Yemen Ensarullah Hareketi lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, sloganlarının, ümmeti askeri, iktisadi ve diğer tüm alanlarda inşa edip İslami kimliğe dayalı medeniyet projesinin diriltmek olduğunu söyledi.

‘Müstekbirlere Karşı Haykırma’nın yıldönümü dolayısıyla konuşan Yemen devrimi lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi, sloganlarının geniş bir seferberlik ve kültürel faaliyet çerçevesinde pratik eylemlerle kendisini gösterdiğini kaydederek, ABD ve İsrail mallarını boykot etmenin de bunun içerisinde olduğunu belirtti.

El-Husi, "Müstekbirlere Karşı Haykırmanın anısına, ümmetimizin içinden geçtiği hassas ve tehlikeli koşullarda şehit liderin başlattığı büyük konumu anıyoruz" diyerek, Seyyid Hüseyin Bedreddin el-Husi’nin ümmete yönelik düşmanca saldırıya karşı koyma eğilimini "Müstekbirlerin Yüzüne Haykırış" sloganıyla dile getirdiğini bildirdi.

“ABD ve müttefiklerinin Arap ve İslam ülkelerini işgal etmek ve ümmetin üzerinde tam kontrol sağlayıp diğer ülkeleri vurmak için bir programı vardı” diyen Husi, düşmanların, İsrail düşmanının bölgede ABD ve Batı'nın doğrudan ajanı olmasını sağlamaya çalıştığını belirtti.

ABD’nin 11 Eylül olaylarını, ümmetin tam kontrolünü ele geçirmesini sağlayacak kapsamlı bir hedefleme için bir bahane haline getirdiğini kaydeden Husi, “Amerikan-İsrail hareketini engelleyecek hiçbir hareketin olmamasını ve İslam sahasının komplolar için verimli kalmasını istediler. İsrail düşmanı, Filistin davasını tamamen ortadan kaldırmak için ABD-Batı saldırısından yararlandı” dedi.

Ensarullah Hareketi lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşmanların yaptığı her şey, bu tehlikelere ve kapsamlı hedef alma sürecine karşı tavır almamızı gerektiriyor. Slogan, düşmanlarına karşı ümmetin sesini temsil eder ve kendisini hedef alan komplolara karşı öfkesini ve protestosunu ifade eder. Sloganımız, Müslümanların iç sahasını nüfuzlara karşı güçlendirmeyi amaçlıyor. ABD’nin hedef alması tüm alanlarda kapsamlıdır.

Şehit lider tercihini Müslüman toplumumuzu içeriden güçlendirmek, bilinç düzeyini yükseltmek ve Kuran projesi temelinde geniş bir kamuoyu duruşuna taşımak için yaptı. Ensarullah Hareketi sloganını yükselttikten 1 yıldan kısa bir süre sonra, Sana'daki Amerikan büyükelçiliği bundan rahatsız oldu. Bu yüzden hükümeti onunla mücadeleye zorladı. Ardından tutuklamalar geldi. Tutuklamalardan sonra, Amerikalılar ve otorite, Seyyid Hüseyin Bedreddin el-Husi'ye karşı askeri seçeneğe döndü ve bu ilk savaştı.

Amerika altı savaşı kışkırttı ve en iğrenç suçları işlemek için otoriteye siyasi kılıf sağladı. Otorite, Amerika ve İsrail'i yatıştırma politikasından umduğunu alamadı ve bu politika başarısız oldu. Kaçınılmaz sonucu kayıp oldu. Amerika'nın yanında yer almayı benimseyen politika, şehit lidere karşı mücadelede ve sesini susturmakta başarısız oldu. Kayıp ve pişmanlık, millet düşmanlarıyla ittifaka koşanların kaçınılmaz sonucudur. Razı etme politikası hiçbir şeye yardımcı olmaz.”

İsrail’le normalleşme sürecine giren Arap rejimlerini eleştiren Husi şöyle devam etti:

“Birçok Arap rejimi, İsrail düşmanına sadık olma, onunla ekonomik olarak ortak olma ve dini unvanları yanlış yönlendirip sapkın yönelimlerine hizmet etmek için kullanma eğiliminde. Bu kukla rejimler ümmetin evlatlarına baskı yapıyor. Filistin halkını ve haklarını da inkar etmeye başladılar. Ülkedeki kukla akımı Filistin'de işlenen günlük suçları ve Mescid-i Aksa’ya yönelik tehdidi görmezden geliyor.

İsrail düşmanı lehine yapılan her eylem Filistin halkını ve genel olarak ümmeti hedef alan düşmanca bir harekettir. İsrail'in Filistin, Lübnan ve ümmetin mücahitlerine düşmanlığıyla aynı tavrı kukla rejimler de benimsiyor ve onları medyada çarpıtmaya çalışıyorlar.

Doğru istikamet, İslam'a aidiyeti pekiştirmek, ümmet düşmanlarına düşmanlık hâlini pekiştirmek, onu nüfuzlara karşı engellemek ve onu kuvvetli mevki mertebesine çıkarmak için çalışmaktır.

Şehit liderin inşa ettiği akım, maruz kaldığı tüm savaşlara ve komplolara rağmen her zamankinden daha güçlü ve güncel hale geldi."

Kudüs Haber Ajansı - KHA