İsrail medyası, İsrail ile Hamas arasında Ramazan ayından önce bir esir takasıi anlaşması ve ateşkese varılamamasının Biden yönetiminin İsrail Başbakanı'na olan öfkesini ve iki taraf arasındaki gerilimi artıracağını bildirdi.
Haaretz gazetesinin askeri analisti Amos Harel, “Dün Gazze Şeridi'ne havadan insani yardım atılması, yalnızca Gazze Şeridi'ndeki insani durumun ciddiyetini değil, aynı zamanda Biden yönetiminin İsrail hükümetine yönelik artan hayal kırıklığını ve eleştirisini de yansıtıyor” dedi.
Harel şöyle devam etti:
“Özellikle Reşid Caddesi’nde geçtiğimiz perşembe günü yiyecek malzemelerinin gelmesini beklerken yaklaşık 120 Filistinlinin öldürülmesi ve yüzlercesinin İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu yaralanmasından sonra, Dünya İsrail hükümetini, Gazze Şeridi sakinlerinin çektiği büyük acıların sorumlusu olarak görüyor. İsrail ordusunun bu konudaki iddiaları ise hiçbir zaman dünyayı ikna etmedi.
7 Ekim Hamas saldırısı, İsrail'in Refah'taki Filistinli nüfusu yerinden etme ve insani yardımın ulaşmasını engelleme tutumunu haklı çıkarmaz. Bunun bir kısmı hükümetin ve polisin görmezden geldiği sağcı göstericilerden kaynaklanıyor.
Açlık Gazze Şeridi'nin bazı bölgelerinde yayılıyor ve Netanyahu savaşın bitiminden sonraki ertesi günü ciddi şekilde tartışmayı reddetti.
Esir takası anlaşmasına ilişkin müzakerelerin durumu cesaret verici değil, kalan fırsat penceresi çok küçük. Tel Aviv, altı haftalık ateşkesin ardından Gazze'deki savaşı yeniden başlatabileceğini düşünürken, Hamas, uluslararası garantilerle, esir değişimi başlamadan önce savaşın tamamen durdurulmasını talep ediyor.”
Netanyahu'nun Hamas'ın taleplerini çok zor bulduğunu kaydeden Harel, "Belki de ilk aşamadaki esirleri serbest bırakmaktan daha zor buluyor. Çünkü tamamen geri çekilmeyi kabul etmek ve çatışmaları durdurmak, İsrail'in dolaylı olarak başarısızlığını kabul etmesi ve ilan edilen Hamas yönetimini ortadan kaldırma hedefine ulaşmadan savaşı sona erdirmesi anlamına geliyor. Bu durumda Netanyahu'nun aşırı sağı, koalisyonunda tutması zor olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Harel analizini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar uygulamak için gerekli güçler oluşturulmamış ve İsrail, Refah'ta kalabalık olan Filistin halkını tahliye etmeye başlamamış olsa da Netanyahu, Refah'ı işgal etmekle tehdit ediyor. Hamas'ın şu anda böyle bir senaryonun yakın gelecekte, Ramazan öncesinde veya Ramazan ayında mümkün olabileceğine inanıp inanmadığı konusunda şüpheler var.
Amerikalılar da ikna olmuş değil ve Netanyahu, hükümetteki geçici ortakları Gantz ve Eisenkot’u bile saldırgan niyetinin ciddiyetine ikna olmuş gibi görünmüyor. Zorunlu askerlik yasasıyla ilgili krizin yanı sıra Netanyahu'nun kendisini zor ve karmaşık bir siyasi tuzağa düşürdüğü görülüyor.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Gantz'ı Washington'daki toplantılara davet etmesi alışılmadık bir adım. Netanyahu'nun konumu kamuoyu önünde ve kasıtlı olarak küçümseniyor.
Görünen o ki Washington'da Gantz'ı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeyi, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmayı durdurmayı ve belki de Tel Aviv ile Riyad arasındaki ilişkileri normalleştirmeyi de içeren bir anlaşmaya varması için Netanyahu'ya baskı yapmaya teşvik etmeye çalışacaklar. Ancak Netanyahu bu Amerikan planına yanıt vermeyi reddediyor.
Biden yönetimi ile Netanyahu arasında yakın zamanda kamuoyu önünde bir çatışma çıkması ihtimali göz ardı edilmiyor. Esir takasıyla ilgili iletişimdeki başarısızlıktan İsrail sorumlu tutulacak.
Gerilimin devam etmesi, ABD’nin BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'e karşı alınan kararlarda veto hakkını kullanmaktan kaçınmasını, hatta İsrail'e silah ve mühimmat sevkiyatını yavaşlatmasını da içerecektir.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA