İsrail’in, sınır köylerindeki hedeflerinin çapını sivillere ulaşacak şekilde genişletmesi ile güney cephesi son 48 saatte karşılıklı bir tırmanışa tanık oldu. Bu durum, el-Meyadin'deki iki meslektaş Ferah Ömer ve Rabih Ma’mari'nin de aralarında bulunduğu dört kişinin şehit düşmesine ve ayrıca Hamas kadrosundan dört kişinin kendilerini Sur'un güneyine taşıyan sivil bir araçta bombalanarak hedef alınmasına yol açtı.
Hizbullah'ın Gazze'ye destek amacıyla yürüttüğü “yıpratma savaşının”, durumun “bölgesel bir savaşa dönüşeceği ve bundan aşağı bir durum oluşmayacağı” uyarısında bulunan Siyonist düşman varlığında büyük yankılara ve telaşa sebebiyet verdiği açıkça ortaya çıkmaya başladı.
İsrail'de dün, Siyonist düşmanın Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in Güvenlik Konseyi'ne “1701 sayılı kararın tam olarak uygulanmaması ve UNIFIL'in Litani'nin güneyindeki Rıdvan Gücü'nün askeri varlığını önlemek için yeteneklerini devreye sokmaması halinde meselenin bölgesel bir savaşla sonuçlanacağı” yönünde bir “uyarı mesajı” gönderdiği ortaya çıktı. Mesajda, “bölgesel istikrar adına ve gerilimi önlemek amacıyla Güvenlik Konseyi'ndeki tartışmanın Hizbullah'ın ciddi ihlallerine son verme konusunda tamamen farklı bir yaklaşım benimsemesi gerektiği”ne işaret edildi. ABD'nin Birleşmiş Milletler Temsilci Yardımcısı Robert Wood, işgal altındaki Filistin ile Lübnan sınırındaki durumu “oldukça zor ve tehlikeli” olarak nitelendirdi ve “Gazze'deki savaşın Lübnan'a yayılmasını önlemek için çok çalışıyoruz.” dedi.
Düşman hükümetine karar alma sürecinde dikkate alınan tavsiyeler sağlayan ana merkezlerden biri olan Tel Aviv'deki Ulusal Güvenlik Araştırma Enstitüsü, Kuzeydeki meselelerin İsrail’in, Hizbullah'la karşılıklı ateş açma durumlarıyla ilgili nasıl karşılık vereceğine ek olarak Gazze'deki çatışmadaki gelişmelerle bağlantılı olduğuna dikkat çekip olayların başlangıcından bu yana, Kara Cumartesi'nin (7 Ekim) ertesi gününden itibaren hem direniş hem de İsrail açısından bir tırmanış eğilimi görüldüğüne işaret ederek, Kuzey Cephesi’nde yaşananları “küçültülmüş bir savaş” olarak nitelendirdi.
Israel Today gazetesi konuyla ilgili şunları yazdı: “İsrail ve Hizbullah bahsin seviyesini yükseltiyor. Kuzeyde olup bitenler, kaygılı bir bekleyişi her zamankinden daha çok gerektiriyor.” Başka bir makalede ise “mevcut yolun Lübnan'la savaşı gerektirdiğini ve Rıdvan güçlerini sınırdan uzaklaştırmanın tek yolunun bu olduğuna” dikkat çekti. Bu arada Maariv gazetesi, “Hizbullah, İsrail'in yapacağı ciddi bir hatayı bekliyor... Hiç şüphe yok ki kuzey sınırı fiilen ikinci bir savaş cephesine sahne oluyor.” diye yazdı.
Sabah saatlerinde düşman topçusunun Kefer Kila kasabasında bir evi hedef alması sonucu 80 yaşındaki Laika Sarhan hayatını kaybetti, torunu da yaralandı. Öğlen saatlerinde ise Tayr Harfa kasabasından (Sur) canlı yayın sonrasında gazeteci üniformaları giymelerine rağmen İsrail insansız hava aracından atılan güdümlü füze, “el-Meyadin” kanalı muhabiri Ferah Ömer (1998 - Meşğare doğumlu), kanalın kameramanı Rabih Ma’mari (1979 - Trablus doğumlu) ve arkadaşları Hüseyin Akil'i (Cebbin doğumlu) hedef aldı.
Reuters fotoğrafçısı İsam el-Abdullah'ın 13 Ekim'de Alma eş-Şab kasabasında gazetecilerin katıldığı bir toplantıya İsrail tanklarından atılan top mermisi sonucu hayatını kaybetmesi ve bu ayın 13’ünde de iki İsrail füzesinin sınır kasabası Yaron'da gazetecilerden oluşan bir konvoyu hedef almasının ardından Ömer ve Ma’mari'nin şehadeti ile gazetecilik camiasının şehit sayısı üçe yükseldi. UNIFIL sözcüsü Andrea Tenenti şok ve üzüntüsünü dile getirerek, gazetecilerin ve sivillerin kasıtlı olarak hedef alınmasını uluslararası hukukun ihlali ve savaş suçu olarak nitelendirdi.
Hamas Hareketi ve Şehid İzzeddin el-Kassam Tugayları, Güney Lübnan'daki cihad görevini gerçekleştirirken kendisini hedef alan Siyonist saldırının ardından Komutan Halil Hamid el-Harraz’ın (Ebu Halid) bir grup kardeşiyle birlikte şehadetlerini duyurdu. Hamas mensupları, eş-Ş'iyatiya ile el-Maina (Sur’un güneyi) arasındaki yan yolda bulunan CRV model arabayı üç füzeyle hedef alan İsrail’in insansız hava aracı tarafından düzenlenen saldırıyla şehadete kavuştu. İlk verilere göre insansız hava aracı, el-Harraz’ın yaşadığı Reşidiye kampından ayrıldığından beri arabayı takip etmişti.
Kassam Tugayları'nda önemli bir askeri pozisyona sahip olduğu belirtilen el-Harraz’ın yanı sıra Haldun Minavi, Trablus'taki Takva Camii ikinci imamı Ebu Bekir Ivad ve Şeyh Said ed-Danavi de şehit oldu. Hepsi, şehadet haberleri duyurulduğunda silahların ateşlendiği Trablus’tandı.
Buna karşılık Hizbullah dün, 21 Kasım Salı günü, İsrail'in sivilleri ve el-Meyadin ekibini hedef alan saldırıları ve iki gün önce düşmanın Nabatiye bölgesindeki bir alüminyum fabrikasını bombalamasına yanıt olarak başta Beyt Hillel askeri üssü ve Şlomi bölgesindeki İsrail askeri sanayisine tabi Rafael Şirketi’ne ait bir fabrika olmak üzere İsrail işgal ordusunun Lübnan ile Filistin sınırındaki kışla, mevzi ve toplanma alanlarına yönelik 13 operasyon gerçekleştirdi.
Washington: “Wagner” Hizbullah'a Hava Savunma Sistemi Teslim Edecek
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, Rus Wagner Grubu'nun Hizbullah veya İran'a hava savunma sistemi teslim etmeye hazırlandığını belirterek gazetecilere şunları söyledi: “Buna bir cevap olarak terörle mücadele yaptırım sistemimizi Rus kişi veya kuruluşlarına karşı kullanmaya hazırız.”
Sözcü, Washington'un, Rus ordusunun Tahran'dan aldığını söylediği insansız hava araçları ve diğer ekipmanlara ek olarak, İran’ın, Ukrayna'da kullanılmak üzere Rusya'ya balistik füzeler teslim etmeyi planladığına dikkat çekip İran'ın, Rusya'ya askeri yardım konusunda ek bir adım atmaya hazırlanıyor olabileceğini vurguladı. Bu iş birliğinin kesinlikle Ukrayna'ya, İran'ın komşularına ve uluslararası sisteme zarar verdiğini belirtti.
Amerikan basınında haftalar önce Wagner Grubu ile Hizbullah arasında Rusya'nın Pantsir hava savunma sisteminin sağlanmasına yönelik görüşmelerin yapıldığı bildirilmişti, ancak Kremlin o dönemde konuyu resmen yalanlamıştı.
Kudüs Haber Ajansı - KHA