Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Seyyid Haşim Safiyüddin, İsrail işgalini, Lübnan'a karşı herhangi bir hata yapmaması konusunda uyardı.

Tasnim Haber Ajansı’na konuşan Safiyüddin, direniş zaferinin yıldönümünde Hizbullah'ın Rıdvan Özel Birimi tarafından gerçekleştirilen yakın tarihli bir askeri tatbikata işaret ederek, Genel Sekreter Seyyid Hasan Nasrallah’ın defalarca "İsrail herhangi bir yanlış hesaplama yaparsa, füzelerimiz Tel Aviv'i vuracak ve Rıdvan Birimi Celile'ye girecek" uyarısında bulunduğunu belirtti.

Direniş hareketinin şimdiye kadar dile getirdiği her şeye hazır olduğunun altını çizen Safiyüddin, ister Celile’ye giriş olsun ister daha büyük hedefler olsun direniş için fark etmediğini ve verilen mesajın “çok ciddi” olduğunu vurguladı.

Hizbullah yetkilisi, Direniş grubunun "İsrail" varlığını yok etmek için kurulduğunun altını çizerek, Hizbullah'ın "İsrail" var olduğu sürece her geçen gün daha da güçleneceğini ve mücadelenin "İsrail"in yok edilmesine ve bölgeden çıkarılmasına kadar devam edeceğini vurguladı.

Röportajın başka bir yerinde Suriye, Filistin ve Lübnan Direniş güçlerinin işgal altındaki Golan Tepeleri'nin kurtarılması için ortak eylemi hakkında yorum yapan Safiyüddin şunları söyledi:

“Planımız, direniş eylemleri ve girişimlerini içeriyor. Her şeyden önce bölgede müdahale etmeyeceğiz. Golan, Suriye toprağıdır. Golan'da ne olacağını belirleyen taraf, Suriye'nin liderliğidir. Artık Golan ve Siyonist düşmanla herhangi bir çatışma cephesi konusunda, direnişin eylemi için durum ne zaman gerekli olursa ve herhangi bir ülke ve bölgedeki diğer direniş güçleriyle birlikte bulunmamız gerektiğinde varlık göstermeye hazırız.”

İşgal altındaki topraklarda devam eden iç çatışmalar ve krizler hakkında da yorum yapan Safiyüddin, “İsrail toplumu içeriden parçalandı. Artık tarihi liderleri yok, çünkü tarihi liderleri gitti. Mevcut liderleri ise yolsuzluk ve hırsızlıkla ünlü küçük liderlerdir. Bazılarının sabıka kaydı var ve bazıları hapse girecek. Bazılarının bekleyen ceza davaları var” dedi.

Bu arada İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik Pekin’de yapılan anlaşmaya da dikkat çeken Safiyüddin, “İran, Pekin anlaşmasından önce de güçlüydü, sonrasında da güçlü. İran ile Suudi Arabistan arasındaki bağların yeniden tesis edilmesi ümmetin, İslam ve Arap dünyasının çıkarınadır. Pekin'de yaşananlar ABD ve 'İsrail'in çıkarlarına aykırıydı” diye konuştu.

Safiyüddin, bölge milletlerinin artık İslam ve Arap dünyasının meseleleri için kendini feda eden ve çabalayan ülkenin İran İslam Cumhuriyeti olduğunun farkına vardığını sözlerine ekledi.

Kudüs Haber Ajansı - KHA