Konuşmasında, “Lübnan’ı günümüze kadar himaye edenler Mustafa Bedreddin ve İmad Muğniye’yle temsil edilen iki nesil ve daha sonra onlara katılan kuşaklardır” diyen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, “Şehit Lider Bedreddin, şehit olana kadar onurlu bir şekilde ömrünü Siyonistlere ve tekfircilere karşı cephelerde mücadele vererek geçirdi” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında Filistin Nekbesine de değinen Nasrallah, belaları ve acıları bitmeyen bir hadise olan 15 Mayıs nekbesinin sadece Filistin'in değil, tüm Arapların Nekbesi olduğunu ve bu Nekbeyi zayıflatan en önemli hususun, Filistinlilerin onlarca yıldır verdikleri mücadele, geçtiğimiz haftalarda meydana gelen eylemler ve Kudüs’ün Kılıcı Savaşı olduğunu ifade etti.

Konuşmasının devamında Filistin halkının uzun zaman önce tercihini direnişten yana yaptığını söyleyen Nasrallah, “Filistin halkının ezici çoğunluğunun direniş seçeneğine inancının bugün her zamankinden daha güçlü olduğuna inanıyorum” dedi.

Nasrallah sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin halkı, artık Arap rejimlerinden, Arap Birliği’nden veya Birleşmiş Milletler’den çıkacak kararları beklemediklerinin mesajını verdiler.”

Lübnan’ın Arap dünyasıyla olan ilişkilerine de değinen Hizbullah Genel Sekreteri, “Arap ülkeleri ile ilişkiler tartışma konusu olmayacak sabitelerdendir. İşgal ve Lübnan’ı koruma konusunda Arap ülkelerinin resmi rejimlerine kimsenin hesap açabileceğini düşünmüyorum” dedi.

Nasrallah, 17 Mayıs anlaşmasını imzalayan ekibin bugün Arap dünyasının rejimleriyle ilişkiler kurma çağrısı yapanlarla aynı olduğunu sözlerine ekledi.

Hizbullah Genel Sekreteri, “Direnişin, güvenlik servisleriyle iş birliği içinde birçok İsrail casus ağının ortaya çıkarılmasına ve dağıtılmasına katkıda bulunduğunu, güvenlik servisinin casus ağlarını dağıtmaya devam etmede kararlı olduğunu” vurgulayarak, bütün tarafların liderlerine bu şebekeleri dağıtma konusunda güvenlik servisine destek vermeleri çağrısında bulundu.

Direnişin yaptıklarının sonucunda İsraillilerin artık kendileriyle iş birliği yapacak elemanlara ihtiyaç duyduğunu, askerlik alımlarında artık titizlikten uzak ve amatörce davranmaya başladığını söyleyen Nasrallah, "Şehit komutan Bedreddin, tekfirci terörle mücadelenin başlangıcında bomba yüklü arabaların sökülmesi mücadelesinin öncüsüydü” ifadelerini kullandı.

“1982’den günümüze kadar kazanan taraf hep siyasi ekibimiz oldu, tercihlerinde de her zaman doğruya isabet etti” ifadelerinde bulunan Hizbullah Genel Sekreteri, geçmişten günümüze ve Suriye’ye karşı başlatılan küresel savaşa kadar Lübnan’daki bütün meselenin tercihler meselesi olduğunu kaydetti.

Lübnan’daki bölünmenin günümüze kadar devam ettiğine vurgu yapan Nasrallah, “Mevcut bölünme sebebiyle birçok güçlükle karşı karşıyayız” diyerek yerlilik ve millilik söylemlerini yükseltenlere hitaben “Ülkeyi ve onun kimliğini en çok muhafaza eden biziz. Biz buradayız, bu topraklarda doğduk ve bu topraklarda defnedileceğiz, kimse bizden uğruna çok değerli kanlar ödediğimiz ülkemizi zayıflatmamızı veya terk etmemizi beklemesin” ifadelerini kullandı.

“Karşı karşıya kaldığımız zorluğun sebebi direnişin silahı değil; ekonomi, ekmek, ilaç ve elektrik krizidir” diyen Nasrallah, “Lübnan'da bizim zaman kaybetme lüksümüz yok. Dolayısıyla Parlamento'da acil bir hareket ve hükümet kurma süreci başlatılması gerekiyor. Doğu'ya ve Batı’ya açılmak olası bir patlamayı engeller, Suriye ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi sığınmacı krizini çözmemizde bize kapı aralayacaktır” diye konuştu.

Kudüs Haber Ajansı - KHA