10 Aralık 2020

İsrail ordusunun Lübnan ve Gazze sınırlarındaki son hareketliliği, bu bölgelere yönelik bir saldırıya zemin hazırladığı şeklinde yorumlandı. İsrail Makor Rishon gazetesi, ordunun Gazze'ye yönelik büyük bir savaş hazırlığı içinde olduğunu yazarken askeri bir birliğin üç günlük çok amaçlı bir tatbikat yapması gözlerden kaçmadı.

Gazze'deki İslami Cihad hareketi sözcüsü Davud Şahab, Tel Aviv'in, ABD'de Başkan Donald Trump, görevi Joe Biden'a devretmeden önce, Filistin direnişine ve halkına karşı bir saldırı planladığı değerlendirmesinde bulunduklarını söyledi.

Lübnan'da yayınlanan El Ekber gazetesi de İsrail ordusunun 25 Ekim'de, Lübnan ve Suriye sınırlarında, Zehirli Ok adı verilen bir tatbikat gerçekleştirmesinin Hizbullah'ı alarma geçirdiği haberini verdi. Gazete tatbikatta savaş uçak ve helikopterleri, deniz araçları ve kara birliklerinin, Hizbullah ile savaş senaryosunu gerçekleştirdiğini yazdı.

Netanyahu neyin peşinde?

Dışarıda ABD'nin desteği, içeride oyları artırmak

Siyonist Başbakan Binyamin Netanyahu'nun içeride karşılaştığı siyasi ve yasal sorunlar onun son dönemdeki hareketlerinin motive kaynağı oldu. Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile görüştü ve yeni bir seçim için parlamentoyu fesh etti. İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade'nin öldürüldüğü suikastin de Netanyahu'nun başbakan olduğu İsrail tarafından gerçekleştirildiği sanılıyor. Öte yandan bütün bunlar ve diğer hamleler, Tel Aviv'in, Siyonizmin büyük dostu ABD Başkanı Donald Trump'ın gidişine hazırlık olarak yorumlanıyor. Ayrıca Netanyahu, Joe Biden'ın gelişi ile Filistinliler'in müzakerelere yeniden başlamaya ikna edilmesini, gayrimeşru hareketlerin meşrulaştırılmasını, Filistinliler arasındaki bölünmüşlüğü artırmayı ve İsrail'e yönelik uluslararası baskıyı hafifletmeyi umuyor.

Bu şartlar altında Netanyahu'nun Gazze ya da Lübnan'daki direniş gruplarıyla kontrollü bir kriz başlatmasının üç muhtemel hedefi var:

Birinci hedef Trump'ın bölgeden asker çekme kararını geri aldırmak. Trump'ın direniş eksenine azami baskı politikası ile Filistin ve Golan Tepeleri ile ilgili aldığı İsrail yanlısı kararlara rağmen Netanyahu asker çekme kararına karşı çıkıyor. Bu yüzden direniş gruplarına karşı sınırlı bir eyleme girişip bu kararı durdurabileceğini düşünüyor.

İkinci hedef, Biden'ın Filistinlileri müzakere masasına çekebilmek için İsrail'den Batı Şeria'yı ilhak planını ertelemesini isteme ihtimaline karşın bir çatışma başlatıp Washington'u İsrail'e destek açıklaması yapmaya zorlamak.

Üçüncü hedef de, yeni bir seçim öncesi anketlerde yine koalisyon göründüğü için Netanyahu'nun oylarını artırmak istemesi.

İsrail'in askeri durumu

Direniş karşısında savunmasız

Tabii ki, Siyonist rejimin savaş kışkırtıcılığı karşısında giderek güçlenen bir direniş bulunuyor. İşgalcilerin hazırladığı raporlarda Siyonist rejim askerlerinin topyekün bir savaşa hazır olmadığı itiraf ediliyor.

Makor Rishon gazetesi, Hamas'ın attığı füzeleri durdurmak için özel olarak tasarlanmış Demir Kubbe savunma sisteminin bunu yapmakta zorlandığını yazarken İsrailli askeri yetkililer de direnişin Demir Kubbe bataryalarına saldırmak için kullandığı hassas füzelerle donatılmış dronları göz ardı etmiyor.

İsrail'in direnişe karşı gerçekten bir savunmasızlığı var. Lübnan'da yayın yapan EL Menar kanalı, İsrail ordusundaki üst düzey alarm durumuna rağmen, Hizbullah'ın dronlarıyla Celile ve Şeba Çiftliklerindeki komuta merkezlerinden çekilmiş görüntüler yayınladı.

Kasım ayı sonlarında da Hamas tarafından Aşkelon'a atılmış bir roketi Demir Kubbe'nin görmezden gelmesi İsrail hava kuvvetleri komutanı Emikan Norkin tarafından itiraf edilmişti.

Netanyahu'nun sonu

Siyaseten biter mi?

Sonuç olarak, İsrail'in direniş karşısında şansı olduğunu söylemek zor ve geniş çaplı bir savaş durumunda Siyonist rejimin Gazze, Lübnan ve Suriye'den sıkıştırılmaya başlaması ise Netanyahu açısından siyasi intihar anlamına gelecektir.