Umman Sultanlığı Parlamentosu 27 Aralık'ta İsrail'e karşı boykot yasasını genişletmek için oy kullandı.

Haber, Filistinlilerin siyonist apartheid rejimine karşı mücadelesi için olumlu bir gelişme olarak görünebilir, ancak büyük bir şüphecilik dozuyla ele alınmalıdır.

ABD'nin BAE ve Bahreyn'e "normalleşme" konusunu dayatmasından önce, Umman'ın Filistin'deki işgal rejimini açıkça meşrulaştırdığı unutulmamalıdır.

2018'de Benjamin Netanyahu, İsrail havayollarının hava sahasını kullanması için Umman'ın rızasını almak kisvesi altında Maskat'ı ziyaret etti.

Ancak bölgenin jeopolitiğinin farkında olanlar, Netanyahu'nun ziyaretinin arkasındaki gerçek amacı anladılar.

Muhtemelen havayolu uçuşlarıyla çok az ilgisi vardı.

Bu arka plan göz önüne alındığında, Umman'ın son boykot yasası nasıl anlaşılabilir?

Maskat'ın son zamanlardaki kamusal duruşunu okumanın iki temel boyutu var.

Birincisi, Umman'ın diğer Körfez İşbirliği Konseyi rejimleriyle ilişkileriyle, ikincisi ise bölgede kendisini nasıl konumlandırmak istediğiyle ilgili.

BAE ve Umman'ın uzun süredir devam eden bir toprak anlaşmazlığı var.

2011 yılında Umman, bir BAE casus çetesini çözdüğünü açıklayarak Körfez İşbirliği Konseyi’ndeki komşularını şaşırttı.

Suudi rejimi de Maskat'tan memnun değil, çünkü Riyad liderliğindeki boykot sırasında (Temmuz 2017-Ocak 2021) ve Yemen savaşında Katar'a karşı güçlü bir Suudi yanlısı duruş sergilemedi.

2020'de Foreign Policy dergisi, BAE ve Suudilerin Sultan Kabus'un ölümünü Umman'a karşı istikrarsızlaştırma politikaları izlemek için kullanabileceğini iddia etti.

Bu nedenle, Umman ve bölgedeki "kardeş" diktatörlerinin birbirlerinden şüphelenmek için gerekçeleri olduğu bilinmektedir.

Sözde kardeş Katar'a karşı BAE-Suudi siyasi saldırılarının sicilinin ortasına atılan Maskat, BAE-Suudi birleşiminin egemen olduğu Körfez İşbirliği Konseyi'nin siyasi ve askeri yapısından uzak durmak için haklı nedenlere sahip.

Dünya Batı hegemonyasını kırma sürecindeyken, sözde boykot duruşu, Umman'ın potansiyel olarak Arap sokağının İsrail'i küçümseyen ve BAE ile Suudi rejimlerine karşı olan sakini rolünü oynamasına izin veriyor.

Maskat, apartheid İsrail'e karşı sözde boykot yasasını ilan ederek, BAE ve Suudi yöneticilerin dengesiz hırslarına karşı kendini sigortalıyor.

Bölgesel düzeyde, Umman'ın İran ve NATO rejimleri arasında bir aracı olarak sicili, bölgedeki tüm güçlerle güvenilir bir diplomatik sırdaş olma konusunda aktif kalma arzusuna işaret ediyor.

Umman'ın İsrail'e karşı içi boş cesareti, Filistin halkının siyonist işgal rejimine karşı mücadelesinin davasına önemli bir şey katmıyor.

Umman'daki gibi gayrimeşru ve seçilmemiş rejimler, ahlaki veya siyasi pusulaları olarak hizmet eden herhangi bir ilkeli politika izlemezler.

İktidarda kalmak ve insanların servetini cebe indirmek dışında, diğer her şey tüm Körfez İşbirliği Konseyi rejimleri için bu amaca yönelik bir araçtır.

Bu nedenle, Maskat'ın son boykot ilanının Filistin'in kurtuluşunu desteklemeyi amaçladığını varsaymak oldukça saf bir tutum olur.

Kudüs Haber Ajansı - KHA