Yemenli bir yorumcuya göre, Yemen halkı ve direniş hareketi, ABD'nin 17 ülkeden oluşan bir koalisyon aracılığıyla askeri saldırganlık ve Arap ülkesine yönelik ekonomik abluka şeklinde yürütülen uğursuz ve yıkıcı komplolarını engelledi.

Yemen'de yaşayan bir hukuk ve siyaset analisti olan Mahir eş-Şami, Press TV web sitesine verdiği röportajda, ABD'nin ve Arap ülkesindeki müttefiklerinin "yıkıcı planları" olarak adlandırdığı şey hakkında ayrıntılı olarak konuştu.

Yemen halkının, ülkenin direniş hareketinin yardımıyla, ABD ve Suudi liderliğindeki koalisyona atıfta bulunarak "saldırganların stratejik hedeflerini" yenebildiğini söyledi.

Batılı güçler tarafından askeri olarak desteklenen Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon, Mart 2015'te Yemen'e yönelik acımasız bir saldırı başlattı ve dünyanın en kötü insani felaketini doğuran bir savaşı tetikledi.

ABD ve diğer Batılı ülkelerin, eski Suudilere sadık rejimi yeniden kurmayı amaçlayan Riyad'a ve müttefiklerine askeri, siyasi ve lojistik destek sağlamasına rağmen, direniş sonunda galip geldi.

Son aylarda, özellikle İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasından sonra, Yemen'deki uzun süreli savaşı sona erdirme çabaları, Riyad ve Yemen Ensarullah direniş hareketinin şu anda Umman'ın arabuluculuğunda barış görüşmeleri yürütmesiyle hız kazandı.

Eş-Şami, Amerika'nın "Yemen'deki askeri ve siyasi alanlardaki sömürgeci planlarının" "çoğunlukla Suudi Arabistan ve BAE tarafından uygulanan" başarısızlığının ardından, Yemen'i işgal eden ülkelerin "ekonomik abluka uygulamaya ve Yemen halkının geçim kaynağını rehin almaya" karar verdiğini söyledi.

Eş-Şami, ekonomik ablukanın, San’a'nın füze ve insansız hava aracı kapasitesinin "savaş denklemlerini bozması ve Riyad ile Abu Dabi'yi dehşete düşürmesi" sonrasında uygulandığını da sözlerine ekledi.

Arap ülkesinde yıllarca süren başarısız askeri maceradan sonra ve ABD ile Batılı müttefiklerini odaklarını Rusya'ya kaydırmaya zorlayan Ukrayna Savaşı'nın ardından, Amerikalılar şimdi gerilimi düşürmeye çalışıyorlar, ancak ateşkesin sürdürülmesine yardımcı olma konusunda da samimi değiller.

Geçtiğimiz hafta, Yemen Yüksek Siyasi Konseyi başkanı, Washington'u, gerilimleri azaltmayı ve yıkıcı savaşı sona erdirmeyi amaçlayan çabaları sabote etmekle suçladı.

Mehdi el-Mêşat, Washington'un Yemen'deki savaşı sona erdirmek için herhangi bir barış girişimini, planın savaşın harap ettiği Arap ülkesindeki sömürgeci gündemlerine uymadığı sürece engellemeye çalıştığını söyledi.

Eş-Şami, Yemenli liderlerin Washington ve Riyad'ın ateşkesle ilgili "amaçlarını anladığını", bu yüzden ateşkesi "insani sorunların çözümüne şart koştuklarını" söyledi.

Bununla birlikte, "saldırganların" ateşkesi ülkedeki "siyasi bir kaldıraç ve insani krizi yoğunlaştırmak için bir araç" olarak kullandıklarını ve özellikle insani konular alanında ateşkes şartlarına uymayı reddetmeleri nedeniyle anlaşmanın uzatılmadığını da ekledi.

Yemenli analist, Riyad ve Washington'ın, "ne barış ne de savaş" rejimini kurarken ve müzakere sürecini engellerken, "ekonomik baskı uygulamaya ve insanların geçim kaynaklarını rehin tutmaya odaklandıklarını" söyledi ve hedeflerin "toplumsal temeli zayıflatmak, Yemen liderliğine meydan okumak, ülkenin istikrarını ve güvenliğini bozmak, iç anlaşmazlıkları körüklemek ve ahlaki kötülükleri yaymak" olduğunu ekledi.

Yemen liderliği tarafından atılan adımlar üzerine Eş-Şami, "petrol ve gaz kaynaklarının yağmalanmasını önlemek", "işgal altındaki illerdeki düşman güçlerin hareketlerini izleyen füze ve insansız hava aracı birimleri" ve "enerji kaynaklarını transfer etmek isteyen gemileri izlemek" gibi "ateşkesten sonra yeni bir denklem kurabildiğini" söyledi.

Eş-Şami, Yemen'in insani meseleleri siyasi ve askeri meselelerden ayırma, siyasi meselelerin çözümünü insani meselelerin çözümüne şart koşma ve tüm yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi konusundaki sarsılmaz tutumunun, Washington'un işgal altındaki güney ve doğu vilayetlerinde, uluslararası Hudeyde limanında "terörle mücadele bahanesiyle" varlığını "güçlendirmesine" yol açtığını da ekledi.

Yasal gözlemci ayrıca, Yemen liderliğini zayıflatmak için yeni bir strateji olarak ülkeyi bölmeye yönelik Amerikan tasarımlarına karşı uyarıda bulundu ve bu tür hareketlerin direnişten askeri bir yanıtla karşılaşacağını söyledi.

Eş-Şami, "San'a, kapsamlı bir ulusal plan çerçevesinde siyasi bağımsızlığı ve ulusal egemenliği korumak için özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine devam edecek ve hiçbir gerekçe altında yabancı güçlerin varlığını kabul etmeyecektir" dedi.

San’a'daki liderlere göre, "Ne barış ne savaş" durumu devam etmeyecek ve Riyad bu fırsatı Yemen'de barışı kabul etmek için kullanmazsa, ablukayı kırma operasyonuna kıyasla daha güçlü bir askeri seçenek gündemde olacak" diye ekleyen Eş-Şami, Yemen'deki ABD güçlerinin varlığı konusunda, "aşağılayıcı bir yenilgiden başka bir gelecekleri olmadığını" da belirtti.

Kudüs Haber Ajansı - KHA