ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye-Lübnan Özel Temsilcisi Tom Barrack, içerisinde Hizbullah’ın silahsızlandırılması talebinin de yer aldığı ABD’nin Lübnan’a dayattığı talepler listesi hakkında açıklama yaptı.
Hizbullah konusunun, Lübnan meselesi olduğunu belirten Barrack, direniş hareketinin parlamento içindeki siyasi yapılanmasına işaret ederek, “Bu siyasi organ silahsızlanma meselesini halletmeye karar verirse yardım edeceğiz, etkileyeceğiz ve sınırdaki tüm savaşçılar veya muhalifler arasında arabulucu olacağız" dedi.
Buna ek olarak zaman çizelgesiyle ilgili soruya yanıt veren ABD’li temsilci, “Basın onları icat etti. Talebimiz ya da Lübnan'ın zamanlama açısından tepkisi hakkında hiçbir şey söylemedim” dedi.
Barrack ayrıca ABD taleplerine yönelik herhangi bir atılımın olmaması veya parlamento seçimlerine kadar durumun değişip değişmeyeceği sorusuna karşılık, ABD Başkanı Donald Trump'ın sabırlı olmadığını belirterek uyarıda bulundu.
ABD’li Büyükelçi, “Lübnan teneke kutuyu tekmelemeye devam etmek isterse, bunu yapabilir, ancak önümüzdeki Mayıs ayında burada aynı şeyleri tartışıyor olmayacağız” dedi.
Röportajının başka bir yerinde Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım’ın silahları asla bırakmayacakları yönündeki açıklamasına ilişkin yorum yapan Barrack, “Bu, Lübnan müzakerelerinin bir parçasıdır. Bu süreç, herkes bir anlaşmaya varmaya gerçekten hazır olana kadar bir müzakere olarak kalacak. Tabii ki, her iki taraf da mümkün olduğunca çok karşıt pozisyon alacaktır. Bir zaman çerçevesi belirlemeliyiz. 'Biz' derken Lübnanlıları kastediyorum. Amerikalılar olarak, sadece bu fırsatın hızlı bir şekilde kullanılmasını kolaylaştırmak için buradayız. Ama hiçbir şey dayatmayacağız” dedi.
Barrack, Lübnanlı siyasetçilere olan güveni sorulduğunda ise şu ifadeleri kullandı:
“Şu ana kadar verdikleri tepkiler beni cesaretlendirdi ama onların tavla oynadığını, benim de satranç oynadığımı anlayacak kadar zekiyim. Gerçek taahhütlerinin ne olduğuna karar vermeleri gerekir. Onlara bunu tek tek kanıtlamaları için bir şans veriyoruz. Herkes korkuyor. Kimse iç savaş istemiyor. Kimse çok fazla baskı yapmak istemez. Mezhepçi bir sisteminiz var ve bu da uzlaşma gerektiriyor. Tüm diyaloglar bu çerçevede gerçekleşiyor. Biz sadece bu sürece saygı duyuyoruz.”
Lübnan’da yeniden yapılanma sürecine ilişkin tartışmalara da değinen Barak, Körfez ülkelerinin, silahsızlanmayı da içeren taleplerine bağlı olarak kararlı olduklarını vurguladı.
Barrack ayrıca iki hafta içinde Lübnan'a gerçek bir atılımla dönüp dönmeyeceği sorulduğunda, "Sizi temin ederim. Bir atılım olacak. Bu, Lübnan'daki tüm hizipleri tatmin edecek mi, bilmiyorum. Bu bir mucize olurdu. Ama kendime güveniyorum ve taahhüdümüz açık. Bu konuyu sonuna kadar zorlayacağız. Ve etrafımızı saran tüm olumsuzluklara rağmen, herkesin buna hazır olduğuna inanıyorum. Hükümetin bileşenlerinin hazır olduğuna inanıyorum ve elbette işler olgunlaştığında her şeyin Bakanlar Kurulu'na sunulması gerekiyor. Ancak odak noktası Lübnan Ordusu” diye konuştu.
Öte yandan ABD yetkilisi, Lübnan ile Suriye arasındaki ilişkilerle ilgili olarak "ilişkilerin yakında birleşecek iki paralel yolda ilerleyeceği" umudunu dile getirerek, yeni Suriye rejiminin "Lübnan'a karşı düşmanca niyetler taşımadığına" olan inancını dile getirdi.
Barrack, “Suriye Devlet Başkanı Ahmed El Şara’nın şu anki kaygısı iktidarda kalmak ve açıkçası liderliğini korumaktır. Şu anda, Lübnan, İsrail, Ürdün ve Irak hakkındaki görüşleri yeni bir yapının parçasıdır. Suriye ne olursa, Lübnan da öyle olur, çünkü Lübnan onlar için bir geçiş yoludur. Lübnanlılar ve Suriyeliler, Biladü’ş Şam günlerinden beri birbirleriyle bağlantılıdır.” dedi.
Son olarak Trablus veya Bekaa Vadisi'ndeki bölgelerin Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söylentilere değinen Barak, “İlhakla ilgili tek bir kelime bile duymadım, Suriye'de bizimle çalışan çevrelerdeki güvenilir kişiler de bu konudan bahsetmedi” şeklinde yanıt verdi.
Kudüs Haber Ajansı - KHA