükten sonra baskı altında anlaşmaya vardı. O günden bu yana da çökmeye devam ediyor.”
İsrail ordusunun bu zaman diliminden zarar görmeyeceğine, çünkü kendini organize ederek kuvvetlerinin, bir sonraki askeri saldırı için hazırlık yapmasına izin vereceğine inanan“Haaretz” gazetesinin askeri ve güvenlik işleri analisti Amos Harel’e göre, “anlaşmanın kendi yolunda ilerlediğini ve bedeli kara saldırısının hızını yavaşlatmak olsa bile bunu uygulamaya ihtiyaç duyulacağını anladıklarında” İsrail için “zor seçenek”e Galant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, son günlerde kendilerinin, ordu ve Şabak’ın (Şin Bet) lider kadrosunun tutumlarında meydana gelen değişiklikten sonra mecbur kaldılar. Ayrıca Harel, anlaşmadaki tutum değişikliğinin yalnızca anlaşmanın şartlarıyla bağlantılı olmadığına ama aynı zamanda kaçırılanların ailelerinin yaptığı protestolarının geniş halk desteği almasına, kadın ve çocukların terk edildiğine dair kamuoyunda öfkenin tırmanmasına paralel olarak Gazze Şeridi'nin güneyinde kara harekâtının sürdürülmesinin zorlaşacağına dair emniyet güçlerinin farkındalığı ile ilgili olduğuna da dikkat çekiyor.
Aynı bağlamda Maariv gazetesinin askeri analisti Tal Lev-Ram şuna işaret ediyor: “Güvenlik sistemindeki çeşitli değerlendirmelere göre ateşkesin dört gün boyunca fiilen tatbiki ve mübadele anlaşmasının ilk aşamasının uygulanması önümüzdeki iki gün içinde tamamlanabilir. Ancak Hamas liderliğinin yürüttüğü psikolojik savaş, mevcut boşluklar ve koşullar... ve savaş günlerinde gelişebilecek bir dizi faktör ve olay, anlaşmanın uygulanmasına ilişkin takvimi geciktirebilir… Önümüzdeki günler çok gergin geçecek; zira İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki hastanelerde, özellikle Şifa Hastanesi'nde askeri operasyonlarını tamamlayarak ve İsrail ordusunun askeri kontrolü ele geçirdiği Hamas'a ait bölgelerde merkezi tünelleri, silah üretim atölyelerini, silah depolarını, diğer merkezi tesisleri ve karargahları yok ederek askeri operasyonlarını derinleştirmek ve Hamas'a askeri baskı uygulamak için bu anlaşmayı kullanmayı gözetlemekte.”
Yedioth Ahronoth gazetesinin siyasi analisti Nahum Barnea ise kendi adına şuna inanıyor: “Kaçırılan insanların ailelerinin, anlaşmanın kabinede onaylanmasının ardından alması gereken ders çok açık ve net: baskı, sonra baskı, sonra baskı… Yabancı hükümetlerin temsilcileriyle yapılan toplantılar önemli, ancak daha da önemlisi kabine bakanlarıyla yapılan toplantılar, gösteriler, yürüyüşler ve kaçırılanları öncelik listesinin en üstüne koymaya yönelik sürekli çabalar, çünkü bu aileler nezaketle hedeflerine ulaşamadılar… İsrail ordusu, askeri baskının Sinvar'ı anlaşmanın şartları ve zamanlaması konusunda bir miktar esneklik göstermeye sevk ettiğine ikna oldu. İsrail tarafının da yaşadığı daha az önemli bir süreç yok. Amerikan yönetimi, Gantz, Eizenkot ve Deri anlaşmaya destek verdi. Galant ise ordunun liderlerine muhalefetle savaşan güçlere daha fazla zaman vermek istiyordu. Ancak sonuçta soruna son noktayı koyan ailelerin kampanyası oldu… Yanlış anlama olmamalı: tercihler kötü, kararlar zor. Bedellere, ateşkese, ardından daha fazla ateşkese ve daha fazla ateşkese dayalı anlaşma formülü, sürdürülebilir ve etkili bir kara operasyonunu zorlaştırıyor, planları karıştırıyor. Aksine, güçler arasında hayal kırıklığı ve ihtiyatların terhis edilmesi için sahada ve iç cephede baskı oluşturuyor… Bu bir anlaşma değil. Bir terör örgütü hakkında konuşurken anlaşma kötü bir kelimedir. Bu şantaj ve zoraki bir durumdur… Mevcut durumda bu bedeli ödemekten başka çare yok. Çünkü bunun alternatifi, 7 Ekim'de kaderleriyle baş başa bırakılmış bu kaçıran insanları yeniden kaderlerine terk etmektir ki bu daha tehlikelidir. Bedelinin yanı sıra, bunca kan da İsrail hükümetinin ve İsrail ordusunun alnında silinmez bir ahlaki leke bırakacaktır… Savaş komutanlarından birine ateşkes içeren bir anlaşmaya karşı olup olmadığını sordum, o da şu cevabı verdi: "Bize birkaç gün durmamızı söylerlerse dururuz." Önemli olan hedeflerin değişmemesi: Gazze’de otorite olarak Hamas'ı devirmek, liderlerini tasfiye etmek ve kaçırılan insanları geri getirmek… Bir dizi anlaşma İsrail ordusunun ivmesini bozsa bile ilk iki hedefe ulaşılabilir… Bu daha zorlu olacak ve daha fazla zaman gerektirecek… Ateşkes Sinvar'ın Gazze Şeridi'nin güneyinde ve merkezinde kendi sistemini daha iyi organize etmesine olanak tanıyacak olsa da İsrail ordusunun da kendisini iyi organize etmesine olanak sağlayacak… Zafer davullarına, hatta bunun zerresine bile yer yok. Netanyahu'nun açıklamalarından anlaşılan, İsrail'in müzakerelerde büyük bir başarı elde ettiği iddiası ise gerçeklerden uzaktır. İsrail'in kabul ettiği anlaşma, savaşın ilk haftasında Katar Başbakanı tarafından -küçük değişikliklerle- önerilen anlaşmanın aynısıdır. İsrail biraz yumuşadı ve Hamas da aynısını yaptı. Genel olarak Sinvar istediğini elde etti.
Kudüs Haber Ajansı - KHA