Lübnan Parlamentosu'nda “Direnişe Vefa” bloğu milletvekili Ali Feyyad, el-Meyadin’e verdiği röportajda, ABD'nin Lübnan hükümetine, direnişin (Hizbullah'ın) silahları konusunda baskı yaptığını belirtti. Ayrıca şehit komutan Hacı Ramazan (Muhammed Said İzedi) ve İsrail’in İran’a yönelik son saldırısı hakkında konuştu.
Feyyad’a göre, “ABD, bu silahların geri çekilmesi için bir takvim belirlemeye çalışarak baskılarını artırmak istiyor.” Ayrıca, “ABD, doğu sınırlarının güvenliği konusunu gündeme getirerek Lübnan’ı güvenliğiyle tehdit ediyor, yani onu bu konuda da sıkıştırmaya çalışıyor” dedi.
Feyyad, “Adım karşılığında adım” prensibinin müzakereye açık olduğunu, ancak bunun için Lübnan devletinin kendine güvenmesi, gücüne inanması ve Amerikan-İsrail talepleri karşısında kararlılıkla durması gerektiğini vurguladı. “Lübnan zayıf bir ülke değil” dedi.
Bu bağlamda, direnişin silah meselesinin Lübnan devletiyle ele alındığını ve bu meselenin, İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından tamamen çekilmesinden sonra çözüleceğini ifade etti.
"Hacı Ramazan Kilit Bir İsimdi"
Feyyad ayrıca, büyük komutan Şehit Tuğgeneral Muhammed Said İzedi (Hacı Ramazan) hakkında da konuştu. Onun direniş çalışmalarında kilit bir rol oynadığını vurguladı.
Şehadetinin direnişin işleyişinde temel bir kırılma noktası oluşturmayacağını belirten Feyyad, “Çünkü onun çizgisini sürdüren birçok kadro mevcut” dedi.
Şehit Ramazan’ın Gazze ziyaretinin, Şehit Kasım Süleymani’nin Gazze’ye yaptığı birçok destek ziyaretini hatırlattığını belirtti.
İran’a yönelik son savaş hakkında konuşan Feyyad, “İran galip çıktı ve caydırıcılık dengesini pekiştirdi, işgalci ise hedeflerine ulaşamamanın hayal kırıklığını yaşadı” dedi.
İran’la ilişkiler hakkında ise şunları söyledi: “Batı medyasının iddia ettiği gibi İran’ın ‘kolları’ yoktur; onun saygı gören ve bağımsız müttefikleri vardır.”
İran’ın bölgedeki direniş hareketlerine verdiği destek nedeniyle büyük bedeller ödediğini ifade eden Feyyad, “Eğer İran sadece iç işlerine odaklansaydı, bölgenin öncü devleti olurdu. Ancak o, direniş hareketlerini desteklemek için bu yükü üstleniyor” dedi.
Sözlerini şu soruyla tamamladı: “Batılı güçler İsrail’i her türlü askeri ve siyasi destekle kucaklarken, bizim İran’la müttefik olmamız ve ondan destek almamız neden meşru görülmüyor?”
Kudüs Haber Ajansı - KHA