Lübnan Araştırma ve Dokümantasyon Danışma Merkezi'nin kuruluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen programda konuşan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, “Bölgedeki Amerikan projesinin üçüncü versiyonu, ablukayı ve ekonomik yaptırımları sıkılaştırmaya dayanıyor. Yanlış siyasi hesaplara göre ekonomik vizyon inşa edilmemelidir. Bölgede barış olmayacak. Ekonomik vizyon, İsrail düşmanı ile çatışma ışığında istikrar olmadığı gerçeğine dayanmalıdır.” dedi.
“Bu hareket, direniş konusuna önem vermesinin yanı sıra Lübnan'ın ekonomisini ve geçim sıkıntılarını da önemsiyor” diyen Hizbullah lideri, şöyle devam etti:
“Bugün Lübnan'daki temel kaygımız ekonomik, mali ve geçim sorunlarıdır. Kuşkusuz bu merkez bu alanda önemli bir rol oynuyor. Çünkü geçmiş yıllarda iktisat alanında birçok toplantı ve çalışma yürütmüştür. Lübnan'daki ekonomik durum çok zorlaştı. Elbette Lübnan bu konuda dünyada bir istisna değil. Çünkü bugün dünyada birçok ülke ekonomik sorunlarla karşı karşıya ve hatta çöküşün eşiğinde. Umutsuzluğa kapılmamak ve pes etmemek gereklidir. En önemlisi, çözüm bulmak için ulusal güce umut beslemek ve inanmaktır. Elbette herkes sorumluluk almalı ve kimse sorumluluğunu başkalarına yüklememeli, herkes kendini sorumlu hissetmelidir.”
Nasrallah, son yıllardaki ekonomik ambargo ve özellikle ABD'nin baskılarının Lübnan'a yönelik alanı daralttığına değinerek, “ABD'nin Lübnan'a mali yardım yapılmasını yasaklaması, Lübnan'ın kötü ekonomik durumunun nedenlerinden biridir. ABD, hiçbir ülkenin Lübnan'a yardım etmesine ve hatta Lübnan’ın mülteci sorununu çözmesine bile izin vermiyor. Bu sorunu çözmek yasaktır. Bunun adı baskı değil mi” ifadelerini kullandı.
Lübnan ekonomisinin doğru siyasi hesaplara dayanması gerektiğini belirten Nasrallah, “Ekonomi, İsrail'le uzlaşmanın ekonomik sorunların çözümü olduğu temelinde değil, bölgede barış ve uzlaşma olmayacağı temelinde reforme edilmelidir. Suriye'de yaşananlar, işgal altındaki Golan'ın İsrail'e verme planlardan biriydi. Uluslararası durum da istikrarlı değil. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, Çin ile ABD arasındaki çatışmalar, bu çatışmaların ve çözümsüzlüğün kanıtıdır” dedi.
Akdeniz’de muazzam bir servet olduğu konusunda tartışma olmadığını söyleyen Nasrallah, yurtdışındaki Lübnanlı işadamlarının ABD tarafından yaptırım listelerine alınmasını eleştirdi.
Nasrallah, Lübnan'ın güç unsurlarından birinin de insan gücü olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Lübnan'da güvenlik iyi durumda ve bu konu ekonomik büyümede etkili olabilir. Petrol ve gaz da Lübnan için kullanılabilecek çok büyük bir zenginlik. Akdeniz'in çok zenginliklere sahip olduğu tartışılmaz. Hatta bazıları Suriye'ye karşı savaşın nedenlerinden birinin de bu zenginlik olduğuna inanıyor. Bugün akaryakıta susamış bir pazar var ve çok fazla talep var.
Lübnan'ın petrol ve akaryakıta yatırım yapmak için, yatırım yapacak şirketler araması gerekmektedir. Topraklarımızda kesinlikle petrol var. İsrail'in işgal ettiği Filistin'de de petrol var. Bize yakın sınır bölgelerinde bile petrol var. Hükümet bu konuya dikkat etmelidir.
Bizim başkanları, bakanları ve yetkilileri sorumlu ve cesur tutumlar sergileyen bir hükümete ihtiyacımız var. Karar verirken cesur olmalılar. Diğer ülkelerden yardım kabul edecek cesarete sahip olmaları gerekir. Neden bazı ülkeler Çin ile ekonomik ilişki kurabilirken bu konu Lübnan için yasak. Çünkü ABD buna izin vermiyor.
Bazılarının Doğu'ya yönelen gidişatla alay ediyor, ancak hükümetin Doğu'ya ve Çin ile ilişkilere yönelmesi gerekiyor. ABD her gün Lübnan'ı tehdit ediyor. İsrail Ordusu Genelkurmay Başkanı istifa ediyor, ABD’’liler Lübnan'ı tehdit ediyorlar. İsrail ordusunun yeni genelkurmay başkanı göreve geliyor, Amerikalılar Lübnan'ı tehdit ediyorlar! İsrail ile barış anlaşması imzalayan ilk ülke olan Mısır'ın ekonomik durumunu görmenizi istiyorum, onların bugünkü durumu nedir? Onlar iflasın eşiğindedir.
Önümüzdeki yıllar Lübnan için çok önemli ve hayati. Bizim Lübnan'ı kurtarabilecek bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. Cesur, Amerikalılar onu tehdit ettiğinde eğer ulusal çıkarlar tehlikede ise pes etmeyecek olan bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. Biz böyle bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Amerikalılar her şeye karışıyorlar ama Lübnan'ın egemenliğini iddia edenler ölü gibi sessizler.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA