ABD: İran, Bölgedeki Çıkarlarımızın Önündeki En Büyük Engel

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, düzenlediği basın toplantısında ABD'nin İran politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

20 Nisan 2017
ABD: İran, Bölgedeki Çıkarlarımızın Önündeki En Büyük Engel

Trump yönetiminin ABD’nin İran politikasını bir bütün halinde gözden geçirdiklerini ifade eden Rex Tillerson, İran’ın aynı anda birden fazla ülkede ABD’nin askeri operasyonlarına karşı koyabiliyor olmasını endişe verici olarak niteledi.

Amerika’nın dünya genelinde terörle mücadele eden en güçlü ülke olduğunu ifade eden Tillerson İran’ın ise ABD’nin savaştığı gruplara destek veren yapısıyla Suriye, Yemen, Irak, Lübnan ve Filistin’de yaşanan sorunların başı olduğunu ve ABD’nin bölgedeki çıkarlarının karşısında mevzilendiğini söyledi.

İran’ın kontrol altına alınmaması durumunda Kuzey Kore’nin ilerlediği yola ilerleyeceğini ve bütün dünyayı peşinden sürükleyeceğini belirten Tillerson, Amerika olarak sergilediğimiz stratejik sabrın ikinci bir felakete sebebiyet vermesine müsaade etmeyeceğiz ifadelerini kullandı.

"Geniş kapsamlı bir İran politikasının İran’dan gelen bütün tehditleri ele alması gerekmektedir ve bu yöndeki tehditlerin sayısı oldukça fazladır. İran, Suriye’de zalim Esed rejimini desteklemeye ve yaklaşık 500 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan savaşı uzatmaya devam ediyor” diyen Tillerson, “İran kendi halkını kimyasal silahlarla katleden bir rejime silah, finans, askeri eğitim ve yabancı savaşçı desteği veriyor. İran Devrim muhafızları saha operasyonlarında bizzat yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Tillerson’a göre “İran, Irak’ta Kudüs Gücü üzerinden Iraklı militanları desteliyor ve yıllardır Irak’ın altını oyuyor. Aynı İran, İsrail’e karşı düşmanlıkta geri adım atmıyor ve hem Hamas’a hem de diğer Filistinli terör örgütlerine silah, askeri eğitim ve maddi destek vermeye devam ediyor. İran hem söyledikleri hem yaptıklarıyla fesat çıkarıyor. Daha dün üzerinde Kahrolsun İsrail yazılı bir füze denemesi yaptı İran.”

Öte yandan İran’ın Yemen’de meşru hükümeti devirme girişiminde bulunan Husilere destek verdiğini belirten Tillerson, “İran, Husileri, askeri ekipman, para, askeri eğitim açısından destekliyor ve böylelikle bölgedeki kilit müttefikimiz Suudi Arabistan’ın güney sınırını tehdit ediyor. Yemen’deki Birleşik Arap Emirlikleri ve Arap denizindeki koalisyon güçleri, İran’ın Yemen’de kurduğu komplex silah transferi ağını ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı.

İran donanmasına ait savaş gemilerinin Fars Körfezi’ndeki Amerikan gemilerini sürekli olarak taciz ettiğini belirten Tillerson, “İran’dan düzenlenen siber saldırılar hem ABD’yi hem de Körfez’deki müttefiklerimizi hedef alıyor” dedi.

Tillerson İran’ın dünyanın geri kalanında da terör eylemlerinin akıl hocalığını yaptığını ileri sürerek “İran, Amerikan büyükelçiliği döneminde Adil el-Cübeyr’e suikast girişiminde bulunmuştu” dedi.

“Gerek suikast girişimleriyle gerek kitle imha silahlarına verdiği destekle gerekse istikrarsızlığa yol açan militanların bölgede yayılmasına sunduğu katkıyla İran, varını yoğunu dünya barışını bozmaya harcıyor” açıklamalarında bulunan Amerikan dışişleri bakanı Tillerson, İran’ın uyguladığı iç politikalarla dünyada insan haklarını hiçe sayan ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldığını ifade etti. “İran, siyasi muhalifleri düzenli olarak ya hapsediyor ya da idam ediyor. İran’da suçlulara verilen cezalar da işledikleri suçlarla orantılı olmuyor” dedi Tillerson.

Amerikan dışileri bakanı, basın açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

"İran, Amerikan vatandaşlarının da aralarında bulunduğu ülkesine giren yabancıları gelişi güzel gözaltına alıyor ve sahte davalarla tutuklamaya kalkışıyor. İran’a giden çok sayıda Amerikan vatandaşı halen ya kaybolmuş durumdadır ya da haksız yere hapiste tutuluyordur.

İran, kendi sınırları içindeki ihlallerinin yanında dünyanın geneline de tehdit oluşturmaya devam ediyor. İran’ın nükleer arzuları uluslararası barış ve güvenliğe yönelik büyük bir tehdittir. Elindeki tüm imkanları kullanarak insanlığın istikrarını sarsmak, İran’ın temel duruş ve anlayışı olmuştur.

İran en son yaptığı orta menzilli balistik füze denemesiyle, füze teknolojisini geliştirmeye devam ettiğini kanıtlamış ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2231 nolu kararını açıkça çiğnemiştir.

İran, önümüzdeki günlerde ikinci bir deneme yapacağını ilan etmiş ve Simurg uydu taşıyıcısını geliştirdiğini açıklamıştı. Bu gelişme, İran’ın kıtalararası balistik füze saldırıları düzenleyebileceği anlamına geliyor.

Nükleer Anlaşmadan bahsetmeksizin yapılan İran tartışmaları sonuçsuz kalacağından bu meseleye de değineceğim. İranla imzalanan Nükleer Anlaşma, İran’ın nükleersizleştirilmesi hedefini başaramamıştır. Bu anlaşma, İran’ın nükleer güce sahip bir ülke olmasını ancak geciktirmiştir. Bu anlaşma, büyüyen İran tehdidine karşı hatalı bir bakış açısının ürünüdür. Bu süreç, bizi bugün karşı karşıya kaldığımız Kuzey Kore tehdidine benzer ikinci bir vakıaya götürecektir. Trump yönetimi, bu fırsatın bir sonraki İran yönetiminin eline geçmesi niyetinde değil.

En başta da söylediğim gibi Trump yönetimi hali hazırda İran politikasını geniş bir şekilde yeniden ele almaktadır. Bu yöndeki çalışmalarımız bittiği anda İran’ın ortaya koyduğu zorluklarla açıkça mücadele noktasında kararlı ve net olacağız."

KUDÜS HABER

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.