Buna göre Trump’ın sözde barış planındaki maddelerden bazıları Ürdün Vadisi’nin İsrail’de kalması ve Filistinlilere dönüş hakkı tanınmaması olarak sıralanıyor. Batı Şeria'nın yüzde altmışına tekabül eden büyük yerleşim alanları korunurken daha küçük olanların tahliye edilebileceği ön görülüyor. Plana göre Filistin Devleti askerden arındırılacak ve sınırlı bir egemenliğe sahip olacak. Batı Şeria'yı içine alan bölgenin güvenliği İsrail’in sorumluluğunda olacak. Gazze’nin güvenliği ise Mısır’a bırakılıyor.
Planda ayrıca Batı Şeria’daki A ve B bölgelerinin güvenliği ve yönetimi Filistinlilere bırakılıyor. Kudüs’ün doğusu Filistin’in başkenti oluyor. Eski Şehir olarak bilinen bölge ise özel bir uluslararası statüye sahip olacak.
Batı Şeria'daki İsrail işgalini sağlamlaştırmak için çalışan Egemenlik Hareketi isimli bir kuruluş işte bu ayrıntılara tepki gösterdi. Hareket adına açıklama yapan Yehudit Katsover ve Nadia Matar Kudüs’ün bölünmesinin ve sözde İsrail topraklarının ortasında bir Filistin devleti kurulmasının İsrail ve bölge güvenliği ve istikrarı içi zararlı olacağını savundular. Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Trump’a baskı yapmak için derhal harekete geçmesini istediler. Aksi takdirde Netanyahu’nun gizli anlaşmalar yapmış olabileceğini öne sürüp ona karşı kitlesel protestolar düzenlemekle tehdit ettiler.
Öte yandan Filistin’e elle tutulur neredeyse hiçbir şey verilmemiş olması Arap rejimlerinin de memnuniyetsizliğine sebep oldu. Arap liderlerin planın değişmesi için harekete geçtiği kaydedildi.
Diğer yandan ABD yönetimi iddiaları reddetti. Washington yönetimi sözcüsü Josh Rafel gerçek plan üzerinde çalışmaların devam ettiğini ifade ederken bölge yönetimlerine de dedikodulara itibar etmemeleri çağrısında bulundu. Planın ayrıntılarını Fransa dahil henüz kimseyle paylaşmadıklarını ve zamanı geldiğinde açıklayacaklarını kaydetti.
Öte yandan Trump’ın muhtemelen Mısır’da düzenlenecek ve İsrailli temsilcilerin de bulunacağı uluslararası bir konferansta planın ayrıntılarını açıklayacağı öne sürüldü.
KUDÜS HABER