İsrail çılgınlığında eksik olan tek şey, ABD Başkanı Joe Biden'ın dün akşam açıkladığı açık destek ve Binyamin Netanyahu hükümetine, Hamas hareketine kararlı bir karşılık vermesi çağrısıydı. Olup bitenlere ilişkin İsrail'in anlatısını doğrulayan Biden, ülkesinin İsrail’e açık desteğini ve mühimmat ihtiyacını karşılayacağını yineledi. Biden, İsrail'e karşı savaşa girmemeleri konusunda "ülkelere ve örgütlere" yönelik uyarısını tekrarlayarak, Amerika’nın yaptığı şeyin aynı zamanda kendi güvenliğini sağlamak olduğunu söyledi.

Biden'ın pozisyonu dünkü büyük siyasi ve saha gelişmelerinin ardından geldi. İsrailli liderler ise Hizbullah'ın savaşa dahil olma ihtimalinden duyulan korku zemininde Lübnan'a yönelik daha fazla tehditler savurarak İsrail'in Gazze’deki direniş güçlerine karşı herhangi bir koşulla sınırlı olmayan ve açık bir saldırı başlatması için uygun ortamı yaratma endişesiyle, Gazze Şeridi'nde sivillere karşı işlenen açık suçları örtbas etmek adına, daha fazla siyasi seferberlik toplamaya çalışıyor gibi görünüyorlardı.

El-Ahbar'ın verdiği bilgiye göre Amerikan yönetimi, savaşın siyasi, güvenlik ve sahada yönetilmesinde doğrudan rol oynuyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in vahşetini kınayan herhangi bir tutumu önlemek için dünyanın çoğu ülkesiyle geniş bir iletişim hamlesi başlattı. ABD Ordusu Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General Michael Kurilla ise işgal ordusunun Genelkurmay Başkanı ile doğrudan koordinasyon görevini üstlendi. El-Ahbar, ABD askeri istihbaratından üst düzey subay ve uzmanların Tel Aviv'e geldiğini ve İsrail Askeri İstihbarat Örgütü'ne bağlı İstihbarat Birimi 504'ün karargahındaki bir operasyon odasına katıldığını öğrendi.

Dün gece 5 savaş gemisiyle Doğu Akdeniz açıklarına gelen "Gerald Ford" uçak gemisinin de işgal ordusunun harekât odasına bağlandığı öğrenildi. Gerald Ford uçak gemisinden bir ekip, Gazze Şeridi'ne kara saldırısı için devam eden planlamaya katılıyor ve çatışmanın Hizbullah'ı veya direniş ekseninin geri kalan güçlerini kapsayacak şekilde genişlemesi olasılığıyla yüzleşmek için çalışıyor.

İsrail’in, İran ve Hizbullah'a yönelik tehdit düzeyinin yükseltilmesi ve onları Gazze'deki direnişe destek vermekten caydırmak yönündeki talebine Washington'un icabet etmesi dikkat çekti. Üst düzey bir Pentagon yetkilisi, Hizbullah'a doğrudan tehdit yönelterek, İsrail’le ikinci bir cephe açmak için yanlış karar vermenin sonuçları konusunda uyardı ve şunları söyledi: “Hizbullah'ın, bu çatışmada ikinci bir cephe açmayı tercih ederek yanlış karar vermesi ihtimalinden derin endişe duyuyoruz.”

El-Ahbar, Gazze Şeridi'ndeki direniş kaynaklarından, İsrail'in Gazze Şeridi sınırlarına askeri yığınak yapmasının, düşmanın büyük bir kara saldırısı gerçekleştirme niyetinde olduğunu gösterdiğini öğrendi; ancak saha verilerinin, düşmanın zırhlı kuvvetlerinin Gazze Şeridi ile olan sınır bölgesine ilerletmekten korktuğunu ve minimum 15 km uzakta kalmak istediğini gösterdiğine işaret etti. El-Ahbar, düşmanın sınır bölgesinde yakıp yıkma politikası izlediğini, doğu Şucaiye, Beyt Hanun, doğu Han Yunus gibi bölgelerin tamamında imha operasyonu yürüttüğünü belirtti.

Kaynaklar, düşmanın asker toplamasının harekâtın haftalarca sürebileceği izlenimini verdiğini vurgulayarak, Gazze Şeridi'ndeki direniş liderliğinin Kahire kaynaklı bilgiler aldığını ve düşmanın Mısır'a, operasyonlarının uzun süre devam edeceği yönünde bilgi verdiğini belirtti. Ayrıca Mısır tarafının, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ablukasının her şeyi kapsayacak şekilde genişleyeceği ve Tel Aviv'in Mısırlılar tarafından hazırlanan insani yardım konvoylarının girişine izin vermeyeceği ve askeri saldırıda bulunacağı yönündeki sözlerini duyduğu ifade edildi.

Kudüs Haber Ajansı - KHA