Hizbullah’ın Lübnan Parlamentosu’ndaki kolu Direnişe Vefa Bloğu’nun milletvekili Hasan İzzeddin, “Direniş bugün, sahanın coğrafi alanının genişletilmesi karşılığında Siyonist rejimin daha derinliklerine saldırıp, yeni yerleşim birimleri hedef alarak düşmanı caydırıyor. Ateşe daha güçlü bir ateşle karşılık verilecektir” dedi.
Lübnan’ın güneyindeki Tebnin beldesinde Hizbullah’ın Kudüs Yolu şehidi Muhammed Hasan Mustafa için düzenlenen programda konuşan Hizbullah milletvekili Hasan İzzeddin, “Düşman, bölgeyi direnişin istemediği bölgesel bir savaşa sürüklemek için saldırılarını sürdürüyor. Direniş kendisine dayatılırsa bu savaşa hazırdır. Düşman bir savaş başlatabilir ancak sonuçlarına ve yansımalarına katlanamaz, çünkü herhangi bir savaş Siyonist rejimin sonunu hızlandıracaktır” ifadelerini kullandı.
İzzeddin, “Netanyahu, Amerika'ya fikir ayrılığına düştüğü temel noktaları görüşmek üzere gitti ve döndüğünde Amerika'nın tutumunun gerçeği ve düşmanın izleyeceği yön ortaya çıkacak” dedi.
Lübnanlı siyasetçi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu düşmanın Lübnan'a kara saldırısı yapmaya güç yetirdiği, ancak bahane beklediğine inanmayın. Çünkü bu düşman bitkin ve zayıftır. Evet, hava ve teknolojik teknik açısından üstünlüğü var ama savaş ruhunda biz ondan kat kat üstünüz ve bu da üstünlüğün en önemli faktörlerinden biri olabilir.
Yemen direnişi, Tel Aviv’e ulaşan Yafa İHA’sını gönderdi ve bu İHA, derinlere inerek düşmanı çılgınlık ve öfke ifade eden bir saldırı yapmaya yönlendirdi. Bu askeri bir saldırı değil; Aksine, ekonomik ve sivil bir saldırıydı.
Yemen direnişi daha sert, daha şiddetli ve daha yıkıcı bir saldırıyla karşılık verecektir.
Yemenliler haksızlık karşısında uyuyamazlar. Çünkü Yemenlilerin onuru, haysiyeti, şerefi ve gururu vardır ve Filistin uğruna fedakarlığa hazırdırlar.
Filistin direnişinin düşman üzerinde yarattığı etki ve sonuçlar, direniş ekseninin güçlü, yetenekli ve silahlı kalabilmesi için verdiği destekten kaynaklanmaktadır. Bu destek olmasaydı yola devam etmek mümkün olmazdı.
Bu zafer, düşmanı varoluşsal bir ikilemle karşı karşıya bıraktı. İsrailliler rejimin hayatta kalması veya ortadan kaybolması hakkında konuşmaya başladı. Çünkü Aksa Tufanı ve Filistin'deki direnişe verilen destek, düşmana büyük bir darbe vurmuş, onu askeri düzeyde zaafa koymuştur.
Düşman mağlup, kendine güvenmeyen, ordusuna olan güvenini kaybeden ve savaşma iradesi zayıflayandır. Tıpkı Lübnan'daki İslami direnişin Temmuz 2006 savaşında kendi şartlarını Amerika'ya, Fransa'ya, İsrail”e, Araplara ve ülkenin bazı ortaklarına dayatması ve istediği şartları elde etmesi gibi.
Bu yenilmez denilen ordu mağlup oldu, dağıldı, zayıfladı. Komutanları, subayları ve askerleri arasında güven eksikliği oluştu. Fertleri askerlik görevine katılmayı reddediyor, bunların hepsi Filistin direnişine destek veren cephelerin çalışmalarının bir sonucu.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA