Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Tahran merkezli Arapça yayın yapan El-Alem televizyonuna bölgesel meselelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İran İslam Devrimi’nin 43’üncü yıldönümünde İran’nın dünya çapında bağımsızlık ve özgürlük modeli olduğunu belirten Nasrallah, İmam Humeyni’nin ve ardından İmam Hamaney’in İslami ve şeri ilimlerde uzman olmalarının yanı sıra, cesaretli, stratejik düşünce ve geniş ufka sahip olduklarını söyledi.
İran’ın Şah döneminde ABD’nin elinde olduğunu kaydeden Nasrallah, “Şah zamanında ABD’nin hâkim olduğu İran’ın serveti, petrolü ve doğalgazı yağmalandı. ABD burayı dilediği gibi yönetti. Yıllarca ideolojik, kültürel ve entelektüel kimliğini değiştirmeye çalıştı. Şah ve babasının gerçekleştirmeye çalıştığı batılılaşmayı, Şah'ın bir Amerikan paralı askeri olduğunu ve ABD'nin ve bölgedeki Siyonistlerin amaçlarına hizmet ettiğini biliyoruz. Bölgedeki tüm ülkeler ondan korkuyordu.
İslam Devrimi ile ABD ve İsrail, Şah ile İran'ı terk etti. Bu yüzden İslam İnkılabı İsrail ile bağları kopardı. İsrail büyükelçiliğini kapattı ve burayı Filistin Kurtuluş Örgütü'ne teslim etti. Filistin'in halen faal olan bir büyükelçiliği var. Evet ABD İran'ı tamamen terk etti. Yani İmam Humeyni'nin tabiriyle Amerika'nın İran'dan elini kesti” ifadelerini kullandı.
Hizbullah Genel Sekreteri, “Bölgedeki pek çok ülke yabancı büyükelçilikler tarafından yönetilirken özgürlük ve egemenlikten söz ediyor. İran İslam Cumhuriyeti büyük bir bölgesel güçtür ve görmezden gelinemez ve onunla kolayca savaşılamaz. İran, Şah döneminde 60 bin Amerikalı danışmanla ABD tarafından yönetiliyordu. İslam İnkılabı İsrail’i ve ABD'yi İran'dan çıkardı. Artık büyük ve güçlü bir bölgesel güçle karşı karşıyasınız. Bu sadece benim sözüm değil, tüm dünya büyük bir bölgesel güç olarak İran'la etkileşim halindedir. İran'ın bölgesel meselelerde olduğu kadar dünyanın kaderi üzerinde de büyük bir etkisi ve varlığı var” dedi.
ABD’nin zulmün karşısında duran hakiki İslam’ı kabul etmediğini bildiren Nasrallah, “ABD, İran İslam Cumhuriyeti'ne düşmandır. Çünkü bu sistem zulmü kabul etmeyen bağımsız ve egemen bir sistemdir. ABD, İran’la savaşmaktan korkuyor. ABD'nin İran'ın barışçıl nükleer programını durdurma gücü yoktur. İsrail İran'a askeri bir saldırı başlatırsa İran'ın tepkisi çok sert olacaktır ve İsrailliler İran'ın tepkisinden korkmaktadır” ifadelerini kullandı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Yemen’deki Ensarullah Hareketinin ilk füze saldırısında ABD, batı ülkeleri ve İsrail’in desteğine sığındığını söyleyen Nasrallah, İsrail’le normalleşme anlaşmasına giren ülkelerin İsrail’e ekonomik yarar sağladığını ifade etti.
Washington'un İran'a karşı savaştan bahsetmesinin sadece abartı olduğunu kaydeden Nasrallah, "İran, İsrail tarafından bombalanırsa, tepki şiddetli olacaktır" dedi.
Lübnan direnişinin hava savunma gücünün çok etkili sonuçlar verdiğini kaydeden Nasrallah, direnişin füze yeteneklerinin İsrail"in Lübnan'a karşı bir şey yapmasını engellediğini dile getirdi.
Direnişin Lübnan'ı ve halkını savunacak her türlü silaha sahip olmakla ilgilendiğini vurgulayan Nasrallah, İsrail’in Hizbullah'ın hassas füzelerini ortadan kaldırmak istediğini söylerken, bu füzelerin yerlerini ve sayılarını bilmediğini bildirdi.
“Direnişin hava savunma gücü, iki yıl önce faaliyete geçtiğinden beri çok etkili sonuçlar verdi” diyen Nasrallah, Hizbullah’ın kararının Lübnan kararı olup yerel olduğunu vurgulayarak, Lübnanlılık tartışmasının büyükelçiliklerin emirleriyle hareket eden partiler için tartışılması gerektiğini belirtti.
Nasrallah, "Lübnan'daki bazı partiler, direnişe dair düşmanın zihniyetiyle, onun araç ve gereçleriyle hareket ediyor. Lübnan seçimlerine veya başka herhangi bir iç meseleye müdahale eden hiçbir İran tarafı yok” dedi.
Lübnan'da inşa edilen Amerikan büyükelçiliği’nin rolünün Lübnan'ın ötesine geçerek tüm bölgeye yayıldığını kaydeden Nasrallah, ABD’nin Lübnan Büyükelçiliği’nin ABD’nin bölge ülkeleri için de istihbarat topladığı bir merkez olduğunu ifade etti.
ABD’nin yaptırımlarının bazı çevrelere zarar verdiğini ancak Hizbullah’ı etkilemediğini belirten Nasrallah, ABD’nin çeşitli kanallar aracılığıyla defalarca Hizbullah’la iletişim kanalı açmak için çalıştığını söyledi.
Lübnan'ın korunmasının tek garantisi olan direnişi etkileyecek hiçbir şeyi kabul etmeye istekli olmadıklarını açıklayan Nasrallah, İsrail’le sınır çizimi çerçevesinde düşmanla normalleşme, işbirliği veya koordinasyon şüphesinin olması durumunda bunun karşısında duracaklarını belirtti.
Lübnan’ın körfez ülkeleriyle ilişkilerine değinen Nasrallah, Lübnan egemen bir ülkedir ve kimsenin ona herhangi bir emir veya şart dikte etmesi doğru değildir. Durumun Lübnan ve Arap ülkeleri arasında bir diyaloga doğru gitmesi daha iyi olurdu. Bu bizim desteklediğimiz bir şey" dedi.
Saad el-Hariri’nin siyasi faaliyetlerini dondurma ve Gelecek Hareketi'nin seçimlerden çekilme kararının talihsiz olduğunu bildiren Nasrallah, ortak arkadaşları aracılığıyla Hariri’ye kararını gözden geçirmesini önerdiğini belirtti.
Nasrallah, dün Nablus'ta işgalcilerin kurşunlarıyla şehit olan 3 Filistinlinin ailelerine taziyelerini sunarak, "İşgal rejimi, Filistin Yönetimi'nin direnişe karşı güvenlik koordinasyonunu sürdürmesini istiyor. Kudüs'e zarar verme denklemi, tüm direniş eksenine zarar vermek anlamına gelir. Normalleşmenin amacı Filistinlileri umutsuzluğa, hüsrana uğratmak ve haklarından vazgeçirmek. Kudüs’ün Kılıcı Savaşı, Filistin halkı arasında direnişin hala canlı olduğunu kanıtladı” ifadelerini kullandı.
Cezayir'in Filistin meselesindeki tutumunu ve İsrail'in Afrika Birliği üyeliğini reddetmesini öven Nasrallah, "Yemenliler ve BAE arasındaki sorunun çözümü kolay Seyyid el-Husi bunu daha önce açıklamıştı. Bu da BAE’nin savaştan çekilmesidir" dedi.
Hizbullah Genel Sekreteri, Suriye'deki küresel savaşın sona erdiğini ve meyvelerini alamadığını belirterek, oradaki durumun hala daha fazla özen ve dikkat gerektirdiğini belirtti.
Nasrallah, "IŞİD'i Suriye ve Irak'ta canlandıracak bir proje var" diyerek, "Suriye açık bir arena olmaya devam ediyor ve ABD Fırat'ın doğusundan petrol ve doğalgaz çalıyor” dedi.
Irak’ta siyasi taraflarla tarihi ilişkilerinin olduğunu söyleyen Nasrallah, kendilerinden istendiğinde tarafların yaklaştırılması konusunda rol oynayabileceklerini belirtti.
Nasrallah, Bahreyn’de, barışçıl hareketinde ısrar eden muhalefet üzerinde şiddetli bir baskı olduğunu dile getidi.
KHA