Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın görev süresinin dolamasına 1 veya 2 hafta kalmış olsa da, hükümetin kurulması çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Beyrut’ta düzenlenen bir etkinlikte konuşan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Hizbullah’ın, hükümetin kurulmasının şuan içerisinde bulunulan durumdan daha iyi olacağına inandığını kaydederek, var olan sorunların bir kısmını hükümetin çözebileceğini belirtti.
Kasım, kurulacak hükümetin yeni cumhurbaşkanının seçiminde de sorun çözebilecek durumda olabileceğini bildirerek, tarafları esnekliğe ve uzlaşıya çağırdı.
Lübnan’ın deniz sınırının belirlenmesi dosyasına da dedğinen Kasım, tablonun netleşmesini beklediklerini kaydederek, “Hizbullah'ın tutumu değişmeyecek. Çünkü su, petrol ve gaz hakkımızı eksiksiz bir şekilde tam istiyoruz. Gelişmeleri takip ediyoruz ve bunlara dayanarak, müzakerelerin gidişatına ve sonuçlarına göre uygun bir şekilde ve uygun zamanda tutumumuzu ifade edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safiyyüddin ise, kısır tartışmalara girerek zaman kaybetmemek gerektiğini, birinci önceliğin hakiki bir çözüm bulmak olması gerektiğini ifade etti.
Hizbullah’ın düzenlediği bir etkinlikte konuşan Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safiyyüddin, “Lübnan’da bazı kimselerin, halkın siyasi meselelerle meşgul olmasının bir öncelik olmadığını ve ülkeyi bir sonuca götürmediğini bilmeleri gerekiyor. Ülkeyi, geçmişte çözülmemiş, şu anda da çözülmeye hazır olmayan siyasi tartışmalar ve anlaşmazlıklara götürmek yerine, herkes gerçek çözümlere yönelmelidir. Bunun için bir araya gelinip ortak amaçlar etrafında farklı fikirler sunulmalıdır” dedi.
Safiyyuddin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üzerimizde baskı uygulamak isteyen dış güçlerden destek almadan kendi öz imkanlarımızla ve bu ülkenin evlatlarının eliyle ülkemizin ekonomik bağımsızlığını kazanmamız gerekiyor. Lübnan’ın vermesi gereken asıl savaş, kaynak zenginliğini geri kazanmak ve krizlerden çıkmak için çözümler arama ve bağımsız bir ekonomi savaşı olması gerekirken ne yazık ki, yersiz siyasi tırmanışlara, yarar sağlamayan polemiklere giriliyor.
Onlar Lübnan’ın dostlarıdır diyerek bu dostluğu korumak iddiasıyla Lübnan’ın evlatlarıyla savaşan kimselerdir. Bilmelisiniz ki, bu dost dedikleriniz sorunları çözüp kendi koydukları engelleri kaldırabilirler ama bunu yapmıyorlar, çünkü onlar dost değil, Lübnan’ın düşmanlarıdır. Bilmelisiniz ki, o dost dedikleriniz ülkemizin krizden çıkmasını istemiyorlar, bilakis krizi derinleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ne yazık ki onların bu düşmanca faaliyetlerine çanak tutan ve Lübnan’daki ekonomik ve yaşam sorununun derinleşmesine katkıda bulunan Lübnanlı bir grup var.
Bununla birlikte Lübnan’a kapı açan, başta elektrik ve endüstriyel konularda zor durumdaki Lübnan'a destek olmak için birçok teklifte bulunan İran İslam Cumhuriyeti gerçek dostluğun gereğini yerine getirmektedir.
Suriye de Lübnan'a kapılarını açıyor fakat Lübnan'da bu kapıların açılmasından rahatsız olan kimseler var. Lübnan’ın ekonomisinin gelişmesini isteyen hangi mantık Lübnan'ın tek kara çıkış noktası olan Suriye ile kapılarının açılmasından rahatsız olur. İşte bu akıl, çözüm üretmeyen kısır bir akıldır. Bu akıl sahiplerini daha önce denedik, bunlar bir ülkeyi geliştirme kapasitesine sahip değiller. Onlara inanmayın.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA