ABD merkezli Axios ajansının üç İsrailli kaynağa dayandırdığı habere göre, söz konusu anlaşma, Orta Doğu'daki Biden yönetimi için önemli bir dış politika başarısı olacak ve Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilişkilerin kademeli olarak ısınmasının yolunu açacak.
Gazete raporunda, “Suudi Arabistan ve İsrail'in diplomatik ilişkileri olmadığı ve doğrudan resmi ikili anlaşmalar imzalanmadığı için, ilgili ülkeler dolaylı olarak bir anlaşmayı sonuçlandırmak için yasal ve diplomatik çözümler kullanmaya çalışıyorlar” yorumunu yaptı.
1979 İsrail-Mısır barış anlaşması uyarınca, Kızıl Deniz adaları Tiran ve Sanafir askerden arındırılmış bir bölge olmalı ve ABD tarafından yönetilen çok uluslu bir gözlemci kuvvetinin varlığına sahip olmalıdır.
Mısır'daki halk protestolarına rağmen, Haziran 2017'de Mısır parlamentosu ve Mart 2018'de ülkenin yüksek mahkemesi, adaların egemenliğini Suudi Arabistan’a verdi.
Ancak bu adaların Mısır'dan Suudi Arabistan'a teslim edilmesine ilişkin anlaşmanın tamamlanması, Siyonist Rejim'in onayı ve iznine bağlıdır.
Biden yönetimi aylardır Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır arasında adaların Mısır'dan Suudi kontrolüne geçmesini sonlandıracak bir anlaşma üzerinde sessizce arabuluculuk yapıyor.
İsrailli yetkililer, Mısırlıların İsrail ile yaptıkları barış anlaşmasında verdikleri taahhütlere bağlı olarak, özellikle de İsrail gemilerinin Tiran Boğazı'ndan geçmesine izin verilmesine ilişkin anlaşmanın, Suudiler için hâlâ bağlayıcı olduğundan emin olmak istiyor.
İki üst düzey İsrailli yetkili, Suudilerin seyrüsefer özgürlüğü de dahil olmak üzere Mısır'ın taahhütlerini yerine getirmeyi kabul ettiğini söyledi.
İsrailli yetkililer ayrıca, son gelişmelerle birlikte Başbakanlık görevini bırakan Naftali Bennett, yeni İsrail Başbakanı Yair Lapid ve Savunma Bakanı Benny Gantz'ın son günlerde önerilen yaklaşımlar hakkında bilgilendirildiğini söyledi.
Axios’a konuşan iki üst düzey İsrailli kaynak, Suudi Arabistan'ın Mısır ile bir anlaşma imzalayacağını ve garantör olarak ABD'ye taahhütlerini belirten bir mektup göndereceğini söyledi. ABD’nin daha sonra İsrail'e, özellikle seyrüsefer özgürlüğü konusunda garantili bir mektup vereceği belirtildi.
Başka bir İsrailli yetkili, yaklaşımın kesinleşmediğini, ancak tarafların anlaşmaya yaklaştıklarını vurguladı. Kaynaklar ayrıca, Gantz ve İsrail savunma teşkilatının, önerilen yaklaşım konusunda kendilerini rahat hissettiklerini ve İsrail'in güvenlik çıkarlarının garanti altına alınacağını düşündüklerini söyledi.
Axios’a konuşan İsrailli kaynaklardan biri “Buradaki püf nokta, Suudi Arabistan'ın İsrail ile bir anlaşma imzalamadan İsrail'le nasıl anlaşmaya varacağı üzerineydi. Özde bir anlaşmazlık yok" dedi.
Siyonist rejim, İsrail havayollarının Hindistan ve Çin'e doğu uçuşları için Suudi hava sahasını kullanmasına izin vermesi beklentisiyle, Kızıldeniz’deki bu krizden kendine pay çıkarmayı amaçlıyor.
Axios’un haberine göre, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü, ABD'nin Kızıldeniz'in güvenliğini ve istikrarını geliştirmede uzun süredir önemli bir rol oynadığını söyledi. Ayrıca Sözcü, “Bu özel raporlar hakkında yorum yapmıyoruz” ifadesini kullandı.
Kudüs Haber Ajansı - KHA