İki adam, Tahran'da rahat bir odada, arka planda baştan çıkarıcı yeni bir dünya haritası olduğu halde vakit geçiriyor.
Burada görülecek bir şey yok mu? Tam tersine. Bu iki Avrasya güvenlik devi, alışılmadık derecede rahat olan Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev ve İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani'den başkası değil.
Peki neden bu kadar rahatlar? Çünkü konuşmalarının ana teması olan Rusya-İran stratejik ortaklığı etrafında şekillenen gelecek beklentileri oldukça heyecan vericiydi.
Bu çok ciddi bir iş meselesiydi: Şemhani'nin daveti üzerine resmi bir ziyaret.
Patruşev, tam da Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun – Özel Askeri Operasyonun genel komutanı General Sergey Surovikin'in tavsiyesi üzerine – Rusya'nın Herson'dan geri çekilmesini emrettiği gün Tahran'daydı.
Patruşev günlerdir bu durumdan haberdardı, bu sebepten Tehran’daki işlerini yürütmek üzere bir uçak yolculuğu planladı. Sonuçta Herson oyunu, Patruşev’in, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile birkaç haftadan beri süregelen ve Suudi Arabistan’ın arabuluculuğuyla sonuçlanan müzakerelerin bir parçasıydı.
Rusya’nın TASS haber ajansının raporuna göre Ukrayna meselesinin yanı sıra, ikili, bilgi güvenliği ile batılı özel servislerin kendi içişlerine müdahale etmesini engelleyici önlemleri de tartıştılar.
Her iki ülke de bildiğimiz gibi, Batı'nın enformasyon savaşının ve sabotajının özel hedefleridir ve İran şu anda bu kural tanımaz ve yabancı destekli istikrarsızlaştırma kampanyalarından birinin odak noktasıdır.
Patruşev, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi tarafından resmî olarak kabul edildi ve doğrudan konuya değindi: "Bağımsız ülkelerin iş birliği, ABD ve müttefiklerinin yaptırımlarına ve istikrarsızlaştırma politikalarına en güçlü yanıttır."
Patruşev, kendi adına, Reisi’yi, Rusya Federasyonu’nun, ulusal güvenlik konusunda İran ile ilişkilerin elzem olduğunu kabul ettiği konusunda temin etti.
Tabii bu, Şahid-136’ların Rus kuzenleri olan ve Geran-2 kamikaze dronlarının Ukrayna’nın savaş sahasında tahribata yol açmasının çok ötesine geçiyor. Bu arada bu konu, Şemhani tarafından doğrudan dile getirildi: “İran, Ukrayna'da barışçıl bir çözümden memnuniyet duyacaktır ve Moskova ile Kiev arasındaki diyaloğa dayalı bir barıştan yanadır.”
Patruşev ve Şemhani elbette güvenlik konularını ve meşhur "uluslararası arenada iş birliğini" de tartıştılar. Ancak daha da önemlisi, Rus heyetinin birkaç kilit ekonomik kurumdan yetkililer içermesidir.
Bu konuda bir bilgi sızmasa da bu durum, Avrasya’daki yaptırım uygulanan iki ülke arasında süren stratejik ortaklığın merkezinde ciddi ekonomik bağlantıların olduğunu gösteriyor.
Görüşmelerin kilit noktası, İran’ın, riyal ve ruble ile ikili ticaretleri hızla genişletilmesi konusuna odaklanması oldu. Bu, hem Şanghay İş birliği Örgütü (ŞİÖ) hem de BRICS tarafından çok kutupluluğa doğru yönelimin merkezinde yer alıyor. İran şu anda Şangay İşbirliği Örgütü’ne tam üyedir ve Asya stratejik dev ortaklığının tek Batı Asyalı ülkesidir. Ayrıca BRICS+ örgütüne dahil olmak için de başvuruda bulunacaktır.
Takas ve Seyahat
Patruşev-Şemhani buluşması, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehdi Safari tarafından daha önce duyurulduğu gibi, Gazprom ile gelecek ay imzalanacak 40 milyar dolarlık enerji anlaşmasının imzalanmasından önce gerçekleşti.
İran Ulusal Petrol Şirketi, başlangıç olarak 6,5 milyar dolarlık bir anlaşmayı gerçekleştirmiş durumda. Tüm bunlar iki gaz yatağının ve altı petrol sahasının geliştirilmesi; doğal gaz ve petrol ürünlerinde yapılacak takaslar; LNG projeleri; ve daha fazla gaz boru hattının inşa edilmesi etrafında dönüyor.
Geçen ay, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, 2022 yılı sonuna kadar tamamlanacak 5 milyon ton petrol ve 10 milyar metreküp gaz takasını açıkladı. Ve "İran'ın petrol sahalarındaki Rus yatırımlarının miktarının artacağını" doğruladı.
Elbette takas, Moskova ve Tahran'ın, batı finansal sistemine bağlı, sonu gelmez derecede sorunlu yaptırımları ve ödemelerdeki uzlaşma sorunlarını ortaklaşa bypass etmeleri konusunda ideal bir yöntemdir. Bunun da ötesinde, Rusya ve İran, Hazar Denizi üzerinden doğrudan ticaret bağlantılarına yatırım yapabilir.
Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen Asya'da İş birliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA) zirvesinde Reisi, başarılı bir "Yeni Asya"nın bağımsız devletler için mutlaka içsel bir model geliştirmesi gerektiğini güçlü bir şekilde belirtti.
Reisi, ŞİÖ üyesi olan ve Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru'nda (INSTC) Rusya ve Hindistan'ın yanında çok önemli bir rol oynayan İran'ı çok taraflılığın kilit bir vektörüne konumlandırıyor.
Tahran'ın ŞİÖ'ye girmesinden bu yana hem Rusya hem de Çin ile işbirliği, tahmin edilebileceği gibi, aşırı hızlanıyor. Patruşev'in ziyareti bu sürecin bir parçası. Tahran, onlarca yıllık İranofobi'yi ve Avrasya genelinde dinamik olarak bağlantı kurmak için yaptırımlardan renkli devrim girişimlerine kadar Amerikan "maksimum baskısının" her türlü muhtemel eğilimi geride bırakıyor.
KYP, ŞİÖ, UKGUK
İran, Çin'in Avrasya'yı karayolu, deniz ve tren yoluyla birbirine bağlayan büyük altyapı projesi olan Kuşak-Yol Girişiminin kilit bir ortağıdır. Buna paralel olarak, Rusya liderliğindeki çoklu biçimli Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru, Hindistan alt kıtası ile Orta Asya arasındaki ticareti teşvik etmek için gereklidir - aynı zamanda Rusya'nın Güney Kafkasya ve Hazar Denizi bölgesindeki varlığını sağlamlaştırmaktadır.
İran ve Hindistan, İran’daki Çabahar Limanı’nın bir kısmını Orta Asya ülkelerine sunmayı taahhüt etti -bu adım münhasır ekonomik bölgelere erişimle tamamlanıyor.
Semerkant'taki son ŞİÖ zirvesinde, hem Rusya hem de Çin, özellikle kolektif Batı için, İran'ın artık bir parya devleti olarak muamele görmeyeceğini açıkça belirtti.
Bu yüzden İran'ın, ŞİÖ'nün tüm üyeleriyle, çoğunlukla Rusya, Çin ve Hindistan tarafından tasarlanan yeni bir finansal düzenin işareti altında yeni bir iş çağına girmesi şaşırtıcı değil. Stratejik ortaklıklara gelince, Rusya ile Hindistan arasındaki bağlar (Başkan Narendra Modi bunu kırılmaz bir dostluk olarak adlandırdı) Rusya ve Çin arasındaki bağlar kadar güçlü. Rusya söz konusu olduğunda, İran'ın hedeflediği şey budur.
Patruşev-Şemhani stratejik toplantısı, Batı histerisini görünmeyen seviyelere fırlatacak – çünkü İranofobi ve Rusofobi'yi tek bir hamlede tamamen parçalayacak. Yakın bir müttefik olarak İran, Rusya için çok kutupluluğa doğru giden yolda benzersiz bir stratejik varlıktır.
İran ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), Rus petrolünü içeren takaslara paralel olarak bir Serbest Ticaret Anlaşması'nı müzakere ediyor. Batı'nın SWIFT bankacılık mesajlaşma sistemine olan güveni, Rusya ve İran için pek bir sorun yaratmıyor. Küresel Güney, özellikle petrolün yaygın olarak ABD doları cinsinden işlem gördüğü İran'ın çevresindeki ülkeler bu konuda çok dikkatli.
Batı'da oda sıcaklığının üzerinde bir IQ'ya sahip olan herkes için, Ortak Kapsamlı Eylem Planı'nın (JCPOA veya İran nükleer anlaşması) nihayetinde artık önemli olmadığı açıkça ortaya çıkmaya başlıyor. İran'ın geleceği, BRICS'in üç üyesinin başarısıyla doğrudan bağlantılıdır: Rusya, Çin ve Hindistan. İran'ın kendisi de yakında BRICS+ üyesi olabilir.
Dahası da var: İran, Fars Körfezi için bir rol model haline geliyor: ŞİÖ üyeliği kazanmak isteyen bölge devletlerinin uzun kuyruklarına tanık olun. Trump’çı "İbrahim Anlaşmaları?" O da neymiş? BRICS/ŞİÖ/KYG bugün Batı Asya'ya gitmenin tek yoludur.
Kudüs Haber Ajansı - KHA