Filistin El Aksa kanalına açıklamalarda bulunan Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el Aruri, Lübnan'da her gün Direniş savaşçıları için cenaze törenleri düzenlendiğine işaret ederek, “Hizbullah'taki kardeşlerimize güveniyoruz ve savaşı kesin olarak bitirecek nihai yüzleşmeye yol açarak, savaşa katılımlarını artırmalarını umuyoruz” dedi.
Yemen'in İsrail işgaline düzenlediği saldırılara övgüler yağdıran Aruri, bazı Arap ülkelerinin Yemen’den gelen direniş füzelerini engelleme girişimlerini kınadı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki bazı bölgelere yönelik harekâtlarına değinen el-Aruri, bu tür harekâtların Direniş savaşçılarının işgalcilerin tanklarına ve askerlerine karşı yürüttükleri yiğit mücadeleyi durdurmayacağını vurguladı. Aruri ayrıca İsrail işgalinin genişleyen operasyonları ile birlikte kayıplarının da arttığına işaret etti.
Hamas yetkilisi açıklamasının başka bir yerinde Aksa Tufanı Harekatı'nın yalnızca Gazze'yi ilgilendiren bir savaş olmadığını, insani vicdana sahip tüm özgür dünya insanlarının katılması gereken bir "Kudüs savaşı" olduğunu belirtti.
Ayrıca daha öncesinde “direnişin Batı Şeria’da alevlenip Gazze'de sakinleşebildiğini veya tam tersinin gerçekleşme ihtimalinin olduğunu” ancak bu sefer Filistin halkının net bir şekilde teslim olmayı reddetmesi nedeniyle savaşın devam ettiğini belirtti.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısında beyan ettiği "Hamas hareketini devirme" planı ve ABD ile Batı'nın bu doğrultudaki tutumuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Aruri, Hamas sonrası bir dönemin değil, işgal sonrası aşamanın tartışılması gerektiğini vurguladı.
Filistin Direnişi'nin elindeki İsrailli esirler konusuna da değinen el-Aruri, "işgalin bedelini ödemesi ve İsrailli esirler karşılığında Filistinli esirleri serbest bırakması gerektiğini" vurgulayarak, "Bu bizim hakkımız ve bu konuda ciddiyiz" dedi.
Ayrıca İsrail’in temel politikasının, ikinci ve son aşama olarak Gazze halkını mıntıkanın dışına çıkarmak olduğunu, ilk aşamada onları bölgenin kuzeyden kaydırmayı amaçladığını belirtti. Hamas yetkilisi her iki aşamanın da başarısız olduğunu, kuzeydeki nüfusun yalnızca %25'inin İsrail bombardımanları nedeniyle güneye kaçtığını teyit etti.
Kudüs Haber Ajansı - KHA