Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan’da seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada, medyada tartışmaların sakinleşmesi çağırısında bulunarak, Lübnan'da gerçekleşen en büyük yağma operasyonunun, bankaların ABD yönetimiyle işbirliği yaparak Lübnanlıların mevduatlarını yağmalaması olduğunu söyledi.
El-Menar televizyonundan canlı olarak yayınlanan konuşmasında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, seçilen milletvekillerini tebrik ederek, direnişe ve müttefiklerine oy veren Lübnanlılara özel teşekkür etti.
“Direniş kadroları aynı anda iki görevi yerine getiriyordu; birincisi seçim gününün başarılı geçmesi için çalışıyorlardı, ikincisi Lübnan'ı korumaya hazırlardı" diyen Nasrallah, ülkedeki medya tartışmalarının yatışması için çağrıda bulundu.
Seçimlerde Emel ve Direnişe Vefa listelerine verilen desteğin, direnişe, direnişin silahına, altın denkleme, adil devlete, reformlara, toplumsal barışa, ortaklığa ve krizlerin çözümüne yönelik desteğin bir göstergesi olduğunu kaydeden Hizbullah lideri, Lübnan'da sükunet ve insanları ilgilendiren konuları düşmanlık olmadan ortaklık ve işbirliği içinde ele alma eğiliminin önemli olduğunu söyledi.
Nasrallah, "Kimse yeni parlamentoda çoğunluğa sahip olduğunu iddia edemez. Lübnan ve Lübnan halkının çıkarı, belirli bir partinin meclis çoğunluğunu elde edememesinde olabilir. Hiçbir grup çoğunluğun o grupta veya bu grupta olduğunu iddia edemez ama biz siyasi blokların ve bağımsızların önündeyiz" dedi.
Direnişin, müttefiklerinin ve dostlarının parlamentoda güçlü bir varlığı olduğunu vurgulayan Nasrallah, “Parlamento blokları ve bağımsızlardan oluşan bir parlamentoyla karşı karşıyayız. Bugün ülkede parlamenter çoğunluğa sahip siyasi grup yok. Yaşananlar çok büyük bir zaferdir. Özellikle mücadelenin koşullarını ve bu kampanyaya harcanan parayı gördüğümüzde, bu zaferden gurur duymalı ve değer vermeliyiz" ifadelerini kullandı.
Her gün devam eden medya ve finansal algı mühendisliği çalışmalarına rağmen halkın direnişi güvenlik ağıyla güvence altına aldığını kaydeden Nasrallah, Saad el-Hariri liderliğindeki Gelecek Hareketi’nin seçimleri boykot etmesine ise sakin, objektif ve sorumlu bir şekilde yaklaşılması gerektiğini bildirdi.
"Lübnan tarihindeki en büyük yağma ve hırsızlık, mevduat sahiplerinin paralarının çoğu banka ve ABD yönetimi tarafından çalınmasıdır" diyen Nasrallah, ülkedeki krizlerin boyutunun Parlamentoda bir grubun çoğunluğu elde etse bile, tek başına bununla başa çıkamayacağını ifade etti.
Sorumluluk almamanın güvene ihanet ve seçim kampanyaları sırasında verilen sözlerin ihlali olduğuna dikkat çeken Nasrallah, seçimlerin sonucunun, seçmenlerin tedavi ve ülkeyi kurtarmayı talep etmesi gerektiğini söylediğini söyledi.
Nasrallah, “Gerekli olan, ülkenin sakinleşmesi ve seçim öncesi halkın acısına konu olan dosyalara öncelik verilmesidir. Bu, rekabetten bağımsız olarak ancak ortaklık ve işbirliği yoluyla ele alınabilir” dedi.
Anlaşmazlık durumunda bile olsa ortaklık ve işbirliği çağrısında bulunan Hizbullah Genel Sekreteri, İran işgali yalanının yayıldığını kaydederek, “ABD büyükelçiliğini ve müdahalesini gördük. Oysa Suudi büyükelçisi seçim sürecinde en aktif kişiydi. ABD büyükelçisinin sandık merkezlerini gezdiğini de gördük. Seçimlerdeki İran büyükelçisini veya İran büyükelçiliğinin herhangi bir çalışanının araya girdiğini gördünüz mü?" dedi.
“Silahların gölgesi altında seçim yapıldığı yalanına son vermenin zamanı gelmedi mi” diye soran Nasrallah, krizlerin rekabetten ayrı olarak ancak ortaklık ve işbirliği yoluyla çözülebileceğini dile getirdi.
Nasrallah, “Bazı seçim çevrelerinde Emel ve Direnişe Vefa listelerine verilen oy sayısı 500 bin seçmeni aşıyor. Bu insanlar halkın iradesini ifade etmiyorlar mı” diye sordu.
Kudüs Haber Ajansı - KHA