İngiltere'nin eski büyükelçisi, Katar krizi konusunda Suudi Arabistan'ın çok sert adımlar attığını fakat Katar'ın ayakta kalmayı başarabildiğini ifade etti.
İngiltere'nin Ortadoğu politikalarını belirleyen ünlü düşünce kuruluşlarından olan Muhafazakar Orta Doğu Konseyi, İngiliz Parlamentosunda Katar krizi gündemiyle bir oturum düzenledi. Düzenlenen oturumda İngiltere'nin eski Riyad büyükelçisi William Patey Ortadoğu ile ilgili gündem maddelerine değinerek, bölgede yeni bir Ortadoğu'nun kurulması için açık bir savaş yaşandığını vurguladı.
2006 ile 2010 yılları arasında Riyad'da büyükelçi olarak görev yapan Patey, Katar krizinde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in Mısır ile birlikte Katar'ı teröre destek verdiği gerekçesiyle diplomatik ve ekonomik olarak tecrit etmeyi hedeflediklerini fakat işlerin hiç de bu dört ülkenin düşündüğü gibi gitmediğini belirtti.
Katar'a yönelik saldırı girişimi mahiyeti taşıyan adımların düşünülmeden ve stratejik akıldan yoksun bir şekilde atıldığını belirten Patey, "Trump'ın yanlarında olduğunu ve bu yüzden Katar'ın hemen geri adım atacağını düşündüler. Katar'ın geri adım atacağını düşünerek üst perdeden şartlar ileri sürdüler. Fakat gelinen noktada biraz şaşkınlık yaşadıklarını söylemek mümkün" ifadelerini kullandı.
Katar'a yönelik boykotun geri teptiğini belirten eski İngiliz büyükelçi, yaşanan sürecin Katar'da bir darbeye dönüşmesi ihtimalinin de ordadan kalktığını çünkü Katar halkının beklenmedik bir şekilde Emir Temim bin Hamad'ın arkasında durduğunu belirtti.
Öte yandan Katar'a yönelik saldırı girişiminin ardındaki sebebin Katar'ın teröre destek verdiği iddiası olduğunun da inandırıcı olmadığını belirten eski büyükelçi Patey, "bölgede ve dünyada terörü destekleyen birincil aktör Suudi Arabistan'dır" dedi.
Suudi Arabistan'ın doğrudan doğruya terör örgütlerine destek verdiği iddiasına sunacak bir delili olmadığını fakat Suudi Arabistan krallığının terörün insan kaynağı olarak kullandığı bazı ideolojik kurumları maddi olarak desteklediğini belirtti.
Suudi Arabistan'ın Dünya Müslüman Gençlik Birliği ve İslam Dünyası Birliği gibi kurumlar aracılığıyla selefi ideolojinin yaygınlaşması için çalışma yapan dini merkezleri fonladığının kanıta ihtiyacı olmadığını vurgulayan Patey, Katar krizinde de asıl meselenin terör değil İhvanı Müslimin olduğunu ve Ortadoğu'nun geleceği için bariz bir savaş yaşandığını söyledi.
KUDÜS HABER