Akademisyenler, gazeteciler ve sanatçılar Arap rejimlerinin Refah soykırımı önünde sessiz kalmasına tepki gösterdi.

Uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Ali Ebu Rızk, Gazze’de sekiz aydır süren ve en son Refah’ta gerçekleştirilen soykırımı şu sözlerle anlattı: “Rafah, işgalcileri küçük düşürmeden önce Ramallah yönetimini, Arap ulusal güvenliğini ve İslam ümmetini küçük düşürdü. Dünya, hiç bir zaman ümmetimizin yaptığı gibi çocuklarının kanını ucuz gören, hastanelerinin ve okullarının yakılmasına göz yuman bir ümmete tanık olmadı.” 

Konuya ilişkin yazar ve siyasi analist Dr. Muhsin Salih ise şu ifadeleri kullandı: “Aksa Tufanı ve İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşi soykırımından neredeyse sekiz ay sonra, tufanın devam etmesi ve bunun Filistin, bölge ve uluslararası muazzam yansımalarının ardından, resmi Arap tutumunun donukluk, soğukluk, kayıtsızlık ve başarısızlıktan çıkma zamanı gelmedi mi? Belki de bu soru tuhaftır, çünkü ölüleri dövmek haramdır! Ancak soru, resmi davranışı anlamaya çalışmakla ilgili.”

Dr. Muhsin Salih, Arap ülkelerinin resmi tutumunun gerçek değişimleri gerçekleştirecek niteliğe sahip olmadığını ve ateşin birilerinin evine düşmediği sürece esnemeye devam edeceklerini belirtti.

Uluslararası İlişkiler uzmanı Salih, Arap rejimlerinin utanç verici tutumunun başlıca sebeplerinin, ABD ve İsrail hegemonyasına bağlılıkları, Aksa Tufanı’nın yarattığı büyük sarsıntıyı kavrayamamaları ve yarattığı fırsatları fark edememeleri olduğunu bildirdi.

Arap rejimlerinin pasif duruşlarının diğer sebebinin vizyon eksikliği olduğunu kaydeden Salih, Arap rejimlerinin ABD ve Batı hegemonyasından kurtuluş için herhangi bir medeniyet hayali ve tasavvurlarının olmadığını belirtti. Hamas’ın İslami direniş projesine ve bunun bölge üzerindeki etkilerinden duyulan korkuya değinen Salih, İslamcı ve değişimi isteyen hareketlerden duyulan korku Arap rejimlerinin harekete geçmesini engellediğini söyledi.

“Joe show” programının yapımcısı Mısırlı ünlü komedyen Yusuf Hüseyin de Arap rejimlerine hitaben şu soruları sordu: Bir Arap olarak Refah’taki katliama bakıp sessiz kalmak neden sizin rolünüz olsun? Neden Amerika ve Avrupa, İsrail’i desteklerken ve halkları Filistin’le dayanışma içinde sokaklarda iken, Filistin davasını desteklediğini iddia eden Arap rejimleri kınamakla yetiniyor? Hatta halkının sosyal medyada bile dayanışmasını engelleyen büyük Arap ülkeleri var!”

Mısır’da oynanan Afrika Şampiyonlar Ligi’nde Mısırlı güvenlik güçlerinin Filistin bayrağının taşınmasını engellediğine dikkat çeken Hüseyin şöyle devam etti: “Bir stadyumda bayrak açmanın, hatta sokakta Filistin bayrağı açmanın Arap rejimlerine ne zararı var? Afrika Şampiyonlar Ligi finalinde Filistin için tezahürat yapmak yüksek fiyatların ve enflasyonun nedeni mi, yoksa ekonomik yıkımının nedeni mi? Filistin davasının en büyük düşmanı diktatörlerdir. Çünkü Arap halkları özgürlüğü Filistin davasından ve direnişinden öğreniyor. Biz biliyoruz ki özgürlük özgürlüğü getirir ve her kim başka bir ülkede bir dava için slogan atıyorsa kendi ülkesinde de bunu arzuluyor demektir. Her kim işgale direniyorsa diktatöre de direnecektir, dolayısıyla Filistin davası diktatörün nefret ettiği tüm anlamlara sahiptir. Şu ya da bu diktatöre siyasi boyun eğmeyi sürdürmek için Arap vatandaşının psikolojik olarak mağlup kalması gerekir.”

El-Cezire’nin program sunucusu gazeteci Hatice Bin Kanna ise Gazze’de dünyanın gözü önünde işlenen soykırımı sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: “Hayvanlar hemcinsleri için gayrete gelir, onların acıları için acı çeker, üzüntüleri için üzülür, onlar için canlarını verir ve mümkün olan her yolla onları kendilerine saldırmak isteyenlere karşı savunurlar. Ancak insan hayvanını tedavi etmek zordur.”

Bunun dışında da Arap sosyal medya kullanıcılarından büyük bir kitlenin, Refah katliamına sessiz kalan Arap yönetimlerini sert bir dille eleştirerek ihanetle suçladığı görüldü.

Kudüs Haber Ajansı - KHA