İsrail ordusunun birden fazla cephede savaşmaya hazır olması amacıyla geliştirilen plan üçüncü yılına girdi. Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot’a göre bu cephelerin ilki Lübnan. Lübnan Hizbullah’ın kalesi olarak biliniyor. Hizbullah’ın sayıları yüz ila yüz elli bin olarak tahmin edilen füzeleri ile binlerce savaşçısı İsrail açısından önemli bir tehdit oluşturuyor. Eisenkot’a göre diğer cephe ise Suriye. Burada da İran’ın artan nüfuzu ve askeri varlığı ile yine Hizbullah’ın varlığı İsrail rejimi açısından başka bir tehdit unsuru.
Eisenkot diğer iki cepheyi ise başta Hamas olmak üzere Filistinli direniş örgütlerinin güçlü olduğu Gazze ve Hamas’ın güçlenmeye çalıştığı Batı Şeria. Batı Şeria’da bağımsız eylemciler de İsrail açısından tehlike oluşturuyor. İsrail Genelkurmay Başkanı’na göre beşinci ve son cephe IŞİD’in mevcut olduğu Sina Yarımadası.
Gadi Eisenkot ayrıca İran’ın artan nüfuzunun da kendileri açısından endişe verici olduğunu açıklıyor.
İsrail’in muhtemel bir savaşta en çok güvendiği gücü istihbarat. Ancak yakın zamanda Batı Şeria’da intifada kapsamında başarılı operasyonlar gerçekleştiren hücrelerin ortaya çıkması istihbaratın da güçlü olduğu iddiasını zayıflatıyor.
İsrail’in güvendiği diğer bir özelliği de hava üstünlüğü. Ancak iki hafta önce Suriye Ordusunun İsrail’e ait bir savaş uçağını enkaza çevirmesi bu üstünlüğü de tartışılır hale getirdi.
İsrail rejimi son olarak kara kuvvetlerine güveniyor. Muhtemel bir savaş durumunda kara birliklerinin düşmanın stratejik bölgelerini ele geçirip onu etkisiz hale getirmesi planlanıyor. İsrail Ordusu sık sık tatbikat yapsa da henüz sahaya yansıyan bir başarı yok.
İsrail rejiminin muhtemel bir savaştaki hedefi, düşmanı savaşamaz hale getirip ateşkese veya barışa zorlamak. Ancak çizdikleri pembe tabloya rağmen son gelişmeler İsrail açısından pek ümit verici görünmüyor.
KUDÜS HABER