Filistin İslami Cihad Hareketi bugün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'ya yönelik barbar Siyonist saldırının yedinci gününe girdiği bildirilerek, “Suçlu Nazi işgal ordusu saldırganlığını sürdürürken, sahadaki infazlar, rastgele tutuklamalar, acımasız işkenceler, hastanelerin kuşatılması, evlerin yıkılması, bölge sakinlerinin yerlerinden edilmesi, altyapının buldozerlerle yıkılması ve bölgelerin birbirinden ayrılması gibi her türlü savaş suçunu işliyor. Uluslararası sessizlik ve Arap ülkelerinin sessizliği, düşmana açık saldırganlığını sürdürmesi için yeşil ışık yakıyor” ifadelerini kullandı.
Direnişçilerin işgalci askerleri doğrudan hedef aldığı kaydedilen açıklamada, “Saldırı günleri boyunca, Batı Şeria'daki direniş mücahitleri saldırganlığa karşı koymaya ve tüm çatışma alanlarında düşman askerlerine karşı kahramanca niteliksel operasyonlar gerçekleştirmeye devam etti” denildi.
Hareketin açıklaması şöyle devam etti:
“Cani Benjamin Netanyahu hükümeti, işgal altındaki Batı Şeria üzerindeki kontrolünü genişletme, onu işgal rejimine katma ve mübarek Mescid-i Aksa'nın kalıntıları üzerine bir sinagog inşa etmenin önünü açma planını hayata geçirebileceğini düşünüyorsa yanılgı içindedir.
Gazze'deki direniş nasıl işgale teslim olmayı reddediyorsa, Batı Şeria'daki direniş de işgale teslim olmayacak. İşgal rejimi hükümetinin Talmud devleti hayalini üzerine inşa etmek istediği şey bu.
Netanyahu ve hükümet üyelerinin Aksa Tufanı öncesi ve sonrasında Batı Şeria'yı işgal rejimi haritasının bir parçası olarak sunma konusundaki ısrarı, işgal hükümetinin gerçeğe dönüştürmeye çalıştığı şeyin ve Batı Şeria'ya yönelik saldırının önceden hazırlanmış bir plan çerçevesinde gerçekleştiğinin kanıtıdır.
Bu planın Batı Şeria'da demografik değişimi içerdiği ortaya çıkmıştır. Bu da Ürdün Krallığı ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere bölgenin güvenliğini tehdit etmektedir.
Netanyahu’nun Gazze'de ateşkesle ilgili uzlaşmaz tutumunun nedeni, Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etmek ve Batı Şeria'yı ele geçirerek Talmudi mitolojilere takıntılı bir devlet kurmak için ABD’deki içindeki değişkenlere bel bağlamasıdır. Netanyahu, vakit harcamaktadır.”
Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimine, işgal altındaki bölgeler üzerindeki egemenlik yanılsamasından geriye kalanları kaybetmeden önce tutumunu gözden geçirmesi çağrısında bulunan İslami Cihad, Abbas’ın İsrail’in suç ortağı olduğu kanıtlanmış uluslararası toplum ve Arapların nafile tutumuna dayanmamasını istedi.
İsrail ile normalleşme yolundaki Arap ülkelerine Siyonist projenin gerçekliği ve hedefleri hakkında fikir sahibi olmaları çağrısında bulunan İslami Cihad, “Bu gaspçı, ırkçı rejim, toprak istiyor, bölge ve halklar üzerindeki hegemonyasını tamamlamak için Arap ve Müslüman cephesini parçalamak için zaman kazanmak dışında hiçbir barış çağrısına ağırlık vermiyor” ifadelerine yer verdi.
Arap ve Müslüman halklara çağrıda bulunan İslami Cihad, “Arap ve İslam ümmetimizin halklarına şunu söylüyoruz: Güçlü bir halk hareketi Amerikan yönetimine açık bir mesaj göndererek onu bu rejimle suçlarındaki ortaklığını gözden geçirmeye, düşmanı da hesaplarını gözden geçirmeye zorlayacaktır. Filistin halkımızın kendi topraklarındaki kararlılığı, tüm Arap halklarını düşmanın kendi topraklarındaki politikalarıyla mücadele etmekten kurtarıyor.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA