28. Arap Birliği Zirvesi, 19 Arap ülkesinden 18’inin katılımıyla Ürdün’deki Ölü Deniz’de bugün gerçekleştirildi. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Arap Birliği’ndeki üyeliğinin askıya alınmasından ötürü Suriye’nin temsil edilmediği zirvede, Doha’da 4 yıl önce düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nin aksine Suriye’ye ait koltuk boş bırakılırken masaya Suriyeli muhaliflerin bayrağı yerine Suriye Arap Cumhuriyeti’nin bayrağının konulması dikkatleri çekti.
Ürdün Kralı Abdullah’ın ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz, Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al-i Sani, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir El-Sabah, Yemen’in eski cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi, Birleşik Arap Emirlikleri Emiri Şeyh Sultan bin Zayid Bin Halife el-Nahyan hasta olduğu için yerine Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el-Maktum, Umman Sultanı Kabus bin Said Al-i Said’in yerine özel temsilcisi Es'ad bin Tarık bin Teymur Al-i Said, Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum’un yerine Başbakanı Haydar İbadi, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun, Moritanya Devlet Başkanı Muhammed Veled Abdül Aziz, Fas Kralı Altıncı Muhammed, Tunus Cumhurbaşkanı El-Bacı Kaid el-Sebsi, Cibuti Devlet Başkanı İsmail Ömer Guelleh, Somali Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullah Muhammed Farmajo, Libya Başbakanı Faiz Sirac, Komar Adası Cumhurbaşkanı Gazali Osmani, Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir ve Cezayir Devlet Başkanı Abdulaziz Buteflika hasta olduğu için yerine Meclis Başkanı Abdulkadir bin Salih katıldı.
Zirveye katılan Arap liderler, yapılan selamlama konuşmalarının ardından Filistin, Suriye, Irak, Libya ve Yemen’da yaşanan çatışmalar başta olmak üzere bölgede yaşanan son gelişmelere ilişkin görüşlerini açıkladılar.
Arap Birliği Zirvesi’ne ilk defa katılan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun, Arap ve İslam dünyasında yaşanan iç çatışmalara tepki göstererek “Neden birbirimizi öldürüyoruz? Kim için savaşıyoruz? Kudüs’ü kurtarmak için mi savaşıyoruz” diye sordu.
Aun, konuşmasına şu ifadelerle devam etti: “Bugün burada size nasihatte bulunmak ya da yol göstermek için gelmedim. Sorgulamak için geldim. Belki vicdanlarımızda krize bir karşılık buluruz. Bugün sizin vicdanlarınıza, vicdanımla hitap edeceğim. Savaşlar, katliamlar, yıkımlar, ölümler, yaralılar, acılar ve iniltiler…
Vatanımızı vuran fırtına bazı ülkeleri doğrudan etkiledi bazılarını dolaylı olarak. Bazıları ise endişeyle kıvılcımının kendisine ulaşmasını bekliyor. Bunlar karşısında Arap Birliği, aciz bir şekilde beklemektedir. Bölgemizde yaşananlardan hepimizin sorumlu olduğunu herkes bilmeli. Çözümün dışarından gelmesini bekleyemeyiz.
Savaşı kazanan kim? Savaşı kaybeden kim? Hepimiz kaybedenler, hepimiz ölenleriz, hepimiz yaralananlarız, hepimiz acı çekenleriz. Kimin için savaşıyoruz? Neden birbirimizi öldürüyoruz? İşgal altındaki Arap topraklarını ya da Kudüs’ü kurtarmak için mi savaşıyoruz? Filistin topraklarının özgürleşmesi ve mültecilerin geri dönüş hakkı için mi savaşıyoruz? Ailelerini kaybeden çocuklara ne diyeceğiz? Çocuklarını kaybeden ailelere ne diyeceğiz? Onlara diyecek bir sözümüz var mı?”
Zirvede konuşan Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz, Yemen’de yaşanan krizin Körfez İşbirliği Konseyi’nin girişimi doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. Libya’daki gruplara ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunması çağrısında bulunan Kral Selman, Suriye’deki krizin sivil yolla çözüme kavuşturulmasını istedi. Kral Selman “Ümmetimiz için bugün en büyük tehdit, terör ve aşırılıktır” dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ise konuşmasının başında isim vermeden İran’a yüklendi. İran’ın Arap devletlerinin içişlerine olan sözde müdahalesine tepki gösteren Sisi “Esefle söylüyorum ki bazı güçler, içinde bulunduğumuz şartlardan istifade ederek, farklı gerekçeler öne sürerek nüfuzunu genişletmek ve hegemonyasını artırmak için çalışıyor. Bizlerin bu tür siyasi ve askeri müdahalelere karşı sert ve kararlı bir şekilde karşı koymamız, güçlü bir mesaj göndermemiz gerekiyor. Hiç kimsenin içişlerimize müdahale etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Arap ülkeleri içerisinde nüfuz elde etme, mezhebi ya da akaidi hegemonya girişimleri, Arap devletlerinin güçlü, kararlı ve sağlam duruşuyla karşılaşacaktır” dedi.
Zirvede söz alan Tunus Cumhurbaşkanı El-Bacı Kaid el-Sebsi, Suriye’deki krizin askeri yolla çözüme kavuşturulmasının mümkün olmadığının artık anlaşıldığını, krizin çözümü için diyalog ve uzlaşının hakim olması gerektiğini ifade etti.
Libya Başbakanı Faiz Serrac ise ülkesinde yaşanan krizin çözümü için tüm taraflara diyalog çağrısında bulundu. Libyalı liderleri bir masa etrafında bir araya gelip şeffaf bir şekilde meseleleri konuşmaya çağıran Serrac, bu çerçevede dışarıdan gelecek her türlü çözüm girişimini de memnuniyetle karşılayacaklarını sözlerine ekledi.
Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al-i Saniise 1967 sınırlarında Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini, İsrail’in Golan dahil işgal ettiği Arap topraklarından çekilmesi gerektiğini ifade etti. Filistinliler arası birlik sağlanmadan işgalin sona ermesinin mümkün olmadığını kaydeden Al-i Sani, Katar olarak Filistinliler arası birliğin sağlanması için çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Konuşmasında İran’ın bölgede oynadığı rolü eleştiren Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir El-Sabahise İran’ı bölge ülkelerinin egemenliğine ve iyi komşuluk ilişkilerine özen göstermeye çağırdı.
Arap Baharı’nın bazı Arap ülkelerinde krizlere yol açtığını, kalkınma ve ilerlemeyi engellediğini söyleyen El-Sabah, “Arap ülkeleri bugün büyük meydan okumalara maruz kalmaktadır. Buna karşı Arap ülkeleri ortak hareket etmelidir” dedi.
KUDÜS HABER