Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safiyuddin, ABD’nin Lübnan’da her türlü çözümün önüne engeller koyduğunu söyledi.

Nour News’te yer alan habere göre, Lübnan’ın güneyinde düzenlenen bir programda konuşan Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safiyuddin, “ABD'nin Lübnan'ı ablukaya alma suçundan çok daha büyük bir suç işliyor. Lübnan'ın ilerlemesini engelleyerek herhangi bir çözümün önüne engeller koymak için çalışıyor” dedi.

“ABD’nin tüm bu baskıyı Lübnan'da Siyonist rejim uğruna yaptığını ve Lübnan’da açlık, sefalet ve kaos suçları işlediğini anlıyoruz” diyen Safiyyuddin, bunu kabul etmediklerini belirtti.

Lübnan’daki ABD yanlısı siyasileri eleştiren Safiyyuddin, “Sonuç olarak, ekonomi, yaşam ve mali durum düzeyinde Lübnan'ın bu seviyeye gelmesinde bu insanların çıkarının ne olduğunu soruyoruz” dedi.

Lübnan’da bazı kesimler tarafından mezhepçi kışkırtmaların sıkça yapıldığını vurgulayan Safiyuddin, ABD ve Batı’ya sığınanları eleştirerek, “Bu insanlara diyoruz ki, sizden öncekilerin başarısız olduğu gibi, siz de başarısız olacaksınız, çünkü bu ülke birlik içinde kalacak, gücü ve ekonomik kapasitesi büyük bir sabırla ona geri dönecek. Egemenliği, bağımsızlığı ve sınırları korumak için fedakarlıklar yaptık ve inşallah sulardaki zenginliğimizi petrol ve gazdan elde edeceğiz. Tüm bu fedakarlıklardan sonra, cahil ve pasif bir parçalanmanın bizi kaosa veya bölünmeye veya Amerikan çıkarlarına ve ardından İsrail çıkarlarına hizmet eden herhangi bir projeye götürmesini kabul edemeyiz” ifadelerini kullandı.

Lübnan’ın tarihi bir hak ve fırsatla karşı karşıya olduğunu söyleyen Hizbullah yetkilisi, “Biz, bu vatanı korumanın en önemli sorumluluk ve görevlerimizden biri olduğuna inanarak çalışıyoruz” dedi.

Safiyyuddin sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz diğerlerinden çok Lübnanlıyız ama bu, aklımızın bu coğrafyanın sınırlarıyla sınırlı olduğu anlamına gelmez. Biz Lübnanlılar vatanımızı savunuyoruz ve onun sınırlarını, egemenliğini, bağımsızlığını ve zenginliğini korumak için en değerli kanımızı feda ediyoruz. Ama bizler, Filistin'de, Yemen'de, Güney Amerika'da ya da herhangi bir yerde, bu dünyadaki mahrum, mustazaf ve mazlumun bizi ilgilendiren bir mesele olduğuna inanan bir inanca mensubuz. Çünkü biz yeryüzünün adeletle dolmasını isteyen bir dine mensubuz.

Bize uygulanan bunca baskıya karşılık direnişten, silahlarından, davasından ve amaçlarından vazgeçmeyi aklının ucundan dahi geçirecek aklı başında bir insan yok. Hele de onca yıl sonra neler başardığımızı kendi gözleriyle gördükten ve bu güzel sonuçlara ve direnişçilerimizin bu büyük ilerlemesine tanıklıktan sonra.

Kudüs Haber Ajansıq - KHA