Tahran merkezli Stratejik Araştırmalar ve Uluslararası İlişkiler Merkezi Direktörü Emir Musevi, El-Meyadin televizyonuna yaptığı açıklamada, İran’daki isyanların Batı’nın ülkeyi bölme planlarının bir parçası olduğunu söyledi.
Emir Musevi, İran'daki ayaklanma planının daha öncesinden hazırlanmış olduğunu, Mahsa Amini'nin ölümünün ise bunu uygulamaya koymak için bir bahane olduğunu ifade etti.
Musevi, İran güvenlik servislerinin uygulanacak plandan haberdar olduğunu ve uyuyan hücrelerin ortaya çıkması için planın uygulanmasına izin verdiğini açıkladı.
Mesud Barzani'nin İran'daki ayaklanmaların başlangıcındaki açıklamalarına dikkat çeken Emir Musevi, “Mesud Barzani’nin planı destekleyen açıklamalarda bulunduğunu, Erbil’in ise, istihbarat servislerinin İran, Lübnan ve diğer sahaları hedef alan komploların uygulanması için bir merkez haline geldiğini kaydetti.
Musevi, Erbil’deki yönetimin Büyük Kürdistan planı olduğunu, bu nedenle Mossad'ın desteğiyle İran, Türkiye ve Suriye'deki Kürtleri de bu plana dahil etmek istediğini söyledi.
Musevi, “İran’ı hedef almanın bir diğer amacının İranlı müzakere heyetinin konumunu istikrarsızlaştırmayı amaçladığını, ancak bu gerçekleşmediğini” belirterek, “Müzakerelerdeki İran mantığının sağlam ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayalı olduğunu” vurguladı.
İranlı eski diplomat, “Nükleer program konusunda anlaşma sağlanamazsa, Tahran bunu Batı’nın hayal bile edemeyeceği bir aşamaya getirmeye devam edecek” dedi.
İran silahlı kuvvetlerinin hava savunma yeteneklerine de değinen Musevi, Power 373 sisteminin, Rehber Seyyid Ali Hamaney’in tavsiyesi üzerine 400 kilometreden fazla menzile sahip olacak şekilde geliştirildiğini kaydetti.
İran’ın Kiev ile olan iyi ilişkileri nedeniyle Ukrayna savaşında insansız hava araçlarının kullanılmasını istemediğini ifade eden Musevi, “Batı'nın İran'ın adını Ukrayna'daki savaşa sokma girişimi, bu savaştaki başarısızlığının kanıtıdır" dedi.
Irak himayesinde Tahran ve Riyad arasında diplomatik düzeyde yürütülen müzakerelere ilişkin olarak Musevi, İran ile Suudi Arabistan arasındaki taslak anlaşmanın Bağdat'ta hazır olduğunu, ancak Suudi Arabistan'ın buna yanaşacak bir iradeye sahip olmadığını, İran’ın ise program ve diplomatik iletişimini sürdüreceğini söyledi.
Riyad’ın İran’daki ayaklanmalara verdiği desteğe rağmen, “İran ile Suudi Arabistan arasındaki iletişim kanalları aracılar aracılığıyla halen açık olduğunu” ifade eden Musevi, “Suudi Arabistan, İran’daki terör gruplarına para ve casus cihazları gönderdi, fakat bunlar İran güvenlik güçlerinin eline geçti” dedi.
Musevi, ABD ve İsrail’in Sistan ve Belucistan bölgelerini sınırdaki terör üçgenine dahil etmek için İran’dan ayırmaya çalıştığını, bu bölgeleri ayırma amacının İran'ı Pakistan ve Hindistan’a bağlayan Çabahar limanından mahrum bırakmak olduğunu kaydetti.
Kudüs Haber Ajansı - KHA