Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Körfez krizinde çözüme varılması için 2017 yılında Katar’a sunulan 13 şarttan geri adım atmak istemediği belirtildi.
El-Halic El-Cedid’de yer alan habere göre, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman, geçtiğimiz cumartesi günü Katar ile anlaşmak için sundukları şartlardan vezgeçmeyeceklerini açıkladı. Haberde, Bin Selman’ın söz konusu şartlardan taviz vermeye hazır olmadığı belirtildi.
Trump’ın Suudi ile Katar arasında anlaşmaya varılması için Bin Selman ile Katar Emiri Temim bin Hamed Al Sani’ye yönelik baskılarının ne kadar uzayacağının bilinmediğinin kaydedildiği haberde, Trump’ın en azından bir ön anlaşma istediği ifade edildi.
Haberde, Bin Selman’ın, Katar’la bazı konularda anlaşmaya varılması ve Suudi hava sahasının Katar’a açılması durumunda dahi Katar Emiri’nin kademeli tavizler vereceğini söylediği bildirildi.
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al Suud ve ABD Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Schenker’ın geçtiğimiz hafta Riyad’da görüşmesinin ardından mevcut bilgilerin Bin Selman’ın şartsız çözüme hazır olmadığına işaret ettiği kaydediliyor.
Öte yandan, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, Moskova’da Rsuya dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile düzenlediği basın toplantısında, isim vermeden Katar’ı terörü desteklemekle suçladı.
Bin Zayid, Kuveyt’in Körfez krizindeki arabuluculuk çabalarını memnuniyetle karşıladığını kaydederek, “Bölgede medenileşmeye doğru giden ülkeler var. Medeniliğin tersine giden ülkeler de var” dedi.
Muhasara ülkeleri olan Suudi, BAE, Mısır ve Bahreyn, Katar ile ilişkilerini normalleştirmeleri için Kuveyt araçılığıyla 13 maddelik şartlar listesi sunmuştu.
Bu maddeler arasında El-Cezire televizyonunun kapatılması, Türkiye’nin Doha’daki askeri üssünün kapatılması, İran ile Katar arasındaki diplomatik temsil seviyesinin düşürülmesi ve 4 abluka ülkesi tarafından terör listesine alınan isimlerin Katar tarafından söz konsu ülkelere iadesi gibi şartlar yer alıyordu.
Doha, bu talepleri "gerçekçi değil, dengeli değil, mantıksız ve uygulanamaz" şeklinde nitelendirerek reddetmişti.