ABD merkezli Foreign Affairs dergisi, ABD Başkanı Joe Biden’ın Suudi Arabistan’a gerçekleştirmesi beklenen ziyareti ve Suudi’den talepleri karşılığında Riyad’a sağlaması gereken garantileri konu edinen uzun bir makale yayınladı.
Makalede Biden’ın karşı karşıya kaldığı ikileme işaret edilerek, "Ne onunla ne de onsuz yaşayamayacağınız petrol zengini bir Arap liderle ne yaparsınız? Başkan Joe Biden'ın Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ile karşı karşıya olduğu ikilem budur” denildi.
Biden, yönetime geldikten sonra ülke içindeki siyasi muhalefete karşı şiddetli tepkisi, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve Yemen savaşı nedeniyle Muhammed bin Selman’la anlaşmayacağını ve Suudi Arabistan’a parya muamelesi yapacağını ifade etmişti.
Dergide “Ancak şimdi durumlar değişti, yükselen gaz fiyatları enflasyonu körüklüyor. Bu da ara seçimlerde Biden’ın Demokrat Partisi’nin adaylarının oylarının düşeceğini gösteriyor. Bu dinamiği tersine çevirmenin anahtarı da ülkesi yeterli yedek kapasiteye sahip tek petrol üreticisi olan Muhammed bin Salman’ın elinde görünüyor” ifadeleri yer aldı.
Ziyareti destekleyenler bu ziyaretin klasik bir siyasi anlaşma olduğunu ve küresel pazarda daha fazla petrolün Amerikalılara gaz pompalamada rahatlık anlamına geleceğini ileri sürerek ziyareti destekliyorlar.
Amerikan dergisi, önümüzdeki ay Suudi Arabistan’ı ve Orta Doğu’daki diğer ülkeleri ziyaret edecek olan Biden’ın, Tahran’la nükleer anlaşmaya varamaması durumunda, İran’a karşı Suudi Krallığı için nükleer bir şemsiye de dahil olmak üzere güvenlik garantileri vermesi gerektiğini de kaydetti.
Dergide, “Ziyareti sırasında Biden ile görüşecek olan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD’den İran’ın nükleer ve bölgesel emellerine karşı daha caydırıcı bir güç kullanmasını ve Suudi’yi Husilerin füze ve insansız hava araçları saldırılarına karşı savunması için daha etkili bir araç sağlamasını isteyecek. Bu tür garantilerin sağlanması Suudi-ABD ilişkilerinin daha da derinleşmesine kapı aralayacaktır” ifadeleri yer aldı.
Dergi, Suudi Arabistan için NATO benzeri bir taahhüdün arzu edilse bile mevcut dönemde oluşturulamayacağını kaydederek, Biden’ın, İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme taahhüdünü alenen yineleyebileceğini ve ilk olarak 1980'de ABD Başkanı Jimmy Carter tarafından ortaya koyulan, düşman bir gücün Körfez bölgesinin kontrolünü ele geçirme girişimini önlemeye yönelik taahhüdünü daha da genişletebileceğini kaydetti.
Yine İran’ın nükleer programına ilişkin olarak dergide, “İran nükleer anlaşmasına ilişkin mevcut müzakereler çökerse ve Tahran nükleer silah programını ilerletmeye devam ederse, Suudi’nin ilerde herhangi bir nükleer silah elde etmeyeceğini taahhüt etmesine karşılık olarak ABD’nin Suudi’ye nükleer bir şemsiye sunması gerekecektir” ifadeleri yer aldı.
Buna ek olarak dergide, “Amerikan güvenlik taahhüdü karşılığında Muhammed bin Selman’ın Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye yönelik doğrudan uçuşların sağlanması, ticaret ofislerinin açılması, doğrudan temasların sağlanması gibi daha fazla adımlar atmaya ihtiyaç duyacaktır” denildi.
Kudüs Haber Ajansı - KHA