İsrail işgal güçlerinin işlediği sistematik suçların bir devamı olarak İsrailli yetkililer, benzeri görülmemiş bir adımla, Gazze Şeridi'ndeki 22 hastane ve tıp merkezinden binalarını 72 saat içinde boşaltmalarını talep etti. Yaşanan şey, sağlık sisteminin çökertilmesi ve Gazze Şeridi'ndeki sivillerin hedef alınması yönündeki baskılar çerçevesinde 20'den fazla ambulans ve sağlık personelinin şehit edilmesinin bir uzantısı olarak gerçekleşmekte.

İşgalci İsrail’in bu adımı, Gazze Şeridi'ndeki sağlık sisteminin neredeyse tamamen çöktüğü ve sayıları 2.300'ü aşan şehit ve 9.000'den fazla yaralının bulunduğu savaşın zararı dokunmuş böylesi büyük sayıda bir topluluğu kabul etme kapasitesinde olmadığı bir zamana denk geliyor ki bu da işgalin Gazze Şeridi'ne yönelik önceden tasarlanmış suç işleme niyetini yansıtıyor. Böyle bir yaklaşım Gazze Şeridi'ndeki yüzlerce yaralı ve hasta için ölüm cezasıyla eşdeğerde bir hükme tekabül ediyor.

İsrail işgal uçaklarının gerçekleştirdiği askeri saldırılar, beyaz fosfor bombalarıyla hedef alınmasının ardından Doğu Gazze'deki ed-Durrah Çocuk Hastanesi'nin şu ana kadar boşaltılmasına, ayrıca su, elektrik, yakıt, gıda ve sağlık hizmetlerinin Gazze’de tamamen kesilmesine ve genel olarak insanların yaşamları üzerinde doğrudan etkiye yol açtı.

Uluslararası toplum, uluslararası hukukun tüm kural ve temellerini net bir şekilde ihlal eden bu suça sessiz kalarak ve bu konuda herhangi bir baskı uygulamayarak Gazze Şeridi'nde gerçekleşen yıkım hususunda işgalci İsrail’i onayladığını, desteklediğini ve ona açıkça ortak olduğunu göstermektedir.

Filistin Sağlık Bakanlığı, bu tıp merkezlerinin Gazze Şeridi'nde bir milyondan fazla Filistinliye tıbbi hizmet sağladığını ve bu hizmetlerin kronik hastalıkların tedavisi, acil bakım ve doğuma dair hizmetleri de içerdiğini söyledi.

İşgalci İsrail’in talebi, bunu Gazze Şeridi'nde tıbbi hizmetlerin sağlanmasını engellemeye yönelik bir girişim olarak gören Filistinliler arasında bir kınama ve öfke ortamına yol açtı. Nitekim bu durum, uluslararası insan hukukunun açık bir ihlalidir ve bu talep, Gazze Şeridi'ndeki insani krizi daha da kötüleştirecektir.

Filistin Sağlık Bakanlığı, ayrıca uluslararası topluma bu kararı durdurması için İsrail işgaline baskı yapma çağrısında bulundu.

İsrail’in bu tebligatı, Gazze Şeridi'nin, 17 yılı aşkın bir süredir kendisine uygulanan İsrail ablukası nedeniyle ciddi bir insani krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde geldi.

Hastanelerin ve tıp merkezlerinin boşaltılması, Gazze Şeridi sakinleri üzerinde ciddi sonuçlar doğuracak ve birçok Filistinlinin temel tıbbi hizmetlere erişimini kaybedeceğinden, tahliyenin Gazze'deki ölümlerin artmasına yol açacağından ve birçok hastanın gerekli tıbbi bakıma erişimini kaybedeceğinden ötürü halihazırdaki sağlık krizini daha da kötüleştirecek. Yine aynı şekilde Filistinliler’in, İsrail işgalinin kendilerine temel hizmetlerin sağlanmasını engellemeye çalıştığını hissedeceklerinden, Gazze Şeridi'ndeki güvenlik gerilimi de daha da kötüleşecek.

İsrail işgalinin, hastanelerin ve tıp merkezlerinin boşaltılmasına yönelik bu talebi, işgalin Filistinlilere yönelik insanlık dışı politikasını yansıtan tehlikeli bir adımdır. Bu talep, İsrail işgalinin Filistinlilerin canını umursamadığını, aksine onları -özellikle çocukları ve kadınları- öldürmeden ve tasfiye etmeden önce onlara zulmetmeğe ve aşağılamaya çalıştığını bir kez daha teyit etmektedir.

Kudüs Haber Ajansı - KHA