Eski milletvekili Velid Canbolat’ın, Lübnan’ın güneyindeki Şebaa Çiftlikleri’nin Lübnan toprağı olmadığı yönündeki açıklamaları, bölge halkı arasında büyük tepkiyle karşılandı. Halk, bu tür açıklamaların İsrail işgaline hizmet ettiğini dile getirdi.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Lübnan Meclisi “Özgürlük ve Kalkınma” Bloğu üyesi milletvekili Kâsım Haşim, “Bazı kişiler, sahip olmadıkları bir şeyi, layık olmayanlara vermeye hazır düşüncelerle yine karşımıza çıkıyor. Sormak gerekiyor: İsrail düşmanına bedelsiz hizmeti bu şekilde mi sunacağız? Böylece direnişin gerekçesini ortadan mı kaldırmak istiyoruz?” dedi.
Haşim, yaptığı açıklamada, bazı siyasi çevrelerin, Lübnan’ı bölgesel ve uluslararası uzlaşılarla uyumlu hale getirme çabası içinde olduğunu belirterek, “Ancak bu, Lübnan toprağının bir parçasından vazgeçmek pahasına olmamalı” ifadelerini kullandı.
Şebaa Çiftlikleri’nin aidiyetine dair belgeler ya da kanıtların gerekli olmadığını belirten Haşim, “Asıl sorun, bazı Lübnanlıların egemenlik anlayışının belirli coğrafi sınırlarla sınırlı olmasıdır. Onlar için işgal, ulusal onur ve egemenlik pek de önemli değil. Oysa Şebaa Çiftlikleri ve Kefr Şuba Tepeleri’nin tek bir karışının bile işgal altında kalması, bu kavramları anlamsız kılar,” dedi.
Son olarak yetkilileri uyararak, bölgede dolaşan tehlikeli söylemlere ve planlara karşı sessiz kalmanın, Şebaa’nın Lübnan kimliğinden vazgeçmek anlamına geleceğini ve bunun bir 'ulusal ihanet' olarak değerlendirileceğini vurguladı. Haşim, bu temelde hesap sorulacağını da sözlerine ekledi.
Aynı bağlamda, Arkub Evlatları Heyeti, Velid Canbolat’ın bu yıl ikinci kez Şebaa Çiftlikleri’nin Lübnan’a ait olmadığını iddia etmesini şaşkınlıkla karşıladıklarını belirtti.
Heyet tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Sayın Velid Canbolat’a ve başkalarına defalarca gönderdiğimiz açıklamalara ve belgelere rağmen, Şebaa’nın aidiyetiyle ilgili bu ısrarı anlamakta zorlanıyoruz” denildi.
Açıklamada, bazı siyasi ve partisel çevrelerin, analizci ve yazarların, Şebaa Çiftlikleri’ni gerçek sahipleri olan Şebaa halkı dışında birilerine ‘ikram ederek’ ulusal egemenlikten taviz verdikleri ifade edildi. Oysa ki bu çevrelerin, şüphesiz Şebaa’nın Lübnan’a ait olduğunu gösteren mülkiyet tapularını ve bu tapuların Sayda’daki tapu dairelerinde Şebaalı aileler adına kayıtlı olduğunu bildikleri vurgulandı.
Ayrıca, 1940’lı yıllardan bu yana Lübnan ile Suriye arasında yapılmış resmi yazışmalar, ortak emlak komisyonlarının tutanakları ve Şebaa’nın Lübnan toprağı olduğunu kanıtlayan belgelerin mevcut olduğu hatırlatıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Tam da aynı zamanlarda verilen demeçler, yapılan röportajlar ve yazılan makaleler bizde büyük bir şüphe ve kaygı yaratıyor. On yıllardır bu toprakların kurtarılması ve Lübnan egemenliği altına dönmesi için verdiğimiz mücadele göz ardı edilmek isteniyor.”
Heyet, Şebaa Çiftlikleri ile Kafr Şuba Tepeleri üzerindeki haklardan vazgeçilmesine yönelik her türlü girişime karşı uyarıda bulunarak, “Bu topraklar, kim ne söylerse söylesin, dün olduğu gibi bugün de yarın da Lübnan toprağıdır,” ifadelerini kullandı.
Kudüs Haber Ajansı - KHA