Lübnan’ın Curud bölgesinin tekfirci teröristlerden kurtarılmasının 6. yıldönümünde konuşan Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah, ordu, direniş, halk denkleminin büyük zaferlere imza attığını kaydederek, “İsrail'in tehditleri direnişin inadını, kararlılığını ve gücünü artırıyor” dedi.

Nasrallah, şöyle devam etti:

“Lübnan'da Curud’daki silahlı grupların hayatta kalması ve zaferi üzerine bahse giren güçler vardı. Direniş o dönemde kararını vermiş ve tüm gücüyle bu savaşa girmiştir. O dönemde Lübnan hükümeti Amerikan baskısı nedeniyle Lübnan ordusuna Curud’daki militanlara karşı saldırı düzenleme yetkisi vermemişti. Amerikalılar Lübnan ordusunu, Curud’daki militanlara saldırı başlatması halinde yardımı durdurmakla tehdit etti."

Filistin direnişine değinen Nasrallah, "İşgal altındaki Batı Şeria'daki direniş tamamen Filistin iradesidir. Batı Şeria'da direnişin tırmanması ve İsrail'in acizliği karşısında, işgal hükümetinin başbakanı Binyamin Netanyahu, Batı Şeria'da olup bitenleri bir İran planı olarak göstermeye kaçtı” dedi.

İsrailli liderlerin tehditlerine değinen Nasrallah, İsrail'in tehditlerinin boşuna olduğunu belirterek, "Ne tehdit, ne de tehdidin uygulanması direnişi durduramayacak, aksine onun inadını, kararlılığını ve gücünü artıracaktır" ifadelerini kullandı.

İsrail’in trihsel, varoluşsal ve stratejik bir çıkmazda olduğunu kabul etmesi gerektiğini kaydeden Nasrallah, İsrail’in buna bir çıkış yolu bulamayacağını vurguladı.

"Lübnan topraklarındaki herhangi bir suikast, ister Lübnanlıyı, ister Filistinliyi, ister İranlıyı veya başkalarını hedef alsın, tolere edilemez" diyen Nasrallah, "Lübnan'ın yeniden suikastlara açılmasına izin vermeyeceğiz ve mevcut angajman kurallarının değiştirilmesini kabul etmeyeceğiz. İsrail'in bunu anlaması gerekiyor" diye ekledi.

Filistin'deki mahkumlar ve Bahreyn'deki siyasi mahkumlarla gerçek dayanışma çağrısında bulunan Nasrallah, Suriye'de olup bitenlerin, ABD'nin kendisini destekleyen bazı bölgesel ülkelerden yardım aldığı bir Amerikan projesi olduğunu söyledi.

Suriye'ye yönelik savaşın ilk günden itibaren savaşın gerçek yürütücüsünün, ABD ve Amerika'nın Şam'daki büyükelçisi olduğunu vurgulayan Hizbullah lideri, silahlı tekfircilerin Amerikan projesinin aptalca araçları olduğuna dikkat çekti.

Amerikan kuvvetlerinin IŞİD bahanesiyle Irak'a döndüğü ve aynı bahaneyle Fırat'ın doğusunu işgal ettiğini söyleyen Nasrallah, Amerikalılar askeri projenin başarısız olduğunu ve Suriye'nin toparlanmaya başladığını gördüklerinde, Suriye halkına sert bir kuşatma getiren Sezar yasası ve yaptırımları devreye koyduğunu bildirdi.

“Suriye'yi kuşatıp aç bırakanları suçlamak yerine suç yanlış yere yükleniyor" diyen Hizbullah lideri, Fırat'ın doğusunda bulunan Suriye'nin en önemli petrol ve gaz sahalarının ABD tarafından her gün yağmalandığını ve Suriye hükümetine dönmesinin engellendiğini bildirdi.

"Suriye ve müttefikleri Fırat'ın doğusunu özgürleştirmeyi başarabilirler. Burası ABD kuvvetlerinin işgal ettiği bir bölge" diyen Seyyid Nasrallah, Fırat'ın doğusundaki çatışmanın bölgesel ve uluslararası bir çatışmaya dönüşebileceği uyarısında bulunara, savaşın Suriye Demokratik Güçleri ile olmadığını vurguladı.

"Eğer Amerikalılar kendi başlarına savaşmak istiyorlarsa buyursunlar” diyen Nasrallah, bunun tüm denklemleri değiştirecek gerçek savaş olacağını ifade etti.

Lübnan'daki UNIFIL güçlerinin İsrail işgalinin casuslarına dönüşmesinin istendiğini kaydeden Nasrallah, Hizbullah’ın Lübnan’da iç diyaloğa hazır olduğunu belirtti.

Hizbullah'ın Özgür Yurtsever Hareketi ile diyalog halinde olduğunu kaydeden Nasrallah, temsilcilerinin, müttefikleri ve dostları adına değil, Hizbullah adına müzakere yaptığını vurguladı.

Kudüs Haber Ajansı - KHA