Komisyonun yayımladığı raporda, İngiliz hükümetine, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu politikasıyla ilgili uyarılarda bulunuldu.
ABD Başkanının yapıcı olmayan ve çatışmayı tırmandırabilecek pozisyonlar aldığı belirtilen raporda, "Başkan Trump'ın kaypak ve öngörülemez politikası İngiliz hükümetinin ABD ile ortak iş yapmasını zorlaştırdı ve bu kolay aşılaşacak gibi de görünmüyor." ifadesi kullanıldı.
Raporda, Irak'taki bölgesel Kürt yönetimiyle ilgili, "Irak Kürtleri değerli bir müttefik ve İngiltere, bölgesel Kürt hükümetini finansal olarak, peşmerge güçlerini de askeri olarak desteklemeli. Ancak İngiltere Irak Kürtlerinin bağımsızlık girişimlerini desteklememeli" değerlendirmesinde bulunuldu.
"Amerika'nın yeni yönetimi bölgenin daha da fazla istikrarsızlaşması için yüksek bir potansiyel taşıyor. Amerikan başkanının tavırları hiç yapıcı değil, üstelik çatışmaları arttırıcı nitelikte" denilen raporda, Trump yönetiminin İran ile yapılan nükleer anlaşmayı tek taraflı olarak iptal etmesinin pek mümkün olmadığını belirtildi. Fakat buna rağmen "İran, ABD'nin anlaşmaya saygı duymamasını bahane ederek Batı ile ticari ilişkiye girmeme noktasında bir siyaset izleyebilir ve ticaret hacmini Çin ile Rusya ekseninde genişletmeyi tercih edebilir. Bu durum kabul edilebilir ve sürdürelebilir değildir. Brexit sonrasında İngiltere olarak en önemli ihtiyaç yeni ticaret sahaları bulmak olacak ve İran bunun için geniş bir saha" ifadeleri kullanıldı.
İngiltere’nin Suriye konusundaki "kafa karışıklığının ve dağınıklığının" Beşşar Esed’e yönelik uluslararası siyasetteki çelişkileri yansıttığı belirtilen raporda, "Herhangi bir çözüm için Esed'in görevden uzaklaştırılması amacının, bugünkü politikalar ve imkanlar çerçevesinde başarılamayacağı ortaya çıktı." görüşüne yer verildi.
Lordlar Kamarası raporunda, İngiltere’den Yemen konusunda Suudi Arabistan'a yönelik tavrını sertleştirmesi ve gerekirse bu ülkeye silah satışını askıya alması çağrısında da bulunuldu.
Raporda İngiltere'nin özellikle Filistin-İsrail sorunu noktasında ABD ile arasına mesafe koyması gerektiği belirtilerek Trump yönetiminin tek devletli çözüm önerisi yerine iki devletli çözüme bağlı kalınması gerektiği savunuldu ve Filistin-İsrail sorunun İngiltere dış politikasının en önemli başlığı olarak ele alınması gerektiği ifade edildi.
KUDÜS HABER