Filistin İslami Cihad Hareketi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed el-Hindi, Aksa Tufanı, işgalcilerin planları ve esir takası konularına değinerek Arap ülkelerinin rolü ile Lübnan ve Yemen’in tutumunu değerlendirdi.

Muhammed el-Hindi, 7 Ekim yalanlarıyla İsrail tarafından desteklenen imajın bugün tamamen tersine döndüğünü söyleyerek, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısının durmasının ardından Siyonist rejim ile Batı arasındaki bölünmelerin daha da netleşeceğini belirtti.

Filistin direnişinin açık bir savaşın içinde olduğunu ve zafere ulaşacağı aşamalardan biriyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Hindi, beklediklerinden daha uzun bir süre mücadeleye devam etmeye hazır olduklarını söyledi.

Kader olarak nitelendirdiği bu savaşı 1948’de yaşananlara benzeten El-Hindi, bu savaştan sonra yaşanacakların daha önce yaşananlardan farklı olduğuna dikkat çekerek, bu savaşın sonucunun sadece Filistin’i değil tüm bölgeyi etkileyeceğini belirtti.

İşgalcilerin Gazze Şeridi’ne yönelik planlarıyla ilgili olarak El-Hindi, Gazze halkını sınır dışı etme meselesinin “geride kaldığını” ve özellikle sivillere uygulanan tüm baskılardan sonra başarılamadığını belirterek, “İsrail, önce kuzey bölgesine sonra da güneye baskı uygulayarak Gazze halkının Mısır’a taşınacağını hayal etti” dedi.

Gazze’nin geleceği için önerilen vizyonlar konusunda, El-Hindi bunların İsrail’in sahaya gömdüğü diğer hayallerle birlikte gömülecek hayaller olduğunu ifade etti.

Filistin halkının sadece Gazze’de değil, Batı Şeria ve Kudüs’te de bir araya gelerek kaderlerini belirleyebileceğini vurgulayan El Hindi, Kahire’deki görüşmelerin savaşın nasıl sona erdirileceği ve esir takası konularıyla ilgili olduğunu açıkladı.

Esir dosyasına değinen El-Hindi, direnişin, Washington ve Tel Aviv’in istediğinin aksine, İsrail saldırganlığını durdurmadan ve İsrail güçlerini Gazze’den çekmeden bir takas anlaşmasını tamamlamama hususundaki ısrarını hatırlattı.  El Hindi, Direnişin elindeki İsrailli kadın ve yaşlı mahkumların İsrail ordusunda daha önce görev yapmış ya da yapmakta olan kadın askerler olduğunu açıkladı.

“Arapların tutumu değersizdir, çünkü Arap ülkelerinin bölgesel denklemleri değiştirmede hiçbir ağırlığı yoktur” diyen El-Hindi, Yemen’in coğrafi uzaklığa rağmen ümmetin onurunu ve dürüstlüğünü ifade eden tutumunu takdir ettiğini ifade etti.

Yemen’in konumunun şaşırtıcı olmadığını, çünkü Yemen silahlı kuvvetlerin söz verdiklerini yerine getirdiğini ifade eden İslami Cihad yetkilisi, bugün dünyanın Yemen’i dikkate aldığını, bunun da diğer Arap ülkelerinin tutumunu ortaya koyduğunu söyledi.

“Her kim Yemen gibi halkı ve yönetimiyle savaşa girerse dünyanın saygısınız kazanır” diyen El-Hindi, Sanaa'daki yürüyüş manzaralarının diğer Arap başkentlerinde görülmediğini belirtti.

ABD’nin ve işgalci İsrail’in Yemen’i vazgeçirmek için hiçbir şey yapamayacağının altını çizen Hindi, Washington’un zor tercihlerle karşı karşıya olduğunu ve ABD’nin işlerin bölgesel bir savaşa doğru kaymasını istemediğini vurguladı.

Lübnan cephesine de değinen El-Hindi, Lübnan’ın zaman içinde artan performansıyla seçkin bir destek cephesi oluşturduğunu vurgulayarak, Lübnan cephesinin mevcut boyutuyla Gazze’deki savaşa büyük ölçüde hizmet ettiğine işaret etti.

Kudüs Haber Ajansı - KHA