Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, dün akşam yaptığı konuşmada işgal altındaki Filistin'deki son gelişmelere değinerek, Arap ülkelerinin ihanetine rağmen Filistinlilerin direnişini sürdüreceğini vurguladı.
"İşgal altındaki Filistin halkının, gençlerinin, kadınlarının, çocuklarının ve yaşlılarının kahramanlıklarının karşısında tüm saygı ve gururla durmalıyız" dedi. Nasrallah, işgal altındaki Filistin'de yaşananların, düşmanla olan çatışma ve İsrail varlığının geleceği açısından büyük etkileri olduğuna dikkat çekti.
İsrail işgal rejimi yetkililerine seslenen Hizbullah Genel Sekreteri, "Filistin halkının umutsuzluğu ve hayal kırıklığı üzerine bahse giriyorsanız, o zaman bir yanılgı içindesiniz. Resmi Arap ihanetinin Filistinli gençliğin geri çekilmesine yol açacağını düşünüyorsanız, o zaman yine hayal kuruyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"İşgal altındaki Filistin'de ve çevresinde yaşananların daha fazla destek ve dayanışmayı gerektirdiğini" kaydeden Nasrallah, Filistin halkına ve direnişine mutlak desteğini dile getirerek, "Biz onların bu savaşta ve zaferde ortaklarıyız" dedi.
1996 yılının Nisan ayında direnişin İsrail’e sivilleri korumaya ve direniş eylemini sürdürmeye dayalı bir denklem dayatabildiğini vurgulayan Nasrallah, "Sivilleri İsrail saldırılarından koruma denklemi direniş sayesinde hala var" dedi.
Nasrallah, "ABD, Kana Katliamında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Siyonist rejimi kınayan kararın çıkmasına izin vermedi. ABD, işgalcileri ve savaşı başlatanları savunur ve onlara yaptırım uygulamak bir kenara dursun, onların kınanmasına bile engel olur” diyerek, Ukrayna’yla ilgili ABD ve uluslararası toplumun tutumuyla İsrail’in yaptıklarına karşı uluslararası toplumun tutumunun kıyaslanmasını istedi.
NASRALLAH: ABD, LÜBNAN SEÇİMLERİNİ ERTELEMEYE ÇALIŞIYOR
Lübnan'daki seçim sürecine değinen Nasrallah sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aktarılana göre, ABD büyükelçiliği ve diğer büyükelçiliklerde bizim de içerisinde olduğumuz mevcut meclis çoğunluğunun konumunu koruyacağına dair bir hava var. Parlamento seçimlerinde oyların üçte ikisini almanın gerçekçi ve mantıklı bir hedef olduğuna kimse inanmıyor. Lübnan'ın anlayışa dayalı olduğuna inanıyoruz. ABD büyükelçiliğini parlamento seçimlerini ertelemeye çalışmakla suçlamak hakkımız var. Bazı büyükelçiliklerde, karşı tarafın işlerini düzene sokmak için parlamento seçimlerinin ertelendiği yönünde bir fısıltı var. Seçimlerin ertelenmesini konuşmanın amaçlarından biri vatandaşların katılım hevesini azaltmak olabilir. Anketlere ve araştırma gruplarına bel bağlamamalı ve sandıklar kapanana kadar tüm gücümüzle bu siyasi mücadeleye girmeliyiz.”
Kendi adaylarının ve müttefiklerinin adaylarının kazanması için çalışacaklarını vurgulayan Nasrallah, Suudi Arabistan’ın 2009’ya yapılan Lübnan seçimlerinde büyük harcamalar yaptığına değinerek, “Suudilerin paralarının çoğu Lübnan seçimlerine harcandı ve bu, siyasi liderlerle yaradı. Bu parayı medyaya, seçim kampanyalarına ve oy satın almaya harcadılar” dedi.
Hizbullah adına yazılan her şeye inanmayın. Sahip olduğumuz en önemli şey dürüstlüktür ve bunu şehitlerin kanına ve mücahitlerin alın terine borçluyuz. Biz bu sadakat ve itibara zarar vermeyeceğiz.
Hizbullah Genel Sekreteri sözlerini şöyle sürdürdü:
“‘Hizbullah, 2005'ten beri bir ulusal birlik hükümeti kurulması çağrısında bulunuyor. 2008'de çoğunluğu kazandığımızda, herkesin katılacağı bir ulusal birlik hükümeti kurduk. Ancak bazıları 2006 yılındaki 33 Gün Savaşı'nda Hizbullah’ı ortadan kaldırmaya odaklandı. Hatta ABD’lilerle düzenledikleri toplantılarda, bu savaşın durmamasını ve İsrail tam zafer kazanana kadar devam etmesini istediler. Bu insanlar her zaman kendilerini dışarıya göstermeye ve Lübnan'ı yok etmek için bir iç savaş başlatmaya hazırlar.
Siz, seçimlerde birkaç kez meclis çoğunluğunu kazanıp hükümet kurmuşken, nasıl oluyor da silahın siyasi hayata hakim olduğundan bahsediyorsunuz? Lübnan halkını kandırmak isteyen kişi, direnişin silahını krizin nedeni olarak gösterir. Neden yolsuzluktan ve 30 yıllık ekonomi politikalarından bahsedilmiyor? Elbette bazı seçim listelerinin planı, Hizbullah'ın güya hükümet üzerindeki hegemonyasını ortadan kaldırmak, onunla mücadele etmek ve direnişi silahsızlandırmaktır. Ama bu hareketler, halk için yaptıklarını anlatmak adına 2005'te Hizbullah’la ittifak kurdular.
NASRALLAH: HİZBULLAH’A KARŞI DÜŞMANCA SLOGANLARIN AMACI ABD VE SUUDİ’Yİ MEMNUN ETMEK
Bu tür seçim sloganlarının amacı, mali, siyasi ve manevi desteklerinden yararlanabilmek için Suudi Arabistan'ı, Batı toplumunu ve ABD'yi memnun etmektir. Bütün seçimlerde ülkeyi inşa etmekten ve bu krizden kurtarmaktan bahsettik. Son dört yılda kazanımlar elde ettik ve bunu halka da gösterdik ama rakip siyasi gruplarımız hiçbir şey yayınlamadı. Çünkü hiçbir başarıları yoktu.
Hiçbir zaman hükümetten direnişi korumasını istemedik ama direniş ülkeyi ve devleti destekledi. Direniş olmasaydı, hükümet olmazdı. Bu, ülkeyi savunan altın denklemin bir parçasıdır. Hükümeti direnişe karşı kullanmak isteyen siyasi grupların veya yabancı tarafların çabalarını engellemek için hükümete katılmak istiyoruz. Devletten sadece direnişin sırtına hançer saplamamasını istiyoruz.”
Nasrallah, Suudi Arabistan'ı, Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri bozmaya, Yemen'i ve halkını yok etmeye çalışmasından dolayı eleştirerek, “Araplar arası ilişkilerini bozan Yemen’e karşı savaşı başlatan mıdır yoksa Yemenli mazlumların yanında duran mıdır? Yemen halkı kendini dünyaya kabul ettirdi ve şimdiki siyasi sonucu kazandı” dedi.
Nasrallah sözlerini şöyle bitirdi:
“Hizbullah, Yemen'deki ateşkesi memnuniyetle karşılamaktadır. Bu ateşkesin siyasi diyaloğa kapı açmasını, savaşı durdurmak, kuşatmayı kaldırmak ve siyasi çözüme doğru ilerlemek için bir giriş olmasını umut ediyoruz. Suudi yöneticilere bir nasihatte bulunuyor ve mazlum Yemen halkının dostlarının, Yemen halkına haklarından vazgeçmeleri konusunda baskı yapmasını beklememelerini söylüyorum. Yemen krizinin tek çözümü Sana ile müzakere etmek ve doğrudan diyalog kurmaktır.”
KHA