ABD’nin Suriye ordusuna yönelik saldırıları sonrasında açıklama yapan Amerikan başkanı Donald Trump, “saldırıyı Amerikan ulusal güvenlik çıkarlarını korumak maksadıyla düzenledik” dedi.
Kimyasal silahların kullanımını engellemek amacıyla caydırıcı bir operasyon düzenlendiğini ileri süren Trump, “hiçbir çocuk böylesi korkunçluklarla karşı karşıya bırakılmamalıydı” diyerek Suriye’deki insani krize dikkat çekti. Trump’ın Libya, Mısır, Arakan, Keşmir gibi diğer Müslüman bölgelerde yaşanan insani krizleri ise sürekli olarak görmezden gelmesi dikkat çekiyor.
Suriye yönetiminden ise saldırıya yönelik geniş çaplı tepkiler yükselirken ABD’nin saldırısıyla aynı vakitlerde IŞİD’in Humus kırsalından Suriye ordusuna karşı yeni ve geniş çaplı bir operasyona başlaması ayrıca dikkat çekti. Suriye ordusu tarafından yapılan açıklamada ise Amerika’ya cevabımız terörle mücadele konusundaki kararlılığımızı sürdürmek şeklinde olacak denildi. Açıklamada ayrıca, altı kişinin öldüğü ve üste büyük hasarın meydana geldiği belirtildi.
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ise ABD’nin saldırılarının Irak’ın Musul kentinde ABD’nin sebebiyet verdiği sivil ölümlerinin üzerini örtmek ve yeni bir gündem oluşturma çabası olduğunu ifade etti.
Rus Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Suriye saldırısına ilişkin önemli açıklamarda bulundu. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada; "ABD bu operasyonu kimyasal silah saldırısından önce planlamıştı" ifadeleri kullanıldı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD ile yapılan Suriye'deki hava güvenliği anlaşmasını askıya aldığını açıkladı.
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov ise, Suriye’ye askeri müdahalenin "olumsuz sonuçlarından, bu şüpheli ve trajik girişimi başlatanların sorumlu olacağı" uyarısında bulundu.
Olumsuz sonuçların ne olacağının sorulması üzerine Safronkov, "Irak'a Libya'ya bakın." cevabını verdi.
İran dışişleri bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise kimyasal silahların kullanımının kınandığı belirtilerek, aynı zamanda uluslararası hukuku çiğneyen ve tek taraflı operasyonlara kalkışan güçlerin yıkıcı faaliyetlerinin de benzer tehlikeleri taşıdığı ifade edildi.
İran dışişleri bakanlığı sözcüsü Behram Kasımi, ABD’nin Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıyı sert bir şekilde kınayarak “bu tür operasyonlar, Suriye’de teröristlerin elini güçlendiriyor. Suriye ve bölgedeki durum giderek karmaşıklaşıyor” açıklamasında bulundu.
Öte yandan Pentagon tarafından yapılan bir açıklamada Suriye’ye yönelik farklı seçeneklerin masada durmaya devam ettiği belirtilirken söz konusu saldırının koalisyonun ortak operasyonlarından ziyade ABD’nin tekil bir operasyonu olarak hayata geçirildiği ifade edildi.
Suriyeli muhaliflere verdikleri yoğun destekle bilinen ve sık sık Türkiye sınırında Suriyeli muhaliflerle görüşmeler gerçekleştiren Amerikalı Cumhuriyetçi senatörler John McCain ve Lindsey Graham, saldırı sonrasında yaptıkları ortak açıklamayla “ABD, varil bombaları ve kimyasal silahlar altında can veren Suriyelilerin yalnız olmadığını göstermiş ve hem Esed’e hem de müttefiki Putin’e önemli bir mesaj gönderdi” sözlerini kullandılar.
Amerikan başkanı Rex Tillerson, Trump’ın Suriye’ye saldırı kararı almasını “bu adım, başkanın kararlı adımlar atacağının kanıtı oldu” şeklinde değerlendirdi. Esed’i yönetimden indirmek için Trump yönetiminin bir çaba içine girip girmeyeceğinin sorulması üzerine Foxnews’e konuşan Rex Tillerson, koalisyonun bu yöndeki hazırlıkları sürüyor açıklamasında bulundu.
Diğer taraftan saldırı öncesinde Amerikan savunma bakanı Jim Mattis’in ve Amerikan ulusal güvenlik danışmanı McMaster’ın Florida’ya giderek Trump’ı ziyaret etmek için ABD’de bulunan Çin Halk Cumhuriyeti devlet başkanı Şi Cinping ile görüştükleri ve Suriye’ye yönelik saldırı hakkında bilgilendirmede bulundukları açıklandı.
ABD dışişleri bakanı Rex Tillerson ise saldırı öncesinde Rusya’ya herhangi bir bilgilendirmede bulunmadıklarını ifade etti.
Fransa dışişleri bakanı Jean-Marc Aryault, ABD'nin hava üssünü Tomahawk füzeleri ile vurmasını 'suçlu bir rejime yapılan uyarı' olarak niteleyerek, "Kimyasal silah kullanmak şok edici bir durum ve savaş suçu olarak cezalandırılmalı" ifadelerini kullandı.
İngiltere dışişleri bakanlığından da benzer bir açıklama geldi ve “Kimyasal silahların kullanımına karşı verilmiş en uygun cevap oldu” açıklamasında bulunuldu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Suriye’de kimyasal silah kullanımına ilişkin bir oturum ile ABD, Fransa ve İngiltere’nin talebi üzerine toplanmış fakat düzenlenen oturumda kimyasal silahın kim tarafından kullanıldığının kesin tespit edilemediği açıklanmıştı. Toplantı sonunda bir araştırma komisyonu kurulması yönünde hazırlıklara başlanmıştı. Amerika’nın ABD, İngiltere ve Fransa’yı bilgilendirerek kimyasal saldırıdan net bir şekilde kimin sorumlu olduğu bilinmemesine rağmen Suriye ordusu hedeflerini vurması, bu sürecin aslında kimyasal silahlarla ilişkili değil farklı planlarla ilgili olduğu iddiasını gündeme getirdi.
Suriye’deki krizin mimarlarından olan ve Suriye’deki örgütleri tek çatı altında örgütleyen isim olarak ön plana çıkan Amerikan eski dışişleri bakanı Hillary Clinton ise, saldırı öncesinde yaptığı bir konuşmada, “Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturmamız gerektiğine halen inanıyorum. Esed karşısında çok daha fazla şey yapılması gerekiyor” dedi.
Öte yandan Suriye yönetimine bağlı bir askeri üsse Amerika tarafından düzenlenen saldırının hemen öncesinde Amerikan basınına konuşan Suriye muhalefeti liderlerinden Riyad Hicab, “Suriye’de kimyasal saldırı sonrası hepimiz, Trump’ın ne yapacağını bekliyoruz. Trump eğer sessiz kalırsa, kimyasal silahları kullanmış gibi vebale girer” açıklamasında bulunmuştu.
Suriye muhalefetinin çatı kuruluşu olan Suriye Ulusal Koalisyonu medya sorumlusu Ahmed Ramazan konuyla ilgili olarak, “saldırıların devam etmesini ümit ediyoruz. Saldırılar devam etsin ki rejim yeni saldırılar düzenleyemesin” ifadelerini kullandı.
Özgür Suriye Ordusu’nun İdlip’teki komutanlarından Hasan Hacı Ali ise Amerika’nın saldırılarının “çok anlamlı” olduğunu ifade ederek “Beşer Esed’i ve beraberindekileri tarihin çöplüğüne gönderme vakti geldi” açıklamasında bulundu.
Son olarak sosyal medya üzerinde Ahrar’uş Şam, Heyet Tahrir Şam ve IŞİD yanlısı hesapların Amerika tarafından Suriye ordusu hedeflerine yönelik gerçekleştirilen saldırıları takdirle karşıladıkları görüldü.
Suriye’ye yönelik Amerikan saldırganlığı karşısında Suudi Arabistan’tan ise tam destek geldi. Suudi Arabistan krallığının resmi haber ajansı tarafından yayınlanan bildiride Suudi Arabistan, Amerika’nın Suriye’deki askeri hedeflere düzenlediği operasyona tam destek vermektedir” ifadeleri kullanıldı.
Diğer taraftan Siyonist rejim başbakanı Benyamin Netanyahu da ABD’nin suriye’ye yönelik saldırısına destek açıklamasında bulunarak, “başkan Trump, hem sözleri hem de eylemleriyle güçlü bir karşılık verdi. İsrail, bütünüyle ve kesin surette başkanın saldırı kararını desteklemektedir. Bu güçlü bir mesaj oldu. Bu mesajın yankılarının Şam’da olduğu gibi Tahran ve Pyongyang’da da hissedildiğini ümit ediyoruz” sözlerini kullandı.
Son olarak ABD'nin Suriye'nin askeri üssünü vurmasıyla ilgili Türkiye'den ilk açıklama Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'tan geldi. Kurtulmuş, "Ümit ederim ki Amerika Birleşik Devletleri'nin bu operasyonu barışın sağlanmasına da katkı sağlar" dedi.
Cumhurbaşkanımızın da açıkça ifade ettiği gibi biz sadece laf değil icraat görmek istiyoruz. Bu anlamda Amerika Birleşik Devletleri tarafından oradaki askeri üssün vurulması, yani kalkıp sivillerin üzerine ateş eden, muhtemelen kimyasal silahları sivillerin üstüne atan o askeri üssün vurulması önemlidir, anlamlıdır. Ama uluslararası camia, Esed rejiminin bu barbarlığına karşı tavrını çok net bir şekilde sürdürmelidir. Ta ki Esed rejimi artık halkına zarar veremez hale gelebilene kadar. Dolayısıyla bunu olumlu karşılıyoruz ama bunun sonunun gelmesinin ve Esed rejiminin tamamıyla uluslararası alanda cezalandırılmasının şart olduğunu düşünüyoruz."
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Suriye'yi vurmasıyla ilgili, "Amerika Birleşik Devletleri tarafından Humus'ta bulunan Şayrat Hava Üssü'ne yönelik bu sabah gerçekleştirilen hava saldırısını, Esed rejiminin savaş suçlarına karşı verilmiş olumlu bir cevap olarak değerlendiriyoruz" dedi.
KUDÜS HABER