Sudan yönetimi tarafından ABD’ye askeri büyükelçi sıfatıyla atanan Ebuzer DafaAllah, ABD ile Sudan arasındaki askeri ilişkilerin yeniden başlaması meselesi ile ilgili olarak gazetecilere yaptığı açıklamada “iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin gerçek bir başlangıç aşamasında olduğunu gözlemliyoruz” dedi.
Ebuzer DafaAllah, ikili ilişkilerimizin ortak çıkarlar etrafında geleceğe dönük olarak geliştirilmesi için çalışıyoruz dedi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Hartum’daki askeri ateşesi olarak göreve başlayan Jorn Pung ise, “ABD ile Sudan arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını” ifade etti.
Jorn Pung, Sudan genel kurmay başkanı ile çok önemli bir görüşme yaptıklarını kaydederek “iki ülkenin çıkarlarını önceleyen karşılıklı ilişkilerin askeri alanda geliştirilmesini öngören konuları masaya yatırdıklarını” söyledi.
Amerikan yönetimi 1993 yılında Sudan’ın Siyonist İsrail karşısındaki Filistin direnişine ve Amerikan karşıtı gruplara verdiği desteği bahane edinerek Sudan’ı terörü destekleyen ülke olarak tanımlamış ve Sudan ile bütün askeri ilişkilerini kesmişti. 1997 yılında ise Sudan’a yönelik uluslararası arenada ekonomik ambargo başlatmıştı.
ABD’nin Sudan’a uyguladığı ekonomik ambargo, Sudan’ın Suudi Arabistan’ın sunduğu uluslararası sisteme dahil olabilmek için Filistin direnişine verdiği desteği kesme teklifini kabul etmesinin ve Siyonist İsrail ile gizli görüşmelere başlamasının ardından geçtiğimiz Ocak ayında kaldırılmıştı.
Bölge uzmanlarına göre ABD ile Sudan arasındaki askeri ilişkilerin yeniden başlaması, bölgede Amerikan ve İsrail komplolarının Suudi Arabistan’ın arabuluculuğunda nasıl hayata geçirildiğinin somut bir örneği olarak yorumlanıyor.
ABD yönetimi, bir yandan Suudi Arabistan ve İsrail üzerinden Sudan’ı küresel sisteme angaje etmek için uğraşırken bir yandan da Trump’ın yayınladığı Müslümanlara yönelik seyahat ve vize yasağı kararında Sudan vatandaşlarının Amerika’ya girişini yasaklamış durumda. Uzmanlar bu çelişkili durumun Sudan’a yönelik baskı politikalarının devamı olarak yorumluyor. Bu durum, Sudan yönetiminin terörle mücadele adı altında küresel sisteme dahil olmayı kabul etmiş olmasına rağmen Sudan halkının Amerika ve İsrail karşısında direnişi önceleyen bir bilince sahip olduğu şeklinde de değerlendiriliyor.
KUDÜS HABER