Hamas’ın uluslararası ilişkiler sorumlusu Usame Hamdan, Lübnan’da Müslüman Âlimler Birliği’ni ziyaret ederek Merkez Konsey ile bir araya geldi. Toplantıda Hamdan Aksa Tufanı ile ilgili genel bir konuşma yaptı.

Toplantı, Müslüman Alimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şeyh Hasan Abdullah’ın konuşmasıyla başladı. Konuşmasında “Hac Usame Hamdan kardeşimizi ağırlamaktan onur duyuyoruz. Çünkü kendisi cihadıyla ve Siyonist düşmanla cihad tarihinin beyaz sayfasında sunduklarıyla ümmetin başını dik tutan ve bu savaşta yeni bir aşama oluşturan Hamas’ı temsil ediyor” ifadelerini kullandı.

Şeyh Hasan Abdullah, “Aksa Tufanı siyonist düşmanla savaşta bir dönemeç noktasıdır, onun için artık Aksa Tufanı’ndan önce ve Aksa Tufanı’ndan sonra diyoruz” dedi.

Şeyh Hasan Abdullah’dan sonra sözü alan Usame Hamdan konuşmasına Müslüman Âlimler Birliği’ne teşekkür ederek başladı. “Doğrusunu söylemek gerekirse, Müslüman Âlimler Birliği’nin bu toplantı deneyimi her türlü takdir ve övgüyü hak ediyor” diyen Hamdan “Çünkü bu ümmetin birliği için pratik bir mesaj verdi ve özellikle son on yılda ümmetimizin başından geçen ve bu ümmeti parçalamak için fitne tohumları ekme girişimlerine rağmen sebat etti” diye konuştu.

Hamas Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Usame Hamdan şöyle devam etti:

"Dün Irak direnişindeki kardeşlerimiz, aylar önce yakalanan bir Siyonist Mossad ajanının itiraflarını içeren bir video kaseti gösterdiler. Mossad ajanının itirafları, ümmet içinde ihtilaf yaratmada kendisine yüklenen rol hakkında derinlemesine düşünmeyi gerektiriyor. Elbette bu onlarca, belki de yüzlerce olaydan biri ama düşmanlarımızın bu fitneyi nasıl ektiklerine dair pratik bir model sunuyor."

El-Aksa Tufanı operasyonu ile ilgili konuşan Hamdan “Bu operasyonu neden gerçekleştirdik” sorusunu sorduktan sonra “Açıkçası, işgale karşı bir direniş eylemi gerçekleştirmek için gerekçeler sunmamız gerektiğini düşünmüyoruz. İşgal altında yaşıyor ve bundan acı çekiyoruz” dedi.

“Bu sürecin şu anda gerçekleşmesine neden olan bir grup başlığı bir araya getirdik” diyen Hamdan “Bu başlıklardan ilki, Filistin davasını tasfiye etmek için net bir karar alan ve bunu net, pratik bir şekilde yapan yeni işgal hükümetinin kararıdır” ifadelerini kullandı.

İsrail’in tüm Filistin sathında ve özellikle Batı Şeria’da uygulamaya koyduğu işgali genişletme projeleri olduğunu ve bunun durdurulması gerekliliğinin hasıl olduğunu söyleyen Hamdan sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı Şeria’ya gelince, proje açıktı. Batı Şeria’nın A, B ve C bölgelerine ayrıldığı bilinmektedir. C bölgesini işgal hükümet tarafından yerleşim yerleri ile doldurulmak üzere bir plan geliştirilmiştir. Kuruluşundan bugüne kadar yüz elli yerleşim inşa izni alındı. Dünyanın farklı yerlerinden bir milyon yerleşimciyi buraya getirmek istiyorlar. Bu, siyasette bir Filistin devleti olmadığı anlamına geliyor, çünkü Batı Şeria’nın yüzde altmışını aldığınızda, ne kadarı kalacak ve devlet nasıl olacak?

İkinci konu ise, tarif edilebilecek tüm teknolojiyle güçlendirilmiş duvarın geçiş noktalarıyla karşı karşıya olmamızdı. Duvarda onu izleyen yüzlerce kamera ve herhangi bir şey yaklaşır yaklaşmaz uyarı gönderen sensörler var. Ayrıca bu duvarın üzerinde harekete bağlı olarak doğrudan hareketin gerçekleştiği alana ateş açan elektronik kuleler bulunuyor.

Bazı geçiş noktalarında çok sayıda şehit olabileceği ve buralardan geçmeyi başaramayabileceğimiz de tahmin ediliyordu. Yüce Allah’a şükürler olsun ki kardeşlerimizin her yönde 25 geçiş noktası vardı. Geçiş anında mücahitlerden şehitlerin sayıları 5‘i geçmedi. 25 noktadan geçtiler. Bu beklediğimizin aksine oldu ve bu Yüce Allah’ın lütfudur.”

Hamdan 7 Ekim’deki operasyonda düşmanın verilerine göre 310 siyonist askerin öldüğü, 1200’ünün yaralanıp taburcu edildiği ve bin beş yüz yaralının ise halen tedavi gördüğünü belirtti.

Kudüs Haber Ajansı - KHA