Bin Selman, Suud'u İslam Dışına Sürüklüyor

Hüseyin İbrahim tarafından al-akhbar.com’da kaleme alınan “BİN SELMAN DOKUNULMAZLARA YAKLAŞIYOR: DIŞARIDAN İÇERİYE DOĞRU BİR ‘İSLAMİ AYAKLANMA” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

06 Eylul 2023
Bin Selman, Suud'u İslam Dışına Sürüklüyor

Suudi Arabistan Eğlence Kurumu, Allah’a ve kutsal değerlere hakaret olarak kabul edilen bir şarkıyı seslendiren Avustralyalı bir rapçiyi Riyad’da ağırladıktan sonra, Suudi toplumunun muhafazakâr İslami yapısını değiştirme arayışında geri dönüşü olmayan noktayı aştı.

Bu adım, kimsenin bu konuda konuşmaya cesaret edemediği Krallık içinde gizli bir hoşnutsuzluğa yol açarken, İslam dünyasındaki İslamcılar arasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a yönelik düşmanlık duygularının arttığını yansıtıyor. Krallık tarafından yurtdışında finanse edilen müftü ve vaizler bile kendilerini bunun dışında tutuyor.

Avustralyalı rapçi Iggy Azalea’nın Suudi Arabistan’a gelmesine kadar Suudi Arabistan’ın kimliğini değiştirmek isteyen ya da orayı aynı zamanda finans, iş, spor, eğlence ve turizmin de kıblesi haline getirmek isteyen Muhammed bin Selman için işler nispeten daha iyi gidiyordu.

Söz konusu şarkıcının, bazılarının “Taş” kısaltmasıyla andığı Turki Âl-Şeyh başkanlığındaki “komisyonun” davetlisi olarak Riyad’da bir tiyatroya girdiği 25 Ağustos gününe kadar, Vehhabi dini kurumu ve Veliaht Prens’in destekçisi bazı Suudiler, Krallık’taki eğlence partilerinin, İslami başkent olarak kabul edilen Mekke’ye yaklaşmadıkları sürece, Müslüman ülkelerin geri kalanı için geçerli olduğu gibi kendileri için de geçerli olduğunu söyleyerek fazla yaygara çıkarmadan geçiştirebildi.

Bundan sonra yaşananlar ise iki taraf arasında derin bir çatışmaya neden oldu. Bu taraflar ise şunlardır: İbn Selman’ın en büyük destekçileri olan Al Şeyh ailesi tarafı, karşılarında ise muhafazakar hatta radikal dinci olarak kabul edilen ve önceki yönetimlerde de ülkenin dini kimlik mirasını sürdürme görevi yürüten taraftır. Yani özetle bundan sonra yaşananlar, bir yanda İbn Selman’ın en önemli yardımcılarından biri olarak kabul edilen Al Şeyh ailesi ve saltanatının ideologları ile muhafazakar, hatta katı İslami karakterli devlet kurumları arasında gizli de olsa şimdiye kadarki en büyük çatışma olarak kabul ediliyor. 

Bin Selman’ın yeni politikasının, gelecekte yönetimine yönelik tehditleri engellemenin tek yolu olarak bu tabanı ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim olduğu artık bir sır değil.

Bununla birlikte, hatırlamak gerekir ki, Suudi Arabistan on yıllar boyunca sözde cihad ve İslam’ın yayılışı için gerçekte ise büyük Batılı şirketler ve ABD projeleri için çalışan ordular yetiştirdi. Daha sonra söz konusu orduların yuları BAE’nin eline verildi. BAE, kalkınmasını bu orduların sırtında gerçekleştirdi. Suudi veliaht prensi ise şu anda bu orduların yularını Abu Dabi’den geri almak istiyor.

Söz konusu müzisyenin Allah’a hakaret ederek seslendirdiği şarkı, İslam dünyasında bir sarsıntıya neden oldu. Özellikle Bin Selman’ı kızdırmaya cesaret edemeyen Vehhabi kurumunun utancını artırdı, özellikle de bir Suudi mahkemesinin sonunda Suudi aktivist Muhammad el-Ğamidi’yi, X platformundaki sahte iki hesap üzerinden prense eleştiri yapmış olması nedeniyle ölüm cezasına çarptırdığını gördükten sonra bu utanç daha da artmış olmalı. Bu hesaplardan biri sadece iki kişi tarafından takip edilirken, diğeri sekiz kişi tarafından takip ediliyordu. Ayrıca birçok din adamı ve Şeriat hakimi, yöneticiyi eleştirmemelerine rağmen, sırf içten ve dıştan gelen eleştirilere karşı sert durmadıkları için uzun süreler boyunca hapsedildi.

Riyad konseri için Eğlence Kurumu’ndan iki milyon riyal alan Azalea, özellikle feministlere yönelen bir şarkıcı olmakla tanınıyor. Sahnede seslendirdiği şarkısında “kadın tanrıçaya” secde etmeye çağıran ve Allah’a şöyle seslenen ifadeler yer alıyordu: “Peygamberlerine söyle bizi kimse durduramaz.” Söz konusu sözlerden dolayı sıkıntı çıkmış olmalı ki, konser durduruldu. Fakat konserin farklı bir bahaneyle durdurulduğu öne sürüldü. O da şarkıcının konser sırasında pantolunun yırtılmış olmasıydı. Şarkıcının kendisi tarafından yapılan açıklamaya göre, konserinin durmasını performans sırasında dar pantolonunun yırtılmasına bağladı.  Gerçekten de bir video, şarkıcının pantolonunun şarkının ortasında kalçasından yırtıldığını gösterdi.

Konserden sonra Krallık genelinde konuları önceden Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı tarafından belirlenen cuma hutbelerinde, yaşananlar tamamen görmezden gelinmiş. Mescid-i Haram’da Teheccüd namazı, Mescid-i Nebevi’de ise Bin Selman’ın meşhur vizyon projesi hakkında hutbe okundu. Aynı şekilde, İslam dünyasının birçok yerinde birçok vaiz ve müftü, Suudi Arabistan tarafından finanse edildikleri için olanlardan bahsetmeye cesaret edemedi.

Bununla birlikte, İslam dünyası yaşananlara yönelik şiddetli eleştirilerle çalkalandı ve merhum Yusuf el-Karadavi’nin başkanlığını yaptığı Müslüman Âlimler Birliği ve başta Müslüman Kardeşler ile bağlantılı olanlar olmak üzere birçok vaiz tarafından yaşananlara saldıran güçlü açıklamalar yapıldı.

Bu kargaşa Suudi Arabistan’ın kendi içindeki hoşnutsuzluğu da yansıtıyordu; “Biladu’l-Harameyn topraklarında olanları reddediyoruz” hashtag’i konserden bu yana “X” platformunda zirve yaptı. Tweet atanlar Suudi veliaht prensine sert bir saldırı başlatarak İki Kutsal Cami’nin topraklarında yaşananları “ahlaksızlık ve yozlaşma” olarak tanımladılar.  Yurtdışındaki Suudi muhalifler de bu olaydan yararlanarak eleştirilerini sert bir şekilde dile getirdi.

Eleştiri hücumuna uğrayan sadece Bin Selman değil, aynı zamanda ona destek veren din adamları, özellikle de “Kıdemli Âlimler Konseyi” ve Müftü Abdülaziz Al Şeyh’ti. Twitter kullanıcısı bazı kişiler onları “saray âlimleri ve ölümlü dünyevi mevkiler karşılığında dinlerini satan paralı askerler” olarak tanımladı. Sosyal medya aktivistleri söz konusu din adamları için “Riyad’daki Allah’a hakaret olayı onları harekete geçirmediyse, ne zaman ayaklanacaklar?” ifadelerini kullandı.

Eğlence Kurumu Vizyon 2030 kapsamında kendisine verilen görevi başarabilecek mi?  Bu soru büyük önemini korumaya devam ediyor. Sorunun cevabı Bin Selman’ın alacağı konum ve Amerika’nın bu konuma yönelik olumlu ya da olumsuz pozisyonuyla ilişkilidir. ABD’nin Suudi’nin önceki yönetim modelini kucaklayarak seksen yılı aşkın bir süre boyunca soğuk ve sıcak savaşlarında azami ölçüde kullandığını hatırlatmakta fayda var. Dolayısıyla ABD’nin nasıl bir pozisyon alacağı Bin Selman’ın projesinin gerçekleşip gerçekleşmemesinde belirli rol oynayacaktır.

Suudi Arabistan bugün, gerek bir devlet ve toplum olarak kimliği, gerekse dış rolleri ve hangi yöne doğru ilerlerse ilerlesin hassas ve önemli bir konum olmaya devam edecek olan bu dünyadaki konumu bakımından tarihinin en büyük kavşağında durmaktadır.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.