Beyaz Saray yetkililerinden aktarılan ifadelere göre Trump, bölgede terörle mücadele konsepti çerçevesinde İran'ı da hedefe koyacak şekilde bir Arap NATO'su yapılanmasının şekillenmesi için ABD'nin Körfez'deki müttefikleri ile resmi süreci başlatmış olacak. Bu planın köşe taşını oluşturacak bir diğer nokta ise Trump'ın tarihin en büyük silah satışı anlaşmasını imzalayacak olması. Bu çerçevede Suudi Arabistan'ın da silah sanayiinde yeni atılımlar içerisine gireceği belirtildi.

 

Amerikan Washington Post gazetesinin haberine göre Suudi Arabistan ile Amerika arasında perde arkasında çok yoğun bir diplomasi trafiği ve görüşme dalgası yaşanıyor. Suudi Arabistan'ın savunma bakanı Muhammed bin Selman ile Trump'ın damadı ve Beyaz Saray özel danışmanı Jared Kushner'in liderlik ettiği heyetler arasında Trump göreve geldiğinden beri istisnasız bir şekilde dinmek bilmeyen bir müzakere süreci işletiliyor. 

 

Washington Post'un haberine göre Muhammed bin Selman ile Trump arasında gerçekleşen görüşmede Suudilerin Amerika'ya iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için askeri, ekonomik ve sosyal alanlarda işbirliğinin arttırılasını öngören bir dizi proje sunduğu ifade ediliyor. Trump'ın ise bu görüşmede Suudi yetkililere bir öncelik listesi sunduğu ve bu ilişkilerin güçlenmesini istiyorlarsa bu önceliklerin yerine getirilmesi gerektiğini vurguladığı belirtiliyor. 

 

Buna göre Trump yönetiminin, Ortadoğu'da sorumluluk almaktan kaçınıp, bölgede kendi çıkarlarını muhafaza edecek yeni bir askeri gücün oluşturulmasını ve sorumluluğun büyük oranda bu yeni yapıya verilmesini öncelik olarak en üst sıraya yerleştirdiği ifade ediliyor. Trump'ın Riyad ziyaretinin her şeyden önce bu bağlamda okunması ve değerlendirilmesi gerektiğini belirten ismi açıklanmayan bir Beyaz Saray yetkilisinin verdiği bilgilere göre Trump, Riyad ziyaretinde bir Arap-NATO'sunun kurulduğunu ya da kurulacağını resmen ilan edecek ve özellikle bölgede İran'ın oluşturduğu direniş ekseninin İsrail'in güvenliğini ve Amerika'nın çıkarlarını tehdit eden yapısına karşı Amerika açısından az maliyetli ve etkin bir güç oluşturmuş olacak. 

 

Beyaz Saray'daki yetkilinin ifadelerine göre Arap NATO'su hakkındaki planların detaylarının bu birliğe üye olması beklenen ülkeler arasında ciddi tartışmalara sebebiyet verdiği ve kilit noktalarda henüz tam bir anlaşmanın sağlanamadığı belirtilse de uzmanlara göre 2015 yılında Yemen'e karşı başlatılan savaş sırasında ilan edilen sözde İslam Ordusu adlı teşkilatın bir nevi Arap NATO'su olarak görev yaptığı unutulmamalı. Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan ve Yemen'de insanlık suçları işleyen sözde İslam Ordusu yapılanması, Arap NATO'su planlarının bir ön çalışması olarak değerlendirildi. Şimdi Amerika ve önümüzdeki yıllarda belki de İsrail'in de dahliyle yeni bir Ortadoğu NATO'su konseptine geçilebilir. 

 

Trump'ın Riyad ziyareti esnasında 98 ila 128 milyar dolar değerinde yeni bir silah anlaşması imzalayacağının belirtildiği habere göre, bu son anlaşmayla birlikte geçmiş 10 yılda Suudi Arabistan ile imzalanan silah anlaşmalarının değerinin 350 milyar doları bulacağı ifade ediliyor.

 

Konuyla bağlantılı olarak Suudi Arabistan savunma bakanı Muhammed Bin Selman tarafından yapılan açıklamada Suudi Arabistan'ın yeni bir askeri endüstri şirketi kurulacağı ilan edildi. Suud'un 2030 vizyonu çerçevesinde üretilecek silahların satılmasıyla birlikte Suud ekonomisinin 4 milyar dolara yakın bir gelir elde edeceği şeklinde planların hazırlandığı ifade ediliyor. 

 

Suudi Arabistan'da kurulacak yeni silah şirketinin Uluslararası silah şirketleri ile koordineli bir şekilde işletileceği belirtiliyor.

 

KUDÜS HABER