Hizbullah Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali Damuş, “Eğer düşman tehditte bulunur ve Lübnan'a karşı geniş çaplı bir saldırganlık eylemi için hazırlık sinyali verirse, o zaman Sayın Genel Sekreter'in de söylediği gibi direniş tüm senaryolara hazırlıklıdır, tüm olasılıklarla yüzleşmeye tamamen hazırdır” dedi.

İsrail saldırısında şehit olan Hizbullah savaşçısı Abbas Haydar Busi için Beyrut’ta düzenlenen programda konuşan Şeyh Ali Damuş, “Direniş, düşman saldırılarına güçle karşılık veriyor. Sınır boyunca Golan'a kadar uzanan düşman askeri ve casusluk bölgelerine, yerleşimlere füzeler yağdırıyor ve İHA saldırıları yapıyor” ifadelerini kullandı.

Düşmanın her saldırının daha sert, daha güçlü ve daha acı verici bir karşılığının olduğunu bildiğini kaydeden Damuş şöyle devam etti:

“Düşman, tüm aracılara, delegelere, tehditlere, korkutmalara, bombardımanlara, yıkımlara ve Lübnan'a karşı uyguladığı saldırganlığa rağmen kendi şartlarını dayatmayı başaramadı ve Lübnan cephesini durduramadı. Ne Hizbullah'ı sınırlardan uzaklaştırabildiler, ne de yerleşimcileri yerleşim yerlerine geri döndürdüler. Saldırılar ne kadar ısrarcı olursa olsun bunu yapamayacaktır. Çünkü direniş, kriz içerisindeki düşmanın Lübnan'daki hedeflerine ulaşmasına izin vermeyecektir.”

Öte yandan Lübnan Parlamentosu’ndaki Direniş Vefa Bloğu Başkanı Muhammed Raad, İsrail saldırılarında şehit olan Hizbullah savaşçısı Ahmed Muhammed Tabuş için düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Düşmanımız gaspçıdır, işgalcidir, ırkçıdır, teröristtir, düzenbazdır, ikiyüzlüdür, kibirlidir, dışlayıcıdır, ötekini tanımayandır” dedi.

Raad, “Ancak bizim görevimiz, topraklarımızın bir kısmını işgal eden ve hâlâ kaçan, şantaj yapan, ülkemize karşı devam eden saldırganlığını ABD ve Batı desteğine güvenerek sürdüren bu düşmanın zulmüne karşı koymamızı gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Hizbullah milletvekili şöyle devam etti: “Gazze'ye yönelik saldırının bizimle hiçbir ilgisi olmadığını zanneden, siyasi ve stratejik okuması olmayan, düşmanın mahiyetini bilmeyen veya projesinde bu düşmanla görüşmeye hazırlanan kişi boş düşünüyor.

Gazze'de kim kazanırsa, Lübnan'da da kazanması kolay olacaktır. Düşmanın uğrayacağı ilk yenilgi, onun hedeflerini ve Gazze'deki saldırganlığının hedeflerini devirmektir. Bu yapıldığında güvenliğimize, onurumuza, egemenliğimize, cephemize, vatanımıza saldırmaya cesaret edemeyecektir.

Gazze'nin zaferi Lübnan'ın korunmasıdır ve Lübnan'daki rolümüzün Gazze'yi etkilediğini görmeyen kişi iyi okumuyor, hatta savaşın anlamını ve ayrıntılarını bilmiyor demektir. Düşmanın Gazze'de ulaşmak istediği hedeflerin engellenmesinde bizim etkimiz önemli ve etkili oldu. O da bu hedeflere ulaşamadığının bilincinde.

Aylardır bir kısır döngü içinde, direnişi ezemiyor, esirleri serbest bırakamıyor, Gazze Şeridi çevresindeki yerleşimcilerin güvenliğini ve istikrarını sağlayamıyor. Düşman saldırıyı başlatırken önerdiği üç hedefe ulaşamadı.

Kim, İsrail’in bölgemizde demokrasiyi temsil ettiği, insan haklarının koruyucusu olduğu yanılsamasına kapılıyorsa, o insanı korumayan yırtıcı bir canavardır. Gazze'deki çatışmanın sona ermesiyle dünyada pek çok siyasi ve stratejik dönüşüm olacak ve denklem değişecek. Bu çatışma, düşmanın hedeflerinin boşa çıkması, Gazze'de direnişin devam etmesi, ülke halklarının direniş seçeneği etrafında kenetlenmesiyle sonuçlanacak.”

Kudüs Haber Ajansı - KHA