İran Dışişleri Bakanlığı, ülkeye yönelik sözde "azami baskı" politikasının yeniden yürürlüğe konulması da dahil, ABD'nin Tahran’a yönelik ihlallerini içeren uzun bir bilgi notu paylaştı.
Söz konusu azami baskı politikasını, Washington'ın Tahran'a yönelik uzun süredir devam eden düşmanca tutumunun bir uzantısı olarak gördüğünü vurgulayan bakanlık, İran’ın bu tür baskılara karşı direnme kararlılığını yineleyerek, hiçbir milletin yasadışı ve haksız ekonomik baskıya maruz bırakılmaması gerektiğini belirtti.
ABD'nin bu politikayı uygularken aynı zamanda İran'la nükleer konuda müzakere çağrısı yaptığını belirten bakanlık, bu tutumun Washington'ın söylemleriyle çeliştiğini kaydetti.
Bilgi notunda, “İran, diplomasiyi her zaman desteklediğini ve iyi niyetle müzakerelere katıldığını vurguluyor. Ancak aynı zamanda baskı ve sindirme taktiklerinin İslam Cumhuriyeti ile ilgili olarak hiçbir zaman sonuç vermediğini hatırlatıyor” denildi.
Bilgi notunda ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'nin onayına rağmen eski Trump yönetiminin 2018'de tek taraflı olarak anlaşmadan çekildiği hatırlatıldı.
Washington'ın çekilme kararının, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) da teyit ettiği üzere İran'ın anlaşmaya tam olarak uymasına rağmen geldiği vurgulandı.
Bakanlık ayrıca İran'ın "terörizmi" desteklediği yönündeki iddialara tepki göstererek, İran İslam Cumhuriyeti'nin aslında bölgedeki terörizmin birincil kurbanı olduğunu vurguladı.
İran askerlerinin bölgede, IŞİD ve benzeri terör örgütlerine karşı mücadelede yaptığı fedakarlıklara dikkat çeken bakanlık, ABD'nin jeopolitik çıkarlarına hizmet etmek amacıyla bu grupları destekleyerek bölgesel istikrarsızlığı körüklediğini belirtti.
Açıklamada ayrıca Washington'ın, İsrail rejimini, direniş gruplarının üyeleri de dâhil olmak üzere bölge halklarına karşı işlediği zulümlerin hesabını vermekten korumak için İran'ın direniş hareketlerine verdiği desteği “terörizmi” teşvik etmek olarak damgalamaya çalışacağı ileri sürüldü.
Bakanlık ayrıca, Washington’ın Gazze’deki katliamların gerçekleşmesinde önemli bir rol oynadığını ve Kovid-19 salgını döneminde yaptırımlarını daha da yoğunlaştırarak İran'daki insani koşulları daha da kötüleştirdiğini hatırlatarak, ABD’nin insan haklarını savunduğu yönündeki iddialarını kınadı.
Bilgi notunun sonunda, İslam İnkılabi Rehberi Seyyid Ali Hamaney’in, “baskı altında görüşmelere girmenin mantıksız olduğunu ve İran'ın egemenliğini zedeleyeceği” yönündeki açıklamalara dikkat çekilerek, İran’ın baskı altında müzakere etmeyi reddedeceği belirtildi.
Bakanlık son olarak, İran'ın hiçbir zaman nükleer silah edinme peşinde olmadığını teyit ederek, ABD'ye, nükleer meseleyi çatışma bahanesi olarak kullanmaktan kaçınması çağrısında bulunuldu.
Kudüs Haber Ajansı - KHA