Hizbullah’ın Lübnan Parlamentosu’ndaki kolu olan Direnişe Vefa Bloğu Milletvekili Hasan İzzeddin, Lübnan’a gelen Batılı heyetlerin iyilik getirmediğini, aksine İsrail’i desteklediklerini bildirdi.
Lübnan’ın güneyindeki Kana beldesinde İsrail saldırısında şehit olan bir Hizbullah savaşçısının cenaze programında konuşan Hizbullah Milletvekili Hasan İzzeddin, “İnisiyatifle gelenler Lübnan'a iyilik mesajı taşımıyorlar, aksine düşmanı destekleyen, onu istikrara kavuşturup, kaygı, korku ve kargaşadan kurtaran şeyleri taşıyorlar. İsrail'e yardım etmeye geldiler, objektif ve tarafsız arabulucu olmaya gelmediler. Amerika, Batı ve onların araçları objektif ve tarafsız değil” ifadelerini kullandı.
İzzeddin, “İmad 4 yeraltı füze tesisi, direnişin ve füze kabiliyetinin bir göstergesidir. Bu gelecek savaşta direnişin gücünün devamının bir örneği ve gerçek bir caydırıcılık mesajıdır. Düşman bunun ne anlama geldiğini dikkatle okumalıdır. Çünkü bu, saha caydırıcılığının temelini oluşturur” dedi.
“Peki direniş, füze gücü dışında kara, deniz ve hava ile ilgili her türlü silahın örneklerini sergilerse ne olur” diye soran İzzeddin şöyle devam etti:
“Bu görsel mesaj, düşmana ve aracılara Gazze'de ateşkesin en iyi seçenek olduğunu söylüyor. Amerikalılar ve İsrailliler kandırıyor ve yalan söylüyorlar. Hala aynı yoldalar, eğer önümüzdeki dönemde bir gelişme olursa, onların çabalarına inanmamız mümkün olabilir. Bunlar, düşmanın çok geç olmadan ve bölgeyi başka bir yere götürmeden anlaması için onlara gönderdiğimiz mesajlardır.
Karmaşık bir siyasi manzarayla ve zor tercihlerle karşı karşıyayız ve düşmanın tercihleri bizim yaptığımız tercihlerden daha zor olabilir. Çünkü düşman kendisini iki seçenek arasında buluyor; ateşkesi kabul edip yenilgiyi ilan etmek veya düşman rejimin ekonomi, politika, güvenlik vb. alanlardaki yeteneklerinin stratejik olarak tükenmesi durumuna devam etmek.
Biz 425 sayılı kararla bu toprağı özgürleştirmedik, direnişle özgürleştirdik. Bu da biz Güney halkının yaşadığı bir deneyimdir ve bu Şii ulusal birliği tüm kesimlere model teşkil etmektedir.
Mezhepçilik ve mezhepçilik pahasına yüksek ulusal çıkarları geliştirmenin ve ulusal bağımsızlığı korumanın gerekliliğine dikkat çekmek. Amaç vatan ve onun korunması ve ilerletilmesi olduğunda mezhepsel ve mezhepsel özgüllük ortadan kalkar. Yüksek ulusal çıkarların geliştirilmesi ve ulusal bağımsızlığın korunmasının gerekiyor, bunların mezhepten önce olması gerekiyor. Amaç vatan, onun korunması, ilerletilmesi olunca mezhepçilik ortadan kalkmalı.”
Diplomasinin egemenliğin araçlarından biri olduğunun ancak bunun Siyonist rejimle fayda vermediğini kaydeden İzzeddin, “Bunun delili, bu ülkenin şehit kanlarının bereketiyle kurtarıldığı ve bugün şehit kanlarının tüm bölgeyi kanserli bir tümör ve mutlak kötülük olan bu Siyonist rejimden kurtaracağıdır. Onların kanları boşa gitmeyecek, mutlaka karşılık gelecektir ve Allah'ın izniyle zafer mutlaka gelecektir” dedi.
Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu Milletvekili Eyub Hamed ise, İsrail’in 1948’den sonra Lübnan’da işlediği katliamlara değinerek, “Bunlar, örflere saygı göstermeyen, uluslararası normları, Birleşmiş Milletler kararlarını umursamayan, bölgede katliam yapmaktan çekinmeyen endişeli rejimin kara tarihinin örnekleridir. Bize gelen elçilerin bize sakin olmamızı ve ona karşı sakin olmamızı söylediği kibirli düşmanımızdır” ifadelerini kullandı.
Kudüs Haber Ajansı - KHA