Suudi Arabistan’ın sözde “özel terör mahkemesi” tarafından verilen hüküm,  ABD Başkanı Joe Biden’ın Krallığa yaptığı ziyaretten sadece haftalar sonra verildi.

Dava, Veliaht Prensin baskı kampanyasında Twitter kullanıcılarını nasıl hedeflediğine ve aynı zamanda Suudi Arabistan'ın Kamu Yatırım Fonu aracılığıyla ABD sosyal medya şirketindeki önemli bir dolaylı hisseyi nasıl kontrol ettiğine dair kanıtları göz önüne seriyor.

Edinilen bilgilere göre dört ve altı yaşlarında iki çocuk annesi 34 yaşındaki Selma eş-Şehab, ilk olarak bir internet sitesini "kamuoyunu huzursuz etmek ve sivil ve ulusal güvenliği istikrarsızlaştırmak" suçundan üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Ancak, bir temyiz mahkemesi, savcılığın mahkemeden diğer iddia edilen suçları incelemesini talep etmesinin ardından Pazartesi günü eş-Şehab’a yeni bir ceza verdi. Verilen cezanın 34 yıl hapis ve 34 yıl seyahat yasağı olduğu öğrenilince sözde terör mahkemesine tepkiler yağmaya başladı.

Yerel kaynaklar Şehab’ın, ne Suudi Arabistan'da ne de Birleşik Krallık'ta önde gelen veya özellikle sesi çıkan bir Suudi aktivist olmadığını, sosyal medya hesaplarında da Krallık'taki siyasi mahkumların serbest bırakılması çağrısında bulunan gönderilerine nadiren rastlandığını belirtti.

Davayı takip eden bir yetkili, Şehab’ın zaman zaman hücre hapsinde tutulduğunu, mahkeme sırasında kendisine nasıl muamele edildiğine dair ayrıntıları babasının önünde açıklamak istemediğini, olanları mahkeme heyetine özel olarak anlatmaya çalıştığını söyledi. Kaynağa göre Şehab’ın mesajının yargıca iletilmesine izin verilmedi ve üç yargıç temyiz kararını imzaladı.

Avrupa Suudi İnsan Hakları Örgütü, Şehab’ın şimdiye kadar bir eylemciye verilen en uzun cezaya çarptırıldığını söyledi ve Suudi rejimini kınadı. Birçok kadın aktivistin keyfi cezalarla sonuçlanan haksız yargılamaların yanı sıra cinsel taciz de dahil olmak üzere "ağır işkence"ye maruz kaldığı kaydedildi.

Dava pek ilgi görmese de, Washington Post Salı günü Suudi Arabistan'ın Leeds öğrencisine yönelik muamelesiyle ilgili kinayeli bir yazı yayınladı ve davanın ABD Başkanı'nın reformlar konusunda aldığı "taahhütlerin" "saçmalık" olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Twitter’ın en önemli yatırımcılarından biri Veliaht prensin kuzeni

İngiltere merkezli Guardian gazetesine göre, Twitter şirketi, dava hakkında yorum yapmayı reddetti ve Suudi Arabistan'ın şirket üzerindeki etkisiyle ilgili belirli sorulara yanıt vermedi. Twitter ayrıca daha önce, ABD hükümetinin şirkete yasadışı bir şekilde sızmayı düzenlediği yönündeki iddiaları ve Suudi hükümeti tarafından anonim Twitter kullanıcılarının kimliğinin tespit edilip hapse atılmasına yol açtığı bilinmesine rağmen, Veliaht Prens Bin Selman’ın kıdemli yardımcısı Bedir el-Asker’in 2 milyondan fazla takipçisi olan doğrulanmış bir Twitter hesabı tutmasına neden izin verildiğine ilişkin sorulara yanıt vermedi.

Öte yandan yatırım şirketi Kingdom Holdings aracılığıyla Twitter'ın %5'inden fazlasına sahip olan Suudi milyarder Prens el-Velid bin Telal, Twitter'ın en önemli yatırımcılarından biri.

Bin Telal şirketin başkanı olarak görevini sürdürürken, şirket üzerindeki otoritesi, Kraliyet ailesinin 83 gün boyunca Riyad'daki Ritz Carlton'da esir tutulduğu ortaya çıkınca ABD basını tarafından sorgulandı.

Olay, Muhammed bin Selman’ın kraliyet ailesinin diğer üyelerine ve işadamlarına yönelik, işkence, zorlama ve Suudi Arabistan kasasından milyarlarca doların kamulaştırılması iddialarını içeren daha büyük bir tasfiyenin parçasıydı.

Mayıs ayında Kingdom Holding, şirketin yaklaşık %17'sini bin Salman'ın başkanı olduğu Kamu Yatırım Fonu’na 1,5 milyar dolara sattığını duyurdu. Sonuç olarak, Suudi hükümeti Twitter'da önemli bir dolaylı yatırımcıdır. Twitter'a göre ise, yatırımcıların şirketin günlük operasyonları üzerinde hiçbir etkisi yok.

Kudüs Haber Ajansı - KHA