Hamas Lideri Halil El Hayya'nın İran'da Devrim Törenlerinde Yaptığı Konuşmanın Tam Metni:

"Allahu Ekber, Allahu Ekber,  Allahu Ekber!

Hamd mustazaf müminlere zafer bahşeden ve zorba zalimleri kahreden alemlerin Rabbinedir. Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen, evvel ve ahirlerin efendisi olan efendimiz Muhammed’e ve onun al ve ashabının tümünün üzerine olsun. 

Ey onurlu merasim! Ey şerefli hazirun! Ey İran İslam Cumhuriyeti’ndeki kardeşlerimiz! Bayram gününüzde, devriminizin zafer yıldönümünde size diyoruz ki: Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun. Bugün iki aziz ve şerefli münasebet dolayısıyla ve tarihin iki mühim vakıası dolayısıyla burada birlikte duruyoruz. Namı “Allah’tan nusret ve yakın bir fetih" olan bu iki vakıa Allah’ın izniyle birbirine bağlı kalacaktır. Bugün, İmam Humeyni (Allah Rahmet eylesin) liderliğinde zafere ulaşan İslam Devrimi’nin 46. yıl dönümündeyiz. Bu sürekli yenilenen bayramınızda sizi yeniden tebrik ediyoruz. Öyle bir bayram günü ki onda devriminiz zulme, mazlum zalime, imam Humeyni’nin deyimiyle kan kılıca karşı muzaffer oldu. Bu öyle bir devrim ki on yıllardır sürekli bir şekilde rotayı Filistin davasını, Filistin hakkını, Filistin direnişini sahiplenme yoluna koydu. İran’ın devamlı Filistin’in, hakkımızın, direnişimizin destekçisi olacağına kesin inanıyoruz. Böylece Allah’ın izniyle Kudüs’teki zaferde beraber olacağız. 

Bugün İran İslam Devrimi’nin yıldönümü Gazze ve Filistin’de Aksa Tufanı zaferiyle aynı güne denk geliyor. Bugün dünyanın ve İran halkının önünde size şunu söylemek için duruyoruz: Aksa Tufanı ki başladı ve işgalci İsrail’in halkımıza yönelik saldırıları durdu. Filistin’in özgürleşmesine, saldırganlığın sonlanmasına, işgalcilerin gidişine, Filistin, Kudüs ve el-Aksa’nın İslam ümmetine dönmesine başlangıç olması için başladı bu tufan. Saldırılar durdu, Allah işgalcilerin tuzağını geri çevirdi; hiçbir şey elde etmediler. Taş üstünde taş bırakmadıkları doğrudur. Ancak insan sebatkar, kuvvetli, aziz ve muzaffer olarak kaldı. Allah saldırganları geri çevirerek bu cürüm selini durdurdu. Yüce Allah bu konuda elbette doğru buyurdu: “Allah, kâfirleri hiçbir hayra (zafer veya mala) eremedikleri halde, öfkeleriyle geri çevirdi. Allah savaşta mü’minlere yetti.” (Ahzab-25)

Saldırganlığa, işgale, müstekbirliğe ve zulme karşı patlayan Aksa Tufanı’nda büyük ve çok sayıda manalar tecessüm etti. Aksa Tufanı Filistinli halkımız ve direnişi düşmana karşı bir olduktan sonra zafere ulaştı. Aksa Tufanı toprak zaferle yoğrulması için üzerinde şehitlerin kanı tecessüm ettiğinde zafere ulaştı. Aksa Tufanı müminlerin kalbini kaplayan imanla zafere ulaştı. Aksa Tufanı’nı kucaklayan ve sabredip galip gelen Filistin halkımızı selamlıyorum. Filistin halkı ki toprağında sabit durdu, zafere kadar onu terk etmedi. Halkımızı tam bir selamla selamlıyoruz. Bugün Arap ve İslam ümmetimizin arasından ve Filistin’i seven, Kudüs’e aşık olan, Filistin ve Kudüs’e destek olan İran halkının arasından selamlıyoruz. Aksa Tufanı zafere ulaştı. 

Aksa Tufanı’nı büyük kılan şeylerden biri de ümmeti birleştirmesidir. Modern tarihte ilk kez İslam ümmeti farklı mezhepleriyle, etnik kökenleriyle, ülkeleriyle hatta tüm özgür insanlar Gazze ve Filistin’in yanında durdu. Merkezinde Hizbullah olmak üzere Lübnan Filistin ve Gazze ile birlikte savaştığında, yine binlerce kilometre mesafeden Yemen Filistin’i müdafaa edip savaştığında, hakeza Irak ve İran İslam Cumhuriyeti Filistin ve Gazze’ye destek verip onunla birlikte savaştıklarında ümmetin vahdeti tecessüm etti. Dünyanın doğusunda ve batısında Filistin’le birlikte savaşan, Filistin hakkına destek veren ve Filistin’i savunan özgür, şerefli herkesi selamlıyoruz. Bunların tümünü selamlıyor, teşekkür ve takdirlerimizi sunuyoruz. Füze ve kanla savaşan, isnad (destek cepheleri) ve kanunla destek veren, milyonluk gösteriler düzenleyen, Siyonist ve onun arkasındaki Amerikan saldırganlığa ile tuğyan ve zulüm güçlerine karşı duran herkesi selamlıyoruz. İşte bu, Direniş Ekseninin Gazze ve Filistin’deki Aksa Tufanı’na verdiği destektir. 

İran İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığına karşı koyarak Aksa Tufan’ına destek oldu. Sadık Vaad 1 ve Sadık Vaad 2 operasyonları bu işgalciye Siyonist ile Amerikan ve bu zulüm ve tuğyana destek olan Batı zorbalığının nihayete erme vaktinin geldiğini kanıtladı. Böylece Filistin, Kudüs ve Filistin’in özgürleşmesi yönünde bir fecre ulaşıldı. Öyleyse Aksa Tufanı Allah’ın izniyle işgalin bitmesi, Filistin ve Kudüs’ün zaferi yolunda birinci merhale olmuştur. Aksa Tufanı vehimleri, ufukları dolduran söylentileri ve kanın kılıca karşı muzaffer olmayacağı yönündeki korkuları boşa çıkardı. O halde Aksa Tufanı’yla Allah’ın şu sözleri tecessüm etmiştir: “Nice az topluluk Allah’ın izniyle pek çok topluluğu yenmiştir.” (Bakara-249) 

Aksa Tufanı korku vehimlerini dağıttı. İşgalciler ve onların arkasında duranlar konusunda konuşup bizi korkutmak istedikleri gibi. Bizde ve onlarda Allah’ın şu sözleri tahakkuk etmiştir: “Onlar ki, bazı kimseler kendilerine: “Düşmanlar sizinle savaşmak üzere ordular topladı, onlardan korkun!” dediklerinde, bu onların imanını bir kat daha artırdı da: “Allah bize yeter, O ne güzel vekîldir!” mukabelesinde bulundular.”(Al-i İmran-173) İşte biz bunu temsil ettik ve Allah bizim vekilimiz, destekçimiz, yardımcımız ve koruyucumuz oldu. Aksa Tufanı da bu vehimlerin tümünü dağıtan oldu. 

İçinde şehitlerin kanının birleştiği Aksa Tufanı ne yücedir. Bu tufanda müminlerden seçkin bir bölük şehadete yükseldi, aramızdan hayırlı liderler gitti. Aksa Tufanı’na liderlik ederlerken gittiler. Hayırlı olarak Allah’a gittiler. Onları pek çok ülkede uğurladık. Gazze’de Aksa Tufanı’nın liderini şehit lider İsmail Heniyye’yi uğurladık. Ki işgal onu burada, İran’da katletti. Böylece Filistinli mücahidin kanı İran toprağına düştü. Yine Gazze’deki Aksa Tufanı’nın lideri, direniş şehidi Yahya Sinvar Ebu İbrahim şehadete yükseldi. Kassam komutanı Muhammed ed-Dayf Ebu Halid ve yardımcısı Mervan İsa da şehadete yükseldi. Mücahit liderlerden oluşan bir topluluk halklarından şehit olan altmış bin kişiden fazla kişiyle şehadete yükseldi. Onların kanı Hizbullah’taki lider kardeşlerimizin ve onlarla beraber Lübnan halkının ve bu Tufan’da şehit olanların kanına karıştı; başta Saygıdeğer Seyyid Hasan Nasrallah olmak üzere Haşim Safiyuddin ve onunla birlikte lider ve askerlerden seçkin bir topluluk şehit oldu. Kan Irak şehitlerinin ve Yemen şehitlerinin kanıyla da karıştı. 

İran! Şehid düşen mücahitleriyle İran’ın kanı da kana (Filistin kanına) karıştı. Hacı Zahidi - Allah rahmet eylesin-, Hacı Nilfüruşan - Allah rahmet eylesin-, Hacı Rıza Musavi - Allah rahmet eylesin-, Hacı Rahimi - Allah rahmet eylesin - bunlardandır. İşte bunların tümü birliğimizle bir sözü söyleyelim diye Tufan savaşında Arap ile Müslüman kanının birliğini tecessüm ettirdiler. Vahdetimizle, direnişimizle ve ümmetimizin vahdetiyle düşmanlarımıza galip geleceğiz. 

Son olarak biz Filistin halkı hak sahibi bir halkız. Ümmetimize Filistin’in özgürlüğüne kadar direniş yolunda kalacağımızı ahdediyoruz. Ya zafer ya şehadet. Ancak Batı’nın, Amerika’nın ve Trump’ın projeleri zeval bulacaktır. Onların bu projelerini daha önceki projelerini düşürdüğümüz gibi düşüreceğiz. Bu bizim ümmetimize ve şehitlerimize olan ahdimizdir. Filistinli halkımız kendisine destek olan, yanında duran ve her şeyle kendisiyle beraber cihad eden herkesi unutmayacaktır. Buna karşın Filistinli halkımız hainleri, hayal kırıklığına uğratanları ve komplocuları asla affetmeyecektir. Bizi katletme ve yıkımımızda iştirak edenleri de affetmeyecektir. Bu bir zafer ya da şehadettir. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun.

Kudüs Haber Ajansı - KHA