İsrail, direniş ekseninin yarattığı tehlikeyi konuşmaya devam ediyor. İsrail’in Eski savaş Bakanı Moshe Arens, Haaretz gazetesinde yayımlanan son makalesinde, İsrail’in varlığını tehdit eden İran ve Hizbullah’ı ele aldı.

Makalesinde “Mossad Eski Şefi Meir Dagan’ın ölüm yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen anma töreni eski ve yeni istihbarat başkanlarına, İsrail’in maruz kaldığı tehlikeleri konuşma fırsatı verdi” diyen Arens, İran’la ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “İsrail’i yok etme sözü veren İran teokrasisi, çok yakın bir zamanda orta menzilli balistik füzelere, nükleer başlık yerleştirecek. İran, İsrail açısından gerçek bir tehdit oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Arens, yazısına şu ifadelerle devam etti: “İran’ın İsrail’i haritadan sildiği bir senaryoyu tahayyül etmek mümkün mü? Yoksa sözü edilen bu tehdidi, İsrail’in her şartta karşılık verme gücüne dayalı caydırıcı gücüyle yok etmek mümkün mü? İran ile İsrail arasında, Amerika ve Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi karşılıklı yok etmeyi engelleyen bir korku dengesi var mı? Bu korku dengesine rağmen Ronald Reagan, huzur içinde değildi. İsrailli liderler de İran’la arasında olacak bu korku dengesine binaen kendilerini huzurda hissetmemeli. Her zaman dikkatli olmalılar. Eli Cohen de bunun için çalışmıştı.” dedi.

Hizbullah ve İran’ın İsrail açısından büyük bir tehdit kaynağı oluşturduğunu savunan Arens, “Hizbullah’ın elinde büyük füzeler var. Hizbullah’ın bu füzelerle İsrail’e saldırı ihtimali var. Böyle bir saldırının vereceği zarar büyük olacaktır. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, İsrail’in bir saldırısı durumunda güvencesinin olduğunu söylemesi şaşırtıcı değil. Hizbullah’ın askeri gücünü geliştirmesine İsrail’in mani olması gerekiyordu. Fakat şuan bu güç elde edilmiş. Bu, İsrail Ordusu ve liderliği karşısındaki en büyük meydan okumadır. İran ve Hizbullah’ın oluşturduğu tehdit, birbiriyle irtibatlıdır” şeklinde konuştu.

Yazsının devamında Mossad Eski Başkanı Tamir Pardo’nun görüşlerine yer veren Arens “Pardo’ya göre İsrail’in varlığını tehdit eden tek unsur, İsrail Filistin mücadelesidir. Eğer Filistinlilerden ayrılamazsak Yahudi ve demokratik devlet olarak İsrail sona erecek. Bu iddialar, son yıllarda iki devletli çözümü destekleyen İsrailli solcular tarafından dillendiriliyor. Hakikat ise bu iddiaları doğrulamıyor” dedi.

1967’deki 6 gün ve 1973’deki Ekim savaşında yaşananlara dikkat çeken Arens “O günlerde İsrail’in varlığı tehlikedeydi. Şimdi ise bu tehlike yok. Prado’nun kötümser kehanetleri uzun vadeli tahminlere dayanmaktadır. Uzun vadeli tüm tahminlerde olduğu gibi bunda da bir takım şüpheler var. Fakat Arap vatandaşları, ekonomide ve toplumda İsraillilerle bütünleştirmemiz gerekiyor. İsrail’deki Arapların, İsrail devletini tehdit etmediği aşikar. Önemli olan bütünleştirmeye devam etmeliyiz” dedi.

Arens, yazısının sonunda İsrail’in, Arap orduları 1948 yılında saldırmadan önce, 1967’deki 6 gün ve 1973’deki Ekim savaşından önce varlığını tehlikede gördüğünü fakat o savaşlardan sonra bugüne kadar kendini güvende hissettiğini sözlerine ekledi. 

KUDÜS HABER