Bütün işaretler İran ile yeni bir nükleer anlaşmanın yakın olduğunu gösterirken İsrail, Tahran’a karşı koymanın yeni yollarını arıyor ve İran’ın kuzey komşusu Azerbaycan ile savunma bağlarını güçlendirmek bu yollardan birisi.
İsrail yeni bir nükleer anlaşmaya varılmasını engellemek için hâlâ çabalamaya devam etse de ve Mossad şefi David Barnea bu amaçla bu hafta Washington DC’ye gitmiş olsa da İsrail hükümetinde bu son dakika girişimlerinin verimli olacağına dair fazla bir umut yok.
Barnea’nın geçen hafta muhtemel bir yeni anlaşmayı İsrail açısından “stratejik bir felaket” olarak adlandırmasının ardından mesajı sürpriz olmayacaktır. İsrail basınına göre Barnea, İsrail yönetiminin görüşlerini muhtemelen doğru bir biçimde yansıtan ancak İsrail Başbakanı Yair Lapid ve savunma bakanı Benny Gantz’ın Washignton ile yaptığı düşük profilli söz düellosu ile uyumlu olmayan bu ifadelerinden dolayı sahne gerisinde tepkiler aldı.
Yine de İsrail kendi seçeneklerini hazırlıyor. Örneğin geçen hafta İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-35 filosunun İran erken uyarı sistemlerini test etmek için İran hava sahasında uçtuğuna dair haberler çıktı. Ancak İsrail daha dolaylı seçenekleri de değerlendiriyor ve burada Azerbaycan sahneye giriyor.
Kabaca 675 kilometrelik bir sınırı paylaşan iki ülke arasındaki ilişkiler yıllar içinde gelgitler yaşadı. Şimdi İsrail, Bakü ile Tahran arasındaki gizli gerilimleri kendi amaçları doğrultusunda kullanmayı umuyor.
İsrail savunma yetkilileri İsrail’in İran ile gelecekteki bir savaşında Azerbaycan’ın nasıl yardım edebileceğine dair resmi yorumda bulunmuyor. Breaking Defense’a konuşan bir savunma kaynağı, “Bu oldukça hassas bir konu ve en iyisi çenemizi kapalı tutmak” dedi. İsminin gizli kalması koşuluyla Breaking Defense’a konuşan ve konuyu yakından bilen İsrailli eski bir savunma yetkilisi, İsrail ile Azerbaycan arasındaki yakın savunma ilişkilerinin “en üst düzeyde olduğunu” söyledi, ancak fazla ayrıntı vermedi.
Konuşmaların gizli doğasına rağmen Azerbaycan ile yakın savunma ilişkilerinin İsrail’e Azeri topraklarına sensor yerleştirme ve uzun sınır hattını kullanarak özel birliklerin İran’a daha iyi sızmasını temin etme gibi muhtemel faydaları olduğu açıktır. Azerbaycan ayrıca gerekli durumda İsrail jetlerinin İran sahasına girmesi için teorik olarak hava sahasını sunabilir.
Azerbaycan’ın yıllardır İsrail yapımı silahların güvenilir bir müşterisi olmasıyla birlikte iki ülke arasındaki savunma ilişkileri yeni değildir. Stockholm International Peace Research Institute tarafından yapılan bir araştırmaya göre İsrail, Azerbaycan’ın 2011-2020 arasındaki büyük silah alımlarının yüzde 27’sinden sorumludur. 2016-2020 arasında ise İsrail, Azerbaycan’ın büyük silah alımlarının yüzde 69’undan sorumludur ki bu da İsrail’in aynı dönemdeki silah ihracatının yüzde 17’sine karşılık gelmektedir.
Azerbaycan’ın hâlihazırda kullandığı sistemler arasında 2020 yılında Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ savaşında gözle görülür bir başarı elde eden gezici mühimmatlar bulunmaktadır. Azeriler 2018 yılında Elbit Systems’e ait SkyStriker gezici mühimmat sistemlerini almış ve İsrailli şirket o dönem kontrat hakkında yorum yapmaktan kaçınmıştı. Azeriler ayrıca geçmişte Israel Aerospace Industries (IAI) yapımı başka bir gezici mühimmat sistemi olan Harop almıştı. Yine IAI’ten karadan karaya uzun menzilli hassas füze Lora da almışlardı.
Ve son olarak geçen yıl İsrailli savunma şirketi Meteor Aerospace, Azerbaycan şirketi Caspian Ship Building Company (CSBC) ile Azerbaycan’da yerel savunma anlaşmaları arayışında olan Caspian Meteor adında yeni bir ortak girişim için bir araya geldi.
Ancak ilişkiler basit bir sanayi müşterisi olmaktan daha derinlere gidiyor. Azerbaycan Topçubaşov Merkezi direktörü Rusif Hüseyinov’un hazırladığı ve Moshe Dayan Center for Middle Eastern and African Studies tarafından yayınlanan bir araştırma raporuna göre, ezici çoğunluğu Şii Müslüman olmasına rağmen Azerbaycan’da çok uzun süredir yaşayan bir Yahudi topluluğu var ve taraflar arasında belgelenmiş büyük bir çatışma bulunmuyor.
Hüseyinov aslında Azerbaycan’ın 2020’de Ermenistan’a karşı zafer ilan ettiği zaman, sloganlar atan kalabalıkların içinde İsrail bayraklarının görüldüğünü yazmıştı. Karşılığında da İsrail şimdi özellikle petrol ithalatı için büyük oranda Azerbaycan’a güvenmektedir. Hüseyinov’a göre iki ülke de İran’ın füze programı karşısında savunmasızdır.
Yine Hüseyinov’a göre, “Bakü, Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin üçüncü bir ülkeye karşı olmadığını sık sık dile getirse de İran İslam Cumhuriyeti hem rahatsız hem de savunmasız hissetmektedir.” “Tahran rejimi için Şii ağırlıklı bir ülkenin bir Yahudi devletiyle mükemmel ilişkiler geliştirmesini kabul etmek psikolojik açıdan zor bir şeydir. Sonuç olarak üst düzey İranlı yetkililerin Azerbaycan’a yönelik tehditleri 1990’ların ortalarından bu yana oldukça yaygındır.
“Son olarak Eylül 2021’de İran binlerce askerini Azerbaycan sınırına yığarak devasa bir askeri tatbikat düzenlemiştir. Bu tehdit Bakü’den hemen tepki aldı ve Devlet Başkanı İlham Aliyev kameraların karşısına geçip İsrail yapımı Harop kamikaze dronunu kibarca okşamak suretiyle Tahran’a bir mesaj gönderdi.”
İranlılar Azerbaycan ile İsrail arasındaki bu yakın ilişkilerden haberdardır ve Tahran çeşitli zamanlarda bunu göz önünde bulundurduğunu açıkça ifade etmiştir. İran’ın Azerbaycan Cumhuriyeti büyükelçisi kısa bir süre önce Tehran Times’a verdiği bir röportajda İran’ın bazı endişelerini dile getirmiştir.
“İsrail’in eylemlerinin arka planında özel bir istihbarata, güvenliğe ve bir sabotaj gerçekleştirme niyetine sahip olduğundan şüpheleniyoruz ve bu gözetimimiz altında. Azerilere gerekli şikâyetlerimizi ve gereken uyarıları yaptık ve çeşitli düzeylerdeki Azerbaycan Cumhuriyeti yetkilileri Azerbaycan topraklarında İran İslam Cumhuriyeti’nin ulusal çıkarları aleyhine bir şey olmayacağına dair bize teminat verdiler.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA