Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, gündemdeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Lübnan Güçleri Partisi tarafından Hizbullah ve Emel mensubu sivil halka karşı yapılan silahlı saldırı hakkında konuşan Nasrallah, “Lübnan Güçleri Partisi’nin asıl amacı demografik değişikliğe yol açacak bir iç savaşın ateşini tutuşturmaktı. Müslümanlarla Hristiyanları birbirine düşman etmeye çalışıyorlar” dedi.
Lübnan Güçleri partisinin kendisini Hristiyanların koruyucusu olarak göstermek için hayali düşman yaratma peşinde olduğunu ifade eden Nasrallah, “Perşembe şehitleri hem Hizbullah'a hem de Emel Hareketi'ne ait olsa da, Lübnan Güçleri Partisi lideri yalnızca Hizbullah'a odaklandı. Bu onların iç hesaplarını gösteriyor” dedi.
Lübnan Güçleri Partisi’nin daha önce de Lübnan'ı bir iç savaşa sürüklemek 2017 yılında eski Suudi Arabistan Bakanı Samir es-Sübhan'a hizmetlerini sunduğunu ifade eden Nasrallah, Geagea’nın Suudi Arabistan tarafından tutuklandığı sırada, müttefiki, eski Lübnan Başbakan’I Saad Hariri'ye de ihanet ettiğini belirtti.
Yine Geagea’nın aylar önce bazı eski müttefikleri Hizbullah'la yüzleşmeye teşvik ettiğini aktaran Nasrallah, “Lübnan Güçleri Partisi eski savaş ve bölünme dilini terk etmiyor” dedi.
NASRALLAH: LÜBNAN GÜÇLERİ SİZE SALDIRANLARI DESTEKLERKEN SİZİ BİZ KORUDUK
Konuşmasında Hristiyan halka seslenen Nasrallah, “Hizbullah sizin için herhangi bir tehdit veya tehlike oluşturmuyor. Hristiyan toplumu için tek tehdit Lübnan Güçleri Partisi'dir” dedi.
Suriye'deki Hristiyan bölgelerin savunmasında Hizbullah’ın mücadelesine işaret eden Nasrallah, Lübnan Güçleri Partisi’nin, Lübnan ve Suriye halkını tehdit eden el-Nusra Cephesi'ni ve tekfirci grupları desteklediğini söyledi.
Nasrallah, “Merak ediyorum: Arsal eteklerindeki köylerin halkının yanında kim durdu? Devrimciler dedikleri tekfircilerin yanında kim durdu? Lübnan Güçleri Partisi kimi destekledi? Lübnan ordusunun müdahale etmesine izin bile verilmeden önce Hristiyanları savunan Hizbullah'tı” dedi.
Hizbullah'ın dini ve mezhebi ayrılıklarla mücadele çabalarına dikkat çeken Nasrallah, “2000 yılında İsrail’in Güney'den çekilmesinin ardından Hizbullah yönetimi, bölge sakinlerinin endişelerini gidermek için, herhangi bir silahlı üyemizin Hıristiyan bölgelerine girmesini yasakladı” dedi.
Sözlerinin devamında Nasrallah, “Bu karar, özellikle Hizbullah'ın bazı üyelerine işkence eden ve öldüren İsrail yanlısı ajanları yargılamadığı için ağır bir şekilde eleştirildi. Yine de kararımızdan dönmedik. Bölgemizde yaşayan Lübnan Güçleri Partisi yandaşları bile hiçbir şekilde saldırıya uğramadı” dedi.
Nasrallah, Lübnan Güçleri Partisi’nin, Irak’ta Hristiyanlara saldıran ve onları sınır dışı eden Suudi Arabistan destekli tekfirci gruplarla da ittifak kurduğunu ifade ederek, “Lübnan Güçleri’nin desteklediği gruplar galip gelseydi Suriye’de hiçbir Hristiyan kalmayacaktı ve bu gruplar Lübnan’a saldıracaktı” dedi.
Hizbullah'ın asıl kaygısının Lübnan Güçleri Partisi'nin peşinde olduğu Sünni-Şii çekişmesini engellemek olduğunu söyleyen Nasrallah, tüm diyalog tekliflerine yanıt verdiklerini, bu kapsamda 2005 yılında Hristiyan partisi Özgür Yurtsever Hareketi ile bir anlaşmaya vardıklarını hatırlattı.
Lübnan Güçleri Partisi'nin bu anlaşmayı da engellemeye çalıştığını ifade eden Nasrallah, 1960 seçim yasasının Hizbullah'ın çıkarlarını korumamasına rağmen Hıristiyanların yararına kabul ettiklerini ancak bu yasayı da baltalayanların Lübnan Güçleri Partisi olduğunu belirtti.
NASRALLAH: İÇ SAVAŞ İSTEYENLERE HİZBULLAH’IN GÜCÜNÜ HATIRLATIYORUZ
Seyyid Nasrallah Güçler Partisi'ne ve liderine seslenerek iç savaş fikrinden vazgeçmesini tavsiye etti.
Lübnan Güçleri Partisi'nin yaptıkları açıklamalarla silahlı milisler olduklarını kabul ettiklerini söyleyen Nasrallah, Hizbullah’ın bölgesel olarak gücünün zirvesinde olduğunu hatırlatarak, “Hizbullah'ın askeri yapısının tek başına 100.000 savaşçı içerdiğini unutmayın. Bu savaşçılar bir iç savaş için değil, Lübnan'ı düşmanlarına karşı savunmak için eğitildiler” dedi.
Nasrallah, olası bir iç savaşı önlemek için devleti ve tüm Lübnanlıları bu Lübnan Güçleri Partisi'ne karşı durmaya çağırdı.
Bölgenin hassasiyeti nedeniyle geçtiğimiz Perşembe günü güvenlik ve önleyici tedbirler almaktan kaçındık. Boynumuzu ve kanımızı orduya ve Lübnan devletine teslim ettik.
Protestocular tarafından atılan bazı kışkırtıcı sloganları bir hata olarak nitelendiren Nasrallah, “Ama ardından 7 göstericinin ölümüne neden olan bir ateş açıldı” dedi.
“Haksız yere öldürülen bizler, katliamın nasıl yapıldığına dair ciddi ve hızlı bir soruşturma istiyoruz. Sorumlulardan hesap sorulmasını istiyoruz” talebinde bulunan Nasrallah, soruşturma sürecindeki herhangi bir siyasallaşmaya karşı uygun önlemlerle misillemede bulunma sözü verdi.
Nasrallah, Lübnan ordusundan bir asker tarafından silahsız bir protestocunun vurulması olayının da araştırılmasını istedi.”
“Lübnan ordusu mensupları kardeşlerimiz ve canımızdır. Ordu Lübnan'ın hayatta kalması ve birliği için tek garantisidir. Ordunun başarısız olması durumunda ülke çöker” diyen Nasrallah, Lübnan Güçleri Partisi’nin, Lübnan ordusu ile Hizbullah arasında bir çatışma çıkarmayı hedefleyen ABD-İsrail destekli bir projeye de hizmet ettiğini söyledi.
KUDÜS HABER